Olup bitene dair: Kimileri için yeni baştan

Olup bitenin açık ve keskin bir iktidar mücadelesine işaret ettiğine şüphe yok. Adını nasıl koyarsanız koyun, hangi sıfatı kullanırsanız kullanın, açıktır ki, kavga, "vesayetçi bürokrasi modeli"ni korumak isteyenlerle, "açık toplum istikametinde bir değişim"i temsil ve arzu edenler arasında yaşanıyor.

Direnç ve değişim aktörleri arasındaki kavga, son gelişmelerle en kesif ve en açık biçimini aldı.

Bir yanda AK Parti'ye yönelik kapatma davası, hukukun devletleşmesini, devletin siyasi alana egemen olmasını, değişimin her anlamda ve her alanda dinginleşmesi ifade eden bir adım olarak atıldı ve direnç aktörlerin en gözü dönmüş ve en keskin hamlesi oldu.

Bu hamlenin yeni bir otoriterleşme dalgasının temelini oluşturduğu açıktır.

Öte yanda aksi istikamette bir süreç yaşanıyor.

Bu süreci başlatan ise Ergenekon soruşturması ve bu soruşturmanın etrafındaki siyasi sorgulamalar ve tartışmalar oldu.

Gerek hukuki soruşturmanın gerek siyasi sorgulama ve tartışmanın darbe girişimlerini, karanlık siyasi tezgâhları, topluma dönük psikolojik harekâtları konu ve hedef aldığı ortadadır.

Ve bu açıdan Ergenekon süreci açık bir şekilde değişim yanlılarının, vesayetçi rejime karşı tavır alanların, siyasi cinayetlerin hesabını talep edenlerin ve siyaseten sıkıştırılmış siyasi aktörlerin en önemli dayanak noktası haline gelmiştir.

O zaman "nihai teşhis"i koymak gerek:

Bu iki "dava" etrafında yaşanan "siyasi karşılaşma" hem bir zihniyetler mücadelesinin, hem asker-sivil çatışmasının soluduğumuz ana manevilalarıdır.

Kapatma davası da Ergenekon da, kendi kapladıkları alanın ötesinde, büyük ve uzun soluklu bir iktidar kavgasının aşamalarını ifade etmektedirler.

Böyle olunca ne AK Parti'nin kapatılması demokrasi çabalarının sonunu ifade edecektir, ne de Ergenekon davasının sonuç vermesi sivil demokrasinin mutlak tesisine işaret edecektir"

Bununla birlikte bizim açımızdan özellikle Ergenekon davası, iktidar kavgalarının ve arkasındaki asıl dinamiğe, başka bir deyişle "sivilleşme ve demokratikleşmeye doğru hamle yapan bir Türkiye"ye gönderme yapmaktadır:

Elbet yol uzundur"

Elbet karşı hamleler gelecektir"

Derin militer sistemlerin değişmesi dünyanın her yerinde çok uzun süreler almıştır. Ancak Avrupa'da, Latin Amerika'da, Doğu bloğunda, her derin militer sistemlerinin değişmesini tetikleyen tarihsel ve siyasal bir gelişme bulunur.

Umarız Ergenekon davası da Türkiye açısından böyle bir başlangıç noktasını ifade eder".

Edip etmeyeceği önümüzde aylarda yaşanacak gelişmelere bağlıdır.

Sonuç nasıl tecelli ederse etsin bizim arzu ettiğimiz derinlikte olmasa da, bilin ki sadece Ergenekon davasının varlığı bile, geri dönülmez bir referans noktası, bir demokrasi olacaktır.

Bu dava siyasi cinayet ithamlarını içermektedir.

Bu dava darbe girişimlerini kapsamaktadır.

Bu dava devletin içinde varlığını sürdüren vurucu ve gayri meşru bir gelenekle hesaplaşmayı ifade etmektedir.

Bilin ki dünyanın hiçbir yerinde "böyle bir davaya demokrasi kavramını kullanarak karşı çıkan, siyasi iktidara ya da ona veya buna yarıyor diye karşı duran bir toplum" olmamıştır.

Bu davayı sulandırmaya çalışan anlayışı bir kalemde geçiniz"

Dün Ziverbey gibi başlıklarını atıyorlardı, bugün Agarta başlıkları atıyorlar"

Onlar sadece kendilerini sulandırmakla meşguldürler"

Asıl yaptıkları iş ise şu ya da bu noktada şu ya da bu düzeyde, direnç sürecinin tarihsel parçası olmaktan başka bir şey değildir.

Türkiye değişiyor ve değişecek