ÖSS'de İngiliz Modeli Tartışması

2009 yılında uygulanması düşünülen üniversiteye geçiş süreci doğru mu? Eğitimde ithal modeller ne kadar doğru? Dersaneler yine cazibe merkezi haline mi gelecek?

Seçkin Çakır'ın haberi

Haber 7.com'a özel demeç veren Kültür Dersaneleri Rehberlik Genel Koordinatörü Salim Ünsal, YÖK tarafından açıklanan ve 2009 yılında uygulanması düşünülen üniversiteye geçiş süreci ile ilgili değerlendirmeler yaptı.

EĞİTİM SİSTEMİMİZDEKİ DEĞİŞKENLİK KALICI SORUNLARIN DA KAYNAĞI!
Ünsal; bir ülkenin eğitim politikalarının daha az değişken ve daha kalıcı olması gerektiğini, her yeni yönetimin bir sistem değişikliğine gitmesinin eğitim sistemimizi tahrip ettiğini ve içinden çıkılmaz sorunlar ile karşı karşıya bıraktığını söyledi

ÖSS SORUNUN KENDİSİ DEĞİL, SONUCU!
Son yıllarda sorunun kaynağı olarak hep ÖSS'nin gösterildiğini, kısaca ÖSS'nin, ÖSYM'nin ve dershanelerin sanki sistemin sorunuymuş gibi günah keçisi ilan edildiğini, oysa ÖSS'nin sorunun kaynağı değil, sonucu olduğunu, bu soruna sığ yaklaşımın bir ürünü olarak hep ÖSS'ye ve dershanelere yüklenildiğini ifade etti. Eğitim sistemimiz içinde en objektif değerlendirme yapabilme yeteneğine sahip yapılabilir en doğru uygulamanın ÖSS olduğunu söyleyen Ünsal, düzenli, kalıcı, destekleyici yeni bir model inşa edilene değin bu sisteme sahip çıkmamız gerektiğini, aksi taktirde bir üniversiteye geçiş kaosunun bizi beklediğini hatırlattı.

OKULLARIMIZ ARASINDA EĞİTİM STANDARTLARI BAKIMINDAN UÇURUMLAR VAR!
Eğitim sisteminin okul öncesinden üniversiteye kadar birbiri ile ilişkilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Ünsal, ilköğretim ve ortaöğretim okullarımız arasında ne yazık ki eğitim standartları bakımından uçurumlar olduğunu sözlerine ekledi. Bu standardizasyonun sağlanmaması durumunda yükseköğretime geçişin hep bir sorun olarak devam edeceğini, ayrıca sistemde yapılan değişiklikler ile son 8 yıldır mesleki eğitimin yerle bir edildiğini, üniversitenin yetenekli, yeteneksiz her öğrenci için bir cazibe merkezi olmaktan kurtulmasının, mesleki eğitimin önünü açmakla mümkün olacağını belirtti.

İTHAL MODELLER NE KADAR DOĞRU?
Liseden üniversiteye geçişte başvuru ve üniversiteye yerleşme sayıları arasındaki dengesizliğin gayet açık bir sorun olduğunu vurgulayan Ünsal, İngiltere'de uygulanan bir modelin Türkiye standartlarına uygunluğunun da tartışma götürür bir konu olduğuna dikkat çekti. Üniversiteye girmek için bekleyen öğrenci sayısı ile üniversite sayımız arasında İngiltere ile kıyas götürmez bir uçurum olduğuna işaret eden Ünsal, daha özgün ve bize ait modeller üzerinde konuşup tartışmamız gerektiğini belirtti.

KONTENJANLARIN ARTMASI OLUMLU AMA!!!
Kontenjanları artırmaya yönelik bir çabanın olumlu bir girişim olacağını ama üniversite kapılarındaki yığılmanın tamamen önüne geçemeyeceğini, sistem havuzunda birikmiş aday sayısının aslında 1 milyon 700 binden daha fazla olduğunu, kontenjanların artması durumunda eski yıllarda sınava girip başarılı olamayan ve sınava girme fikrinden vazgeçen adayların tekrar sınava girmeyi isteyeceklerini bu nedenle üniversite kapısındaki öğrenci yığılmasının beklendiği gibi bir kaç yılda eritilemeyeceğini söyledi. Kontenjanların artmasının aynı zamanda istihdam sorununu da beraberinde getireceğini, diplomalı işsiz sayımızda gözle görülür bir artış olacağını vurguladı. Kontenjanları belirlerken kullanılacak kriterin sadece üniversitelerdeki teknik altyapı ve akademik kadro olmaması gerektiğini, ülke gerçeklerinin de göz önünde bulundurulmasının yararlı olacağını belirtti.

SİSTEMİN ÜZERİNDE ÇALIŞILMASI GEREKİYOR!
YÖK Başkanı Prof Dr.Yusuf Ziya Özcan tarafından kamuoyuna açıklanan değişim modeli ile ilgili değerlendirmeler yapan Ünsal, sistem değişikliğinin üzerinde çok çalışılmadığına, bu konu ile ilgili tüm tarafların görüşüne başvurulması ve kalıcı bir sistem kurulması gerektiğine, kamuoyunun bu sistemi çok tartışacağına, bunun da ancak ortak bir konsensüs ile sağlanabileceğine işaret etti.

SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ ESKİYE DÖNÜŞ MÜ?
Değiştirilmesi düşünülen sistemin uygulanacak sınav boyutundan çok, yerleştirme boyutu ile ilgili bir kaosun bizi beklediği uyarısında bulunan Ünsal, sistem değişikliğinin bir eskiye dönüş modeli olduğunu, fiziki koşulların merkezi sınav yapmayı gerektirdiğini vurguladı. YÖK'ün önceki dönemde üniversiteye geçiş modeli ile ilgili kurmayı düşündüğü sistemin daha entegre, daha kullanılabilir bir sistem olduğuna işaret etti.

SINAVLARDA GÜVENLİK SORUNU MU VAR?
Değiştirilmesi düşünülen sistemde sınavların tek bir merkezde yapılacak olmasının da katı merkeziyetçi anlayışın bir ürünü olduğuna işaret eden Ünsal, YÖK Başkanı Sayın Özcan'ın "kontrol edebileceğimiz iller olsun. Hakkari'deki sınavı ben kontrol edemem" açıklamasının da "ÖSYM'nin şimdiye kadar yaptığı sınavlarla ilgili bir güvenlik sorunu mu var sorusunu" beraberinde getirdiğini ancak kamuoyunun bu kanaatte olmadığını, ÖSYM'nin bu ülkenin güvenini kazanmış yegane kurumlardan biri olduğunu ifade etti.

DERSHANELER YİNE CAZİBE MERKEZİ OLUR!
Değişecek sistemin dersaneleri yine bir cazibe merkezi haline getireceğine işaret eden Ünsal, ÖSS'yi ve Dersaneleri kaldıralım düşüncesi etrafında odaklandırılarak yapılacak değişikliklerin ne yazık ki eğitim sistemimizde onulmaz yaralar açtığını, bu kurumların da eğitim sistemimizin bir parçası olduğunu, artık daha farklı bir bakış açısı ile eğitim ve üniversiteye geçiş modelimize kalıcı şekiller vermemiz gerektiğini, sistemi kurguladıktan sonra da uzun yıllar değiştirmeden bunun arkasında durmamızın yararlı olacağını söyledi.

haber7

Eğitim Haberleri

Oruç ve Kitle
Ahmed Kalkan Hoca Vefat Etti
Çüüüşşş !!!
Lisede Sınıfta Kalma Geri Geliyor
Öğrencilerin Yüzde 40’ı Okuduğunu Anlama Sorularında Başarısız...