Salah Hamide / Fiem
Hıdır Adnan, insanın göz ardı edemeyeceği bir insan ve savunduğu da göz ardı edilemeyecek bir konu. Bu adam, onurlu Filistin halkının liderlerinden biridir. Bu adam, kendilerini feda ederek mücadelelerine yeni ufuklar açan ve yeni aşamalara geçmeyi sağlayan nadir şahsiyetlerden biridir. Bazıları güvende olmayı tercih ederken Hıdır Adnan ve onun gibi hareket eden direniş liderleri işgale karşı ölüm kalım savaşı veriyor.
İdari ceza, cezalandırmaların en kötü şeklidir. Bu ceza verilen kişi kaybolurken, dışarıdakiler de buna aday olarak doğarlar. Bu cezaya çarptırılan kişi tutuklandığı tarihi bilir ve başka bir şeyi bilmez. Çünkü dünya ile ilişkisi kesilir. Bu ceza, Filistinli esirlerden özellikle seçkin ve lider konumda olanlara uygulanıyor. İşgal rejimi bununla bu kişilerin maneviyatları yıkmak, ailelerinin moralini bozmak, içinde bulundukları etkin çalışmayı terk etmelerini sağlamak istiyor. İdari cezalı olarak esir edilenlerin çoğu Filistin sahasında aktif olan, üretken ve seçkin şahsiyetlerdir. İşgale karşı süren direniş mücadelesinde bu tutuklama şekli sürekli canlılığını korumuştur.
Sonu olmayan idari tutuklamayı sürekli uzatarak esir, ailesi, sevenleri, dostları ve dava arkadaşlarının moralini bozmak, irade ve maneviyatlarını kırmak isteyen işgal rejimi uzatmayı ya serbest kalacağı gün veya bundan birkaç gün önce yapıyor. Ya da serbest bırakılan esir daha evine varmadan bir askeri geçiş noktasında, yolda veya evinin kapısında tekrar tutuklanıp cezaevine gönderiliyor. Bu süreci yaşayan esirle ailesinin yaşadığı psikolojik sıkıntıyı tasavvur etmek bile insanı ürkütüyor.
Hıdır Adnan idari cezaya karşı ölüm kalım savaşına girdi. İradesine güvenen ve buna güvenerek eyleme başlayan Hıdır Adnan'ın kazandığı görülüyor. Bu kazanım kuşkusuz Siyonist zindanlarda idari cezalara çarptırılan diğer esirlere de yol göstermiş oldu. Bu dosyanın tamamıyla kapanması için uğraş verenlerin yanında özellikle idari cezalara maruz kalan esirlerin mücadelelerine büyük bir destek ve yakıt olacaktır.
Hıdır Adnan'ın kazanımı işgal ile savaşan iradenin lehinedir. Bu zafer işgal rejiminin Kudüs'ü Yahudileştirmesine, Mescidi Aksa'yı kirletmesine ve buradaki kutsal mekânlara saldırmasına, evleri yıkmasına, tarım arazilerini telef etmesine ve toprakları gasp etmesine karşı ortaya konacak direniş için de bir kazanımdır. Hıdır Adnan'a verilen büyük destek Filistin halkının işgale karşı güçlü iradesini koruduğunu gösterdi. Filistin halkının büyük desteği, bu halkın bütün baskılara rağmen iradesini yitirmediğini, sadece onu harekete geçirecek lokomotife ihtiyaç hissettiğini ortaya koydu. İşgalin başladığı 1948 yılından beri idari cezadan mustarip bu halkın, ellerine ve ayaklarına vurulan prangaları kırmak, halkına umutla beklediği geleceği inşa etmek için tarihi fırsatları yakalayacak liderlere ve liderlerin aşılayacağı ilhamlara ihtiyacı var. 1948 yılıyla başlayan idari cezalar, Oslo İlkeler Anlaşmasıyla yeni bir boyut alırken, düşmanla yapılan yeni görüşmelerle de ivme kazanıyor.
Hıdır Adnan hakkındaki salıverilme kararını iyi okumak gerekir. İşgal rejimi bu kararı, bireysel olarak başlayan bu tavrın genelleşmesini engellemek için aldı. Siyonist rejim bu eylemin bireysel kalmasını istiyor. Filistin halkı acaba işgal rejimiyle müttefiklerini hayal kırıklığına uğratabilecek ve özgürlük volkanını harekete geçirebilecek mi?