Seçkin ÇAKIR'ın haberi
ÖSS SORUNU İTHAL MODELLER İLE ÇÖZÜLMEMELİ
haber7.com'a özel demeç veren Kültür Dersaneleri Rehberlik Genel Koordinatörü ve 24 TV Eğitim Atölyesi Danışmanı Salim Ünsal, üniversiteye geçiş sürecinde yaşanan sorunların ithal modeller ile çözülemeyeceğini, mesleki eğitim cazip hale getirilmeden kurgulanacak sistemin kalıcı çözümler üretmeyeceğini söyledi.
KATSAYI ENGELİ ARTIK ENGEL OLMAKTAN ÇIKTI
Ünsal, katsayı engelini kaldırmanın sorunu çözeceğine dair kamuoyunda yanlış bir beklentinin var olduğunu, ancak 1999 yılından beri mesleki eğitimin kan kaybetmesi nedeniyle katsayının zaten bir engelleme modeli olmaktan artık çıktığını, meslek liseli aday sayısının zaten yok denecek kadar azaldığını, öte yandan meslek liselerinde uygulanan müfredatın ÖSS'nin çok uzağında olduğunu, başarılı gençlerin ne yazık ki son yıllarda meslek liselerine yönelmediğini, katsayının kalkmasının mesleki eğitim almış gençlerin üniversiteye geçiş sürecini tam anlamıyla rahatlatmayacağını söyledi.
SİSTEM SİYASETTEN ARINMALI
Sistemin bu noktaya gelmesinde siyasal kararların ve bakış açısının etkili olduğuna, sistematik bir elimine etme sürecinin yıllardan beri yaşandığına vurgu yapan Ünsal, popülist politikaların da eğitim sisteminde ve üniversiteye geçiş sürecinde yeni sıkıntılar doğuracağını ifade etti. Sistem değişikliklerinin politik kaygılardan uzak ve kalıcı olmasının zorunlu olduğunu, bunun da bir süreç gerektirdiğini söyledi.
DEĞİŞİM İLERİYE DÖNÜK OLMALI
1999 yılındaki uygulama hatasına düşülmemesi gerektiğini hatırlatan Ünsal, yapılacak bir değişikliğin ileriye dönük olmasının daha sağlıklı olacağını, eski mezunların liseyi yeniden okuma şanslarının bulunmadığını vurguladı. 1999 yılında tek aşamalı ve alana dayalı ÖSS modeline geçildiğinde değişiklik eski-yeni bütün adayları ilgilendirmiş ve eski mezunların önüne bir anda "alan engeli" çıkmıştı.
TÜRKİYENİN ÖĞRENCİ PROFİLİ DEĞİŞTİ
Dünden bu güne sayılarla ÖSS'yi değerlendiren Ünsal, son yıllarda ÖSS'ye katılan öğrenci profilinde önemli değişikliklerin meydana geldiğine, bunun da sınavın kendisinden ziyade sonucuna bağlı olduğuna işaret etti.
MESLEKİ EĞİTİME İLGİ AZALDI
1997 ile 2007 yılını kıyaslayan Ünsal, aradan geçen 10 yılda ÖSS'ye başvuran öğrenci sayısı itibariyle meslek liseli adayların giderek azaldığını, 1997 yılında sınava girenlerin % 37'sinin mesleki bir liseden geldiğini, ancak 2007 yılında ÖSS'ye başvuruda bulunanlardan mesleki eğitim alan öğrenci oranının %21'e gerilediğini ifade etti.
ÜNİVERSİTE KAPISINDA YIĞILMADA SİSTEMİN PAYI BÜYÜK
Bu gerilemenin sebebinin 1999 yılından itibaren uygulanan sınav sistemi olduğunu vurgulayan Ünsal, mesleki olarak kendini yetiştiremeyen gençlerin de üniversite kapılarına yığıldığını ve yine bu yıl liselerin 4 yıla çıkması ile birlikte sisteme az sayıda öğrencinin dahil olmasına rağmen 1 milyon 643 bin adayın ÖSS'ye başvuruda bulunduğunu, beklenen azalmanın olmadığını sözlerine ekledi.
BU YIL DE BEKLENEN OLMADI!
Başvurunun daha az olması durumunda havuzda birikmiş öğrencilerin bir kısmını bu yıl üniversitelere yerleştirerek birkaç yıllık bir başvuru rahatlaması yaşayacağını düşünen ÖSYM'nin bu beklentisini karşılayacak koşullar oluşmadığına, bu tür bir erimeye yetecek sayıdan daha çok başvuru olduğuna işaret etti.
SINAVSIZ MODELLER ŞU AŞAMADA KAOS YARATIR
Bu ölçüde yoğun katılımlı bir sınavı tamamen yok sayıp, bunun yerine sınavsız modeller denemenin ülke koşulları itibariyle daha onulmaz yaralar açacağını vurgulayan Ünsal, Meslek yüksekokullarına sınavsız geçişin bir prototip olduğunu, bu model ile meslek yüksekokullarının da kalite ve saygınlığının azlatıldığını, benzeri bir sınavsız geçişin fakülte ve yüksekokulların da gardını düşüreceğini sözlerine ekledi.
OKS KALKTI, İSMİ DEĞİŞTİRİLEN 3 SINAV GELDİ!
Sınavsız geçiş modelindeki seçme yöntemi nedeniyle özellikle yeni mezun olmayan meslek liseli adayların da memnuniyetsiz olduğunu ifade eden Ünsal, ÖSS'nin kaldırılması durumunda yeni ve daha fazla sayıda isim değiştirmiş ÖSS'lerin gündeme geleceğini, benzer bir sürecin OKS adı verilen ortaöğretim kurumlarına geçiş sisteminde yaşandığını sözlerine ekledi.
KONTENJANLARIN ARTACAK OLMASI KISMEN RAHATLATICI!
Başvuru sayısı ve kontenjanlar arasında bir denge kurulmadan denenecek her yeni sistemin sancılı olacağını ifade eden Ünsal, Yükseköğretim programlarının kontenjanlarını artırmanın bu sürece kısmi bir katkı sağlayacağını, ancak bunun da yeni sorunları beraberinde getireceğini, akademik personel ve fiziki altyapısı yeterli olmayan üniversitelerin zorlanacağını, diplomalı işsizliğin belirginleşeceğini vurguladı.
HER İLE BİR ÜNİVERSİTE TABELASI KOYDUK!
Son yıllarda hemen her ile bir üniversite açıldığını ancak bunun şimdiye kadar tabela yenilemekten öteye gidemediğini, akademik personel ve teknik altyapının hızla karşılanması ve bu üniversitelerin de sisteme kontenjan desteği sağlaması gerektiğini sözlerine ekledi.
SEKTÖR İLE ÜNİVERSİTE KOORDİNASYONU ŞART
Kontenjanları artırmanın zaten var olan "diplomalı işsizlik" olgusunu pekiştireceğini ifade eden Ünsal, teorik eğitimini tamamlamış üniversiteliden çok, uygulamalı eğitimi almış üniversiteliyi sektörün ve çalışma hayatının beklediğini, bu nedenle atıl ve ülke koşullarında az ihtiyaç duyulan yükseköğretim programları yerine daha güncel ve ihtiyaç duyulan yeni programlar ile kontenjanları artırmanın yararlı olacağını sözlerine ekledi. Bu programların neler olacağının ve kontenjanlarının ise çalışma hayatı - üniversite işbirliği ile belirlemesinin daha yararlı olacağını vurguladı.
HABER 7