ORTADOĞU ÇÖKÜŞÜN EŞİĞİNDE Mİ?
Haaretz
Amos Harel
New York Times gazetesi köşe yazarı Roger Cohen geçen hafta Beyrut'u ziyaret etti. Hizbullah'ın her zamankinden daha güçlü olduğunda ısrar ediyor. "Hizbullah'ın politik bir parti, sosyal bir hareket ve askeri gücün birleşimi olduğunu" söylüyor ve terör örgütü olarak nitelenmesi "tamamen yersiz" diyor. "Bu nedenle" diye devam ediyor Cohen, "Washington için Hizbullah ile görüşmek için bir yol bulmanın zamanı geldi."
Cohen güney Beyrut'taki hayat dolu Şii bölgesi Dahiye'den çok etkilendiğini, zira bölgenin 2006 savaşındaki İsrail bombardımanından sonra tamamen yeniden inşa edildiğini yazıyor. Lübnan'ın ikinci bir iç savaştan çekineceğine inanıyor. Suriye ve Hizbullah'ın muhalifleri Şam'a uzlaşma ziyaretleri gerçekleştirdiler. Başbakan Saad Hariri'nin elleri bağlı durumda, babasının, eski başbakan Refik Hariri'nin katillerini içeren bir hükümete başkanlık ediyor. Lübnan'daki istikrar bu cinayetin kefaretinin veya diğer meselelerin önüne gelecek gibi.
Cohen'in makalesinin yayınlandığı gün, Yedioth Ahronoth'ta Lübnan'daki durumla ilgili tamamen farklı bir haber yer aldı. İsrail ordusunun kuzey komutanlığındaki üst düzey bir subay (gazete, haberini kuzey komutanlığının başı Gadi Eizenkot'un fotoğrafıyla yayınlamış) Yedioth'a yaptığı açıklamada Hizbullah'ın, uluslararası mahkemenin bazı üst düzey üyelerini Hariri cinayetiyle ilişkilendirmesi yüzünden kurulduğu günden bu yana gördüğü en büyük krizle yüzleştiğini söylüyor.
Bazı Lübnanlı yorumcular ise Hizbullah'ın giderek güçlendiğini ve ülkedeki tüm partilerin Hariri cinayeti soruşturmasının kaosa yol açacağından korktuğunu belirtiyorlar. Eizenkot ile bir noktada uzlaşıyorlar: Hizbullah İsrail'e saldırmadan önce iki kez düşünecek. Zira örgüt 2006 savaşında ciddi darbe aldı. Hizbullah ve İsrail arasında çatışmanın alevini tutuşturmak için dış bir neden İsrail'in Suriye'deki füze üslerine saldırması veya açık bir İran emri- gerekecek.
İslam dünyasındaki radikallerle ılımlılar arasındaki mücadelede, radikaller bir adım önde gibi gözüküyor. Burada kesin bir zafer elde edilmiş değil ve gözlemcilere göre bunun yerine tedrici bir sürece şahitlik ediyoruz. İran bölgenin gündemini geniş oranda belirliyor, sadece giderek gelişen nükleer silah kapasitesinden dolayı değil, Fas'tan Lübnan'a, Irak'tan Afganistan'a kadar değişik ülkelere yaptığı nüfuz çabalarıyla da.
İran'ın kas göstermesinin aksine, Mısır ve Suudi Arabistan'ın önderlik ettiği ılımlı Arap ülkeleri yöneticilerinin yaşları yüzünden yeni önderlikler için yolu açmakla meşgul olduklarından zayıf görünüyorlar. Aynı zamanda, WikiLeaks belgelerinin ispatladığı gibi Amerika'nın etkisi de Irak'tan çekilmesi, Afganistan bataklığının derinleşmesi ve içerdeki ekonomik sıkıntıları nedeniyle giderek azalmakta.
Hariri gibi Batı yanlısı biri bile Doğuya baktığında Suriyelileri ve İranlıları görüyor. Batısına baktığında ise Amerikan uçak gemilerini göremiyor. Hariri'nin yakınlarda yaptığı Ahmedinejad ziyareti bu nedenle hiç de şaşırtıcı değil.
Dengelerin Değişmesi
İsrail ordusunun istihbarat yetkilileri bugünlerde "eşik bölgesi" tabirini sıkça kullanıyorlar: İran nükleer kapasite elde etmenin eşiğinde, Lübnan bir iç savaşa doğru ilerliyor ve Filistinliler Batı Şeria'da tek taraflı bir bağımsızlık ilanına hazırlanıyorlar. İsrail'in bakış açısından en kaygılandırıcı gelişme ise dışarıdaki yasadışı gösterilme kampanyasına ek olarak- taraflar arasındaki silah dengesinin bozulmasıdır. İsrail bölgedeki her yere dilediği anda silahlarını taşıyabilme noktasında (özellikle de hava kuvvetleri yoluyla) tekele sahipti. Fakat bugün düşman hiç beklenmedik silahlar geliştiriyor; fırlatma kapasitelerini, füze ve roket cephaneliğini modernleştiriyor ve genişletiyor.
İsrail şu sıralarda ciddi bir şekilde İran'ın nükleer projesini bloke etme çabalarıyla meşgul ve yabancı kaynaklar bunların arasında olası bir askeri saldırı için yapılan hazırlıkların da bulunduğunu söylüyorlar. Fakat İsrail'in güvenlik endişelerinin listesi ve hazırlıkları İran ile sınırlı değil ve Suriye ile ilgili senaryoları da düşünmesi gerekiyor.
Haaretz'de yayınlanan bu analiz Kemal Saral tarafından Velfecr için çevrildi