“Önemsemeyin” demek çıkar yol mu?

Ahmet Taşgetiren

Sedat Peker’in videolarının izlenme sayısı 100 milyonu geçti. Kamuoyu araştırma kurumları videoların halkın ne kadarına ulaştığını araştırıyorlar. Ortada bir sosyal fenomen var çünkü.

Metropoll’ün araştırmasında videoların tümünü izleyenlerin oranı yüzde 23,6 olarak ölçülmüş. “Bir kısmını” izleyenlerin oranı yüzde 25,1 olurken, “Hayır izlemedim ama haberdarım” diyenlerin oranı yüzde 13,8’de kalmış. “Videolardan haberim yok” diyenlerin oranı ise yüzde 37,4 olarak belirlenmiş. Buna göre Peker videolarının en azından bir kısmı halkın yüzde 49’u tarafından izlenmiş oluyor.

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ak Parti MKYK’sında “videoları ciddiye almayın, önemsemeyin” dediğini yazmıştı. Bu bilgiyi paylaştıktan sonra Selvi “önce şaşırdım” notuyla şu duygularını kaydetmişti:

Ama daha sonra 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişimi dahil şimdiye kadar birçok uluslararası operasyonu başarısızlığa uğratan Erdoğan’ın, “video operasyonları” için “Ciddiye almayın, önemsemeyin” demesine şaşırmadım.

Darbeleri, muhtıraları, parti kapatma davalarını, Gezi’yi, 17-25 Aralık operasyonlarını püskürten Erdoğan için, videoların ne ehemmiyeti olacak ki? “ Hürriyet, 1 Haziran 2021

Acaba bu bakış haklı mı? Yani Erdoğan pek çok komployu atlattığı gibi “video operasyonları” diye nitelediği bu vartayı da ezip geçer mi?

Bu da geçer ya Hu” yaklaşımıyla “Neden olmasın” diye düşünmek de mümkün, “Bu da geçer ama deler de geçer” diye düşünmek de.

Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” diye bir sözümüz var. Beşer hafızasının unutmak gibi bir hastalığı vardır.

Siyasetçi yaklaşımında bu yöntem önemsenir. Üzerine gelinen, suçlama malzemesi yapılan bir konu olduğunda, “beşer hafızasının unutma hastalığı”ndan yararlanılır. Ama o işler de genelde unutulmaz, bir yerlere yazılır ve kıymet-i harbiyesi arttığında ortaya çıkarılır.

Mesela diyelim: 17-25 Aralık iddiaları FETÖ şeytanlaştırması ile birlikte çuvala konulup beşer hafızasının unutulma çöplüğüne atılmak istendi. Ama bir yerlerde duruyor olmalı ki, hem de iktidarın İçişleri Bakanı olan bir kişi oradan “eski içişleri bakanının oğlunun para sayma makinası ile ilgili” bir malzemeyi aldı, bam diye ekranlara taşıyıverdi. Başka malzemelerin ne zaman ve kimler tarafından ortaya çıkarılacağını kim bilebilir ki? Mesela Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin – Bahçeli’nin 17-25 ile ilgili “saklı” düşüncelerinin - sözlerinin bulunduğunu kim görmezden gelebilir?

Peker Pazar günü 9’uncu videosunu yayınladı. Belli ki insanlar bekliyordu. “Tayyip Abi ile helalleşme” videolarını 14 Haziran, yani Erdoğan - Biden görüşmesi sonrasına erteledi. Dış komplo ithamlarından korunmak için. Belli ki o erteleme bile tansiyonu diri tutmaya yarayacak.

Önemsememe - ciddiye almama” yaklaşımının iktidar tarafından bir yöntem olarak kullanıldığı açık. Konuşulur konuşulur, biter.

Mesela sıcak bir olay olarak Ruhsar Pekcan ile ilgili yolsuzluk iddiaları karşısında kulağının üstüne yatma yöntemine başvurulması gibi.

Mesela, KİPTAŞ’ın içinde yer aldığı arsa yolsuzluğu konusunda “suskunlukla geçiştirme” yöntemine başvurulması gibi. Konuşma, cevap bile verme, medya gücünü sessizliğe mahkum etmek için kullan, hafıza-ı beşerin nisyan ile malül oluşu senden yana.

Nasıl anlatılır iktidar cenahına bilmem ama, emin olsunlar ki böyle gitmiyor bu işler. Ak Parti tabanında bile Peker videosunu izleyenlerin oranı yüzde 36’yı buluyor. Evet, milyonlarca çocuk Milli Eğitimin programlarına ulaşamadı ama Peker videoları kulaktan kulağa dolaşıyor.

Fransa’da Cezayirli gençlerin oluşturduğu “Ben&Az” isimli müzik grubu, Sedat Peker için hazırladıkları “Yeni Patron Sedat Peker” isimli şarkıya klip çekti.

Bizde de eşkıyaya türkü yakılır. “Halil İbrahim” türküsünü Musa Eroğlu’nun sesinden dinlemeyen var mıdır?

Dağda Kızıl Ot Biter - İçinde Keklik Öter - Eşkıyadan Da Beter - Uslan Be Halil İbrahim

……

Müfreze Dağı Sarar - Dağda Kaçaklar Arar - Geçit Vermez Kayalar - Hızlan Be Halil İbrahim”

Doğrusu, “ciddiye almayın - önemsemeyin” gibi “kulağınızın üstüne yatın” tavsiyelerinde bulunmak değildir.

Doğrusu, Suç örgütü lideri” diye tanımladığınız ve dünlerde sizlerle yol arkadaşlığı yapmış bir kişinin söyledikleri niye bu kadar ilgi görüyor”a kafa yormaktır.

Doğrusu, siyasetin, medyanın, kara paranın, devlet sövüşlemenin, uyuşturucu trafiğinin iç içe geçtiği her biri diğerinden vahim iddialara cevap vermektir.

Hem bu “önemsemeyin” yaklaşımı, bir yandan tüm birimleri üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmekten alıkoyarken diğer yandan da Erdoğan’ın kendisini her şeyden sorumlu hale getirip, kamuoyunu “Tayyip Abi ile helalleşme” videosuna kilitlemiyor mu?

Son bilgi: Metropoll araştırma şirketinin yaptığı tespitlere göre Ak Parti’ye oy verenlerin bile yüzde 44.7’si mafyatik örgütlerin birileri tarafından korunup kollandığına inanıyor. Kim koruyup kolluyor olabilir acaba?