Örnek Alınacak Bir Olay: Fukara şikâyeti

Abdullah Büyük

Yeryüzünde iki cemiyet, iki toplum vardır. Bunlardan biri Müslüman toplum, diğeri ise cahiliye toplumudur. Asırlardır gündemde tutulan ve örnek alınan cahiliye toplumu olmuş ve ne yazık ki Müslüman toplum sürekli dışlanmıştır.

Müslüman bir cemiyette, toplumda, zengin olanlar, fakirlerin haset edeceğinden korkmaz. Fakir olanlar da zenginlerin hırsından korkmaz. Niçin? Çünkü zenginlerimiz fakirlerimize karşı vazifesini yapmış, borcunu eda etmiştir. Fakirlerimiz ise cömert ve eli açık zenginlerimiz sebebiyle rahat etmişler ve rahat yaşamışlardır.
Şimdi bu gerçekler ışığında yaşanmış bir hadiseyi dikkatinize sunuyor ve üzerinde az da olsa düşünmenizi istirham ediyorum. Ayrıca günümüz zenginleri ile fakirlerimizi de gözden geçirerek, anlatılacak bu olayda test yapmanızı umuyoruz.
Bir grup fakir, sevgili Peygamberimize gelir ve şöyle der: Ey Allah"ın Resulü! Zenginler kazanç bakımından bizi geçiyorlar. Bizim gibi namaz kılıp oruç tutmaktan başka bir de servetleri sebebiyle tasaddukta bulunuyorlar...
Resulullah Efendimiz fakirlere şu cevabı verdiler: "Allah size de tasaddukta bulunacak şeyler vermemiş mi ki? Sizin her tesbihiniz sadaka, her tekbiriniz sadaka, iyiliği emretmeniz sadaka, kötülüğü yasaklamanız sadaka"
Tarih, böyle bir fukara şikâyetine şahit olmamıştır. Zenginlerin zulüm ve katılığından değil şikâyetleri" Veya hak ve şereflerinin alındığından da bir şikâyetleri yok. Yakındıkları, şikâyetleri şey, zenginlerin hayır ve bağışta fakirlerden önde olmalarıdır.  Hayır ve bağışta onlarla yarışmak istiyorlar. Ve hayrın yalnız servet ile yapılacağını sanıyorlar.
Peygamberimiz zenginliğin dışındaki sadakaları, yolları fakirlere söyleyince, seviniyorlar. Tekrarlayacak olursak:
Allah"ı zikrederek, dilimizi lüzumsuz sözlerden uzak tutmak bir sadakadır.
Faydalı öğütlerle, toplumun ıslahına yardımcı olmak sadakadır.
Muhtaçların yardımına koşmak sadakadır.
Küsleri. Dargınları barıştırmak sadakadır.
Temiz bir neslin inşası için mücadele etmek sadakadır. v.s
Coşku ile geçirdiğimiz Ramazan Ayı, tüm diğer 11 ayı bir bir dolaşacağına göre, imkânı yerinde olanlarımızın, bir defaya mahsus olmak yerine, devamlı olacak infak, hayır, hasenat, ülkemizdeki zenginler ile fakirlerimiz arasına dostluk bağının yerleşmesine vesile olur.
Fakirlerimize, muhtaçlarımıza düşen tavır çok önemlidir: Zengin Müslümanlara kapitalist dememesidir. Hele hele son on yıldır, zenginlerimizin atağa geçercesine ülkemizin yanında İslam Dünyasına açılmaları, yatırımları göz ardı edilmemelidir.
Zenginlerimiz ise, Ramazan ayından, Ramazan Ayına kadar mantığını devre dışı tutarak, ihtiyaç anında, hazır kıta gibi, beklemelidir. Çünkü cebinden veya kasasından çıkacak ve muhtaçlara gidecek paralar, aslında zengin insana gitmektedir. Yatırım kendisinedir. Fakire, muhtaca vermesi ise vazifesidir. Rabbimiz her iki zümreyi de cennetinde buluştursun. Selam ve dualarımızla"

yeniakit