Özgür Suriye Ordusu" İslamcılığı Bu Durumlara da Mı Düşürecekti...?

Nureddin Şirin

Suriye konusundaki yayın politikamız ve söylemlerimiz üzerine artık belden aşağı vurmaya başlayan birtakım "İslamcı" çevreler nedense büyük bir panik ve telaş içerisinde hem şahsımızı hem de Velfecr"i daha çok hedeflerine almaya başladılar.

Birilerinin üst üste yağdırdığı tehditlerden ürkerek ne savcılığa gidip "yasal takip" veya "korunma" isteyecek, ne de doğru olduğuna inandığımız hususları savunmaktan geri duracağız...

Birilerinin alttan alta gittikçe kızıştırmaya çalıştığı mezhep provokasyonlarına düşmeyeceğiz.

İslami Vahdet"ten ne anladığımızı sorgulamaya başlayanlara da, kısaca; "Sünni"yi ötekileştiren Şii"den, Şii"yi ötekileştiren Sünni"den ve mezhebini dinleştiren herkesten beri olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz. Bu bizim değişmez kimliğimiz ve misyonumuzdur" diyoruz"

Şimdi gelelim Suriye meselesine".

Sürekli olarak, bizlerin Suriye muhaliflerini NATO"culukla suçlayıp iftira attığımızı, Suriye devrimini halkın gözünden düşürmek için dez-enformasyon yaptığımızı, ileri sürenler bu söylemlerinde ne kadar dürüstler acaba..?

"Suriye Ulusal Konseyi" veya "Özgür Suriye Ordusu" gibi siyasi-askeri yapılanmaların bizzat kendilerinin, defalarca NATO"dan müdahale çağrısında bulunduklarını gerçekten hiç duymadınız mı, görmediniz mi, okumadınız mı?

Eğer "bunda ne var, doğaldır, isteyebilirler" diyorsanız; o zaman bu muhalifleri NATO ile ilişkilendirmek niçin bu kadar zorunuza gidiyor? Arkasında durduğunuz, ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkelerden alenen ve yüksek sesle (!) silahlandırılmalarını istediğiniz bu yapıların başındaki kişiler sürekli "derhal dış müdahale" çağrısında bulunuyorlarken, aslında, bunun dışında da başka "seçenek" görmediklerini de dile getirirlerken, onlara gidip "emperyalist müdahaleye hayır""NATO devrimi istemiyoruz" diye tepki vermiyorsunuz, gelip bize "muhalefeti NATO"cu olmakla karalamaya çalışıyorsunuz" diyorsunuz, bu mudur dürüstlük..?

Size bir örnek vereyim;

Bildiğiniz üzere, Suriye Ulusal Konseyi, 1 Mart 2012 tarihinde Paris"te yaptığı bir toplantıda, "askeri bir büro" kurduklarını açıklamıştı; bu büronun kuruluşuyla ilgili kendi resmi sitelerinde yaptıkları açıklamada şu ifadelere yer vermişlerdi:

"Askeri büro silahlı grupları organize edecek ve onları merkezi bir komutanlık altında birleştirerek onların savunma misyonlarını Suriye Ulusal Konseyi"nin gözetimi altına alacak, onların faaliyetlerini kapsamlı bir devrim stratejisi ile koordineli bir hale getirecektir.

Askeri büronun kurulmasıyla, Suriye Ulusal Konseyi Özgür Suriye Ordusu"na ve silahlı muhalefet gruplarına, sivilleri koruma misyonuna ve Esad ordusundan ayrılan diğer şerefli askerlere olan desteğini tekrarlamaktadır. Suriye Ulusal Konseyi ayrıca büyük Suriye halkına, onların kahraman devrimcilerinin beklentilerine, özellikle de daha çok kanın akıtılmasını önlemek için bir dış müdahaleye olan bağlılığını teyid eder. Bütün dış müdahale seçenekleri masadadır. Suriye Ulusal Konseyi, Esad rejiminin yıkılışını sağlamak, özgür ve demokratik bir yönetime geçmek için bazı ülkelerle politik, askeri veya insani alanlarda değişik müdahale seçeneklerini görüşmeyi sürdürmektedir."

Burhan Ghalyun beyfendinin başkanlığındaki bu konsey diyor bunu: "Bütün dış müdahale seçenekleri masadadır. Suriye Ulusal Konseyi, Esad rejiminin yıkılışını sağlamak, özgür ve demokratik bir yönetime geçmek için bazı ülkelerle politik, askeri veya insani alanlarda değişik müdahale seçeneklerini görüşmeyi sürdürmektedir.!"

Görüşmeler sürüyor, bakarsınız, bir sabah vakti "bombardıman sesleri" ile uyanırız! Birileri buna alkış tutar, birileri de "yes... ok..! Excellnent... Super...!" der" Hani Irak"ı bombardımana giden Amerikan pilotlarının medyaya düşen sevinç çığlıkları gibi".

Diğer taraftan da, İslamcılarımızın silahlandırılması için yoğun ve hummalı bir çaba sürdürdüğü Özgür Suriye Ordusu Batıya "merak etmeyin, sizin çıkarlarınızın ve İsrail sınırlarının güvencesi olacağız; bunun aksine hareket eden karanlık İslamcı yapılarla savaşacağız" güvencesini veriyor"

Hani şu Mustafa el Şeyh adlı muhterem generalimizin "tekzip" yayınlayıp da, "tekzip etmediği"-ve detay bırakılan- güvence".

Diğer taraftan "Amerika"nın askeri operasyon ve mevcut tehditlere karşılık verme ve ABD"nin stratejik hedeflerine ulaşması kapasitesini geliştirme" amaçlı kurulduğunu ilan eden "Institute for the Study of War" (Savaş Etüdleri Enstitüsü) adlı kurum da, Amerikan yönetimine aynısını söylüyor:

"El Kaide bağlantılı terörist hücrelerin ortaya çıkarak rejime karşı çatışması aynı zamanda Amerika ve silahlı muhalefetin desteklenmesi çağrısı yapanlar için bir risk oluşturuyor. Bundan dolayı da, Amerika, ortak hedeflere ulaşmak için Suriye muhalefetinin kritik silahlı unsurlarıyla ilişkiyi geliştirmeli, Esad rejiminin yıkılışını sağlayacak ya da çatışmaları sürdürecek sonuçları yönetmelidir."

Acaba bu bizim generalin "Institute for the Study of War" ile bir bağı mı var? Sözlerdeki bu benzerlik bir tesadüf mü?

Birileri kalkıp "Suriye Muhalefeti askeri kanadı" adı altında, Batı"nın, Amerika"nın, İsrail"in çıkarları için güvence verecek, ve bu kişiler silahlandırılması istenen "Özgür Suriye Ordusu"nun başına geçip silahlı devrimin genel stratejisini çizecek, ve İslamcılarımız da en yüksek sesle "Suriye halkının kendini savunma hakkı" adı altında "Özgür Suriye Ordusu"nu silahlandırılmasını isteyecek"

Öte yandan, Müslüman halklara özgürlük ve adalet dağıtan Amerikan bombardıman uçakları, Suriye devriminin zaferini altın tepsiye koyup bu halka teslim edecek"!

Artık İslamcılığın bu noktaya düşürülmesinden sonra, daha ne söylenebilir ki..?

Yıllar önce izlediğim bir tiyatronun son sahnesinin son cümlesi "asalet yerlerde sürünüyor" idi...

Ne yazık ki, bugün izlediğimiz ise bir tiyatro değil...!

Dayanabilene aşkolsun...!

 

velfecr