ORTADOĞU GÜÇLERİ ABD'Yİ KULLANMAYI ÖĞRENDİ

Bu güçlerin ABD"nin varlığını kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda kullanmayı öğrendiklerini ifade eden gazete, ortaya çıkan bu durumu ""sihir sihirbaza hükmediyor"" şeklinde tanımladı

Oxfort universitesi St Antony's Kolejine bağlı çalışan Hüseyin Ağa imzalı makalede, ""ABD"nin tartışmalı yakın müttefiklerinden Suudi Arabistan kralı Abdullah bile Irak işgalini "hukuk dışı" ve "gayrimeşru" olarak tanımladı. Gerçek niyetler ise çok farklı. Devletler ve yerel politik gruplar, kamuoyu görüşünden dolayı, kabul etmeseler bile Amerikanın geri gitmesini istemiyorlar şimdilik"" yorumu yapıldı.

Bunun basit bir nedeninin olduğunu belirten Hüseyin Ağa şu değerlendirmelerde bulundu: ""ABD artık bölgesel güçleri başarılı bir şekilde manipüle edemiyor. Bölgesel güçler ise, toplumlarının derin istemlerine karşı, ABD"nin varlığını kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda kullanmayı öğrendiler. ABD"yi bir şekilde sıyrılabilinecek bir zafer konusunda ikna etmiş bulunuyorlar.

Ilımlı Arap devletlerinin kökü olarak tarif edilen Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün ABD"nin erken çekilmesinin önüne geçiyorlar. Birincisi, çünkü geniş anlamda ABD"nin yenilgisi olarak yorumlanacak, ki bu aynı zamanda ABD yanlısı bu rejimlerin zayıflamasına, toplumlarının ise radikalleşmesine yol açacaktır. İkincisi, ABD"nin geri çekilmesinden sonra –kendilerine bir saldırı anlamına gelecek- Irak"ta bir Şii iktidarının kurulması zaman meselesi olacak. Arapların antipatisi ile karşılaşacak bu rejim, doğuya bakarak mezhepsel bağı olan İran"la daha güçlü bir ilişki geliştirecektir.""

Arapların çoğunun gözünde bir Irak-İran ittifakının bağrında ciddi tehlikeler barındırdığına inanıldığı belirtilen makalede, buna karşı Arap ülkelerinin Irak"taki Sünni kesime siyasi ve maddi destek sunduğu ileri sürüldü. Üçüncü neden olarak ABD"nin geri çekilmesinin Irak"ın bölünmesine neden olacağı ileri sürülerek, ""bazı Araplar işgalin ülkeyi bir arada tuttuğuna inanıyor. Koalisyon güçleri var oldukça tümden parçalanma engellenebilinir"" görüşü ifade ediliyor.

SURİYE VE İRAN DA ABD"NİN KALMASINDAN YANA

Paradoksal olarak Suriye ile İran"ın da ABD"nin kalmasından yana olduğunu kaydeden gazete, her iki ülkenin ABD Irak batağında kaldığı müddetçe, kendilerine benzeri bir saldırıda bulunamayacağına inandıklarını savunuyor. Makalede, ""Suriye ile İran"ın hesaplarında doğru veya yanlış olmaları bir tarafa, Irak işgali ABD"nin söz konusu ülkelere yönelik olası saldırısı karşısında en büyük güvence konumundadır"" değerlendirmesi yapılıyor.

ABD"nin Irak"taki varlığı Türkiye açısından ise şöyle ifade edildi; ""ABD"nin varlığı, Türkiye açısından, kendi içinde yansıyan Kürt sorunu yüzünden kırmızı çizgi saydığı Irak"lı Kürtlerin tam bağımsızlığı için bir güvencedir. ABD Kürtlerin heveslerini kontrol altında tutarak büyük olasılıkla, Türkiye"nin pahalı ve emin olunamaz askeri bir kampanyası olasılığını da azaltıyor. Diğer yandan Türkiye, İran ile ittifak halinde olacak, Kürtlerin heveslerine tolerans tanıyacak Irak"ta bir Şii devletine de sıcak bakmıyor.""

ABD"NİN ÇEKİLMESİ İSRAİL İÇİN DE FELAKET OLUR

ABD"nin varlığının İsrail"i en güçlü düşmanlarına bile diz çökertecek konuma getirdiğini belirten makale yazarı, geri çekilmesinin İsrail açısından da bir felaket anlamına gelebileceği savundu: ""Geçtiğimiz yaz, İran"ın lehine sonuçlanan Lübnan savaşı göz önünde bulundurarak, İsrail"in varlığını tehdit eden İran ile Golan tepelerini askeri güçle geri alma opsiyonuna yönelebilecek Suriye, İsrail"i ciddi ve tehlikeli bir pozisyona itebilir"" denildi.

Makalede, ABD"nin geri çekilmesinin, Bahreyn gibi, içinde memnun olmayan Şii çoğunluğu barındıran Körfez ülkeleri açısından da ciddi bir tehdit oluşturduğu ileri sürüldü. Mevcut durumun Irak için de siyasal güçlerin çoğu açısından değerlendirme süreci olduğu, hiçbir gücün tam bir çatışmayı göze alacak güç ve kapasiteye sahip olmadığı belirtilirken, buna karşı hiçbir partinin ulusal uzlaşıya sıcak bakmadığı ve kendi pozisyonlarını ileriki tarihte güçlendirebileceklerine inandıkları ifade edildi. Şu yorum yapıldı: ""Amerikanın varlığının devamı hem çatışmaların kontrol altında tutulması açısından hem de ciddi kalıcı siyasal vaatlerin ertelenmesi açısından işe yarıyor (")

Hükümetteki Şii"ler devletin bir çok kademesine hakimiyetlerini sağlayacakları bağlı bir ordu oluşturacakları zamana kadar ABD"nin kalmasını istiyorlar. İktidarda olmayan Şii gruplar ise güçlerini ölçebilecekleri zamana kadar ABD"nin kalmasından yanalar. Militan Şii gruplar ise işgalci güçleri topluluklarının üzerindeki saldırıların sorumlusu olarak göstererek, onlara karşı saldırılar düzenleyerek taraftar toplamayı esas alıyorlar. Bu arada, İran yanlısı Şiiler, ABD"nin İran karşıtı tutumuna Irak"taki ABD güçlerine saldırarak cevap oluyorlar.""

İŞGALDEN EN ÇOK EL KAİDE ÇIKAR SAĞLIYOR

İşgalden en çok çıkar sağlayanın El Kaide örgütü olduğu belirtilen makalede, ""bu durum kendilerini geliştirmelerine, yeni taraftar kazanarak Amerikalılara karşı saldırılarını sürdürmelerine yarıyor. En son istedikleri, gerekçeleri ile yeni taraftar kazanmasını yitirmeye yol açacak olan ABD"nin geri çekilmesidir"" ifadeleri kullanıldı.

Diğer Sünni gruplarının da aynı gerekçelerin yanısıra Şiilerden korunmaları için işgalin devamından yana oldukları belirtilerek, ""Sünni siyasetçilere göre işgalin devamı Şii"lerin devleti tümden ele geçirmesini engelleyerek, etkinliklerinin sınırlandırılmasına yarıyor"" denildi.

EN ÇOK KÜRTLER YARARLANDI

Kürtler açısından ise bu durum şöyle değerlendirildi: ""Tüm etnik gruplardan, Amerikalılardan en çok Kürtler yararlandı. Tarihi acımasız düşmanları Arap ve Türklerden ABD güçlerince korunan Kürtler, bağımsız kurumlar ile güvenlikli bir alan oluşturdular. Onların bu durumun sona ermesini isteyecek her hangi bir nedenleri yoktur""

Komşu ülkelerle beraber, Irak"taki Şii, Sünni ve Kürtlerin Amerikalıların varlığını, çelişkili ayrı siyasal gündemlerini dayatma noktasında hemfikir olduklarının kaydedildiği makalede şu görüşler yer aldı: ""Sonuç, işgalin sona ermesinden yana olan sıradan insanların büyük çoğunluğunun siyasal talepleri ile mevcut durumda kendi varlıklarının devamını sağlamak amacıyla ABD"nin varlığından yararlanan siyasal liderler arasındaki bağ kopukluğudur. Bu tabloda en çok kafası karışık ve kendinden emin olmayan Amerikalılardır. İmkânsız hedefler, sarsılan planlar, değişen taktikler, batan ittifaklar ve büyüyen kayıplarla, ne istedikleri veya nasıl ulaşmaya çalıştıkları net değil. Kendilerini manipüle edilecek bir konuma koyarak, eski bir Arap deyimini çağrıştırıyorlar: sihir sihirbaza hükmediyor.""