Çok istemesine rağmen Hac kurası çıkmayınca, eski tanıdığı Önder Sav'dan yardım istemeye gitmiş
80 yaşındaki Mustafa Ünal'ın tek bir arzusu vardı: 'Hacca gitmek.' Her namazında bunun için dua ediyor, "Öleceksem de orada ölmeliyim." diyordu. Ancak kutsal yolculuk için müftülüğe yaptığı müracaattan olumlu haber gelmedi. Kuradan adı çıkmamıştı; o an yıkıldı.
Yakınları defalarca 'CHP Genel Sekreteri Önder Sav eski bir dostun. Sorununu ona aç!' tavsiyesinde bulundu. Ünal, bu teklifi reddetti. Ankara Elmadağ'daki programda ise 'bir umut' düşüncesiyle Sav'a yüreğini açtı. Ancak beklemediği bir cevap aldı. Sav, 'Boşver, Araplara para kaptırma!' dedi. Ünal, yanlış anlaşıldığını sandı ve bu konuda istekli olduğunu anlatmaya çalıştı. Cevap şoke ediciydi: "Bakarsın Muhammed seni bırakmaz. Bırak şey yapma..." Hayalleri bir kez daha yıkıldı, sessizce oradan ayrıldı. Ünal'ın eşi Sebahat Ünal, CHP'li Sav'a kızgın. "Çok üzüldük, çok şaşırdık." diyor. Sav'la ahbaplıklarının eskilere dayandığını hatırlatırken "Orada olsaydım sitem ederdim. 'Niye engel oldun?' derdim. Kocam rahatsız, ama ölürse hacda ölsün." ifadelerini kullanıyor.
Mustafa Ünal, cumartesi günü yaşanan olayın ardından evine kapandı. Basın mensuplarının sorularına cevap vermedi. Ailenin duygularını eşi Sebahat Ünal anlattı. Sebahat Hanım, eşi ile Önder Sav arasındaki diyaloğu duyduğunda çok şaşırmış. Sav'ın eski bir ahbapları olduğunu belirtirken "Önder kocamı da beni de üzdü. O sözleri söyledikten sonra yanına gidebilseydim sitem ederdim. 'Niye engel oldun?' derdim. Kocam rahatsız, ama ölürse hacda ölsün." diyor.Sebahat Hanım, Sav'ın sözlerinin 'yanlış ama iyi niyetle söylenmiş sözler' olduğu düşüncesinde.
Eşinin hasta olduğunu bilen Sav'ın 'daha fazla yorulmasın' diye bu ifadeleri kullanmış olabileceğini ileri sürüyor. Sebahat Hanım şöyle devam ediyor: "Kocam 80 yaşında. Bir süre önce müftülüğe götürdüm, hac başvurusu yaptık. Ancak kabul edilmedi. Çok üzüldük. Yıllardır namazlarında dua ediyor hacca gitmek için. Ama nasip değilmiş, olmadı." Sebahat Hanım, Diyanet yetkililerinden kendilerine yardımcı olmalarını istiyor. Bu noktada eşine, yardım için "Önder Sav'ın yanına git" diye baskı yaptıklarını hatırlatıyor. Ancak ısrarlara rağmen bu teklifi kabul etmediğini dile getiriyor. Ünal, şöyle konuşuyor: "Ben Önder Sav Elmadağ'a geldiği zaman orada değildim. 'Hacca gitme' falan demiş. Daha sonra öğrendim. Üzüldüm. Hac bizim boynumuzun borcu. Kocam ölecekse orada ölsün. Eğer bunları söyledikten sonra orada olsaydım gider Önder'le konuşurdum." Sebahat Hanım, Sav'ın sözlerine eşinin verdiği tepkiyi de şöyle aktarıyor: "Allah bana nasip etsin. Yeter ki, gideyim, orada ölürüm."