Özgürlükler Askeri Eylem Planları Kıskacında

İHAD'ın İrtica İle Mücadele Eylem Planı adı altında hazırlandığı belirtilen belge ile ilgili Genelkurmay Askeri Savcılığının verdiği takipsizlik kararının ardından, konuya ilişkin hazırladığı "TÜRKİYE: Özgürlükler Askeri Eylem Planları Kıskacında" başlıkl

TÜRKİYE: Özgürlükler Askeri Eylem Planları Kıskacında

Brifing dosyası

Özet Bilgi

Siyasi partiler, toplumsal yaşam ve dış politika konularında yön verici mesajlar vermeye devam ettiği ve sivil mekanizmalar üzerindeki politik gücünün sürmekte olduğu AB ilerleme raporlarında yer alan askeri güçlerin, denetimi ve yetkilerinin sınırlandırılması konusunda ne yazık ki ciddi bir mesafe alınabilmiş değildir.

Sivil özgürlük alanının askeri eylem planları ile daraltılması yönündeki girişimler özellikle son on yılda hazırlanan çeşitli "andıçlarla" hız kazanmıştır. 28 Şubat 1997 tarihinde Milli Güvenlik Kurulu tarafından açıklanan ve irtica ile mücadele adı altında ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik yaşamının ordu merkezli bürokrasi tarafından biçimlendirilmeye çalışıldığı dönemden bu yana askeri iç güvenlik belgelerinin sivil hayat ve sivil siyaseti etkilemeyi sürdürdüğü gözlenmektedir. Dolayısıyla bu tür müdahaleler insan hakları ve özgürlükler hukukunu derinden etkilemekte ve hak ihlallerinin kaynağını oluşturmaktadır.  

Türkiye'de son olarak 12 Haziran 2009 tarihinden bu yana, Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde hazırlandığı iddia edilen ve kamuoyunda  "İrtica ile mücadele eylem planı" olarak bilinen belgenin kimler tarafından hazırlandığı ve bu belgenin niteliği çerçevesinde tartışmalar yaşanmaktadır.

Hâlihazırda Ergenekon soruşturmasında tutuklu yargılanan ve eski bir asker olan Av. Serdar Öztürk'ün bürosunda güvenlik birimleri tarafından yapılan aramada ele geçirildiği belirtilen ve Genelkurmay Harekât Başkanlığında görevli Albay Dursun Çiçek imzalı belge Taraf Gazetesi tarafından yayınlanmıştır. [1]

Belgede; dini cemaat ve grupların izlenmesi, gerektiğinde faaliyetlerine müdahalede bulunulması, kimi dini cemaatlerin yasadışı örgütlerle ilişkilendirilmesi, siyasal iktidarın özellikle dini çevrelerle ilişkilerinin ortaya çıkarılarak kamuoyu desteğinin engellenmesi için bir dizi eylemin planlanması öngörülmektedir. Söz konusu belgede ayrıca, devam eden Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan askeri yetkililerin "irtica" ile mücadele ettikleri için cezaevine konuldukları yönünde haberler yapılması amaçlanmakta ve silahlı kuvvetlerin de irtica ile mücadele nedeniyle yıpratılmakta olduğu şeklinde medyanın yönlendirilmesi hedeflenmektedir. [2]

Genelkurmay Soruşturması ve Yayın Yasağı

Genelkurmay Başkanlığı, Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanlığı'nca hazırlandığı iddia edilen  "İrtica İle Mücadele Eylem Planı" haberleri ile ilgili askeri savcılığa soruşturma emri vermiştir. [3]

Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı tarafından yapılan açıklamada ise, "İrtica İle Mücadele Eylem Planı" haberi ile ilgili bilgilerin Taraf gazetesinden istendiği belirtilerek belgenin ellerine ulaşmadığı bildirilmiş ve "Şu ana kadar elde edilen deliller değerlendirildiğinde;  ele geçirildiği iddia edilen belgenin Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir biriminde hazırlanmadığına ilişkin bir kanaate varılmıştır" ifadelerine yer verilmiştir. [4]

Hemen ardından Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi, askeri birimlerde hazırlandığı iddia edilen belgeyle ilgili haberlerin "milli güvenliği, kamu düzenini ve kamu güvenliğini ilgilendirdiği" ayrıca bu gizli belgenin sızdırılması ve yayınlanması hususlarında soruşturma yapıldığı, söz konusu haberlerin yargı gücünün otorite ve tarafsızlığını etkileme ve soruşturmanın gizliliğini ihlal etme ihtimalinin bulunması nedeniyle soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturmayla ilgili belgelerin içeriği hakkında yayın yapma yasağı konulmasına karar vermiştir. [5]

Taraf Gazetesi,  belgeye ilişkin Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nce verilen 'yayın yasağı'na itiraz etmiş ve askerî mahkemece verilen 'yayın yasağı' kararının hem esas hem de görev açısından hukuka aykırı olduğu belirtilerek yayın yasağının kaldırılması talep edilmiştir. [6]

Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar tarafından İstanbul Merkez Komutanlığına bir yazı gönderilerek, Ergenekon sanıklarından Serdar Öztürk'ün ofisinde bulunduğu belirtilen belge ile ilgili Albay Çiçek'in ifadesini alınacağı bildirilmiştir. Ancak daha sonra İstanbul Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı tarafından yapılan açıklamada, imza örnekleri değerlendirildikten sonra Albay Çiçek'in ifadesinin gerek görüldüğünde daha sonraki bir tarihte alınacağı duyurulmuş ve şu ana kadar da Albay Çiçek'in ifadesine başvurulmamıştır.[7]  

Belgenin altındaki imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olup olmadığının belirlenmesi amacıyla Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın isteği üzerine Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuarları'nda yapılan incelemede Çiçek'in, yaş imza örnekleri ile belge üzerindeki 'paraf ve imzalar' karşılaştırılmış ve uzmanlar tarafından hazırlanan ilk inceleme raporuna göre belgedeki imzanın Albay Çiçek'in imzası ile benzerlik gösterdiği belirtilerek raporun bir örneği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. [8]

 

Genelkurmay Askeri Savcılığı 24.06.2009 tarihli açıklamasında soruşturmanın tamamlandığını ve Taraf gazetesindeki habere konu olan belgenin, Genelkurmay Başkanlığı karargâhında düzenlenmediğinin tespit edildiğini, böyle bir belgeyle ilgili olarak gerek elektronik ortamda, gerekse yazılı kayıtlarda herhangi bilgi, belge, emir veya emareye rastlanılmadığını bildirmiştir. Savcılık ayrıca, soruşturma dosyasının gereğinin takdir ve ifası için görevli ve yetkili İstanbul Başsavcılığına gönderilmesine de karar vermiştir.[9]

Albay Çiçek halen görevde bulunmaktadır ve belgedeki imza ile ilgili bir diğer incelemenin Adli Tıp Kurumu ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal laboratuarlarında devam ettiği bildirilmektedir.

Askeri Savcılığın Yetki Alanı

Askeri hâkim tarafından  'İrticayla Mücadele Eylem Planı' ile ilgili olarak konulan yayın yasağının hukuki olmadığı ve yasağın gerekçelerinin hukuken yeterli bulunmadığı hukukçular tarafından ortak bir görüş olarak dile getirilmektedir. Askeri yargının emir-komuta hiyerarşisi içinde işlemesi nedeniyle uygulayıcıların askeri yargının tarafsızlık ve bağımsızlığını sürekli olarak sorgulamaları gerekmektedir.

Askeri hâkimin yayın yasağına konu olan belgenin milli güvenliği, kamu düzenini ve yargı otoritesini sarsan bir nitelik taşıdığı iddiasının hukuki bir yönü bulunmadığı gibi zaten yayınlanmış bir belgeye yayın yasağı koymak basın özgürlüğü bakımından da kabul edilemez.

Türkiye'de askeri-sivil yargı ikileminin uzun bir geçmişi bulunmaktadır ve askeri mahkemelerin yargı alanının daraltılması ile ilgili askeri yargıda somut bir düzenleme yapılamaması, tabii hâkim ilkesini zedelemekte ve bu ve benzeri sorunların daha da içinden çıkılmaz hale gelmesine neden olmaktadır.

Genelkurmay Askeri Savcılığının kriminal inceleme henüz tamamlanmadan ilgili belge hakkında 'Genelkurmay'da oluşturulduğuna dair kanaate ulaşılamamıştır' şeklinde görüş bildirmesinin soruşturmanın tarafsız ve bağımsızlığına ciddi olarak gölge düşürdüğü açıktır.

Soruşturmanın Jandarma Kriminal Laboratuarından gelen raporla sınırlandırılması, adli tıp kurumu veya bağımsız bir kriminal ortamdan rapor alınmadan alelacele bir karar verilmesi ise Albay Çiçek hakkında bir dava açılmayacağı yönündeki şüpheleri güçlendirmektedir.

Andıçlar ve Askeri Eylem Planlarının Soruşturulması

Askerî Savcılık tarafından ordu içinde sivillere yönelik eylemler gerçekleştirmek için plan hazırlayan resmi görevliler hakkında birçok soruşturma açılmış olsa da söz konusu soruşturmaların bağımsızlığı konusundaki eleştiriler güncelliğini korumaktadır ve soruşturmaların sonuçları kamuoyunu tatmin etmekten uzaktır.

Kamuoyunda Şemdinli davası olarak bilinen olayda, sanık astsubaylar sivil mahkeme tarafından 39'ar yıl hapis cezasına çarptırılmış, karar Yargıtay tarafından bozularak sivil mahkemenin görevsizlik kararı vermesi ardından dosya askerî mahkemeye gönderilmiştir. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, sanık iki astsubay için "Kendilerini tanırım, iyi çocuklardır..." demiş ve sanıklar askerî mahkemede görülen ilk duruşmada tahliye edilmişlerdir. [10]

Aynı şekilde Oramiral Özden örnek'e ait olduğu iddia edilen ve Ergenekon davasının ikinci iddianamesinde yer alan "darbe günlükleri" ile ilgili askeri savcılık soruşturma açmaya dahi gerek görmemiştir. Bununla birlikte günlükleri yayınlayan Nokta Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş hakkında Örnek'in şikayeti doğrultusunda dava açılmış ve dergiye yönelik baskı ve tehditler yaşanmıştır.

Genelkurmay Başkanlığı darbe günlükleri ile ilgili yapılan soruşturma talebi başvurusu karşısında: "Bu konuyla ilgili tutarlı bilgi, belge bulunmadığından hiçbir şey yapılmamıştır." yanıtını vermiştir. Darbe günlükleri'nin bir süre sonra Örnek'in bilgisayarından çıktığı tespit edilmiştir. Genelkurmay Askerî Savcılığı, Nokta'nın bilgisayarlarına el konulmasını istemiş, mahkeme bilgisayarlardaki bilgi ve belgelerin kopyalanmasına karar vermiştir.

17 askerin hayatını kaybettiği Aktütün ve 16 askerin hayatını kaybettiği Dağlıca baskınları hakkında istihbarat bilgilerinin günler öncesinde yetkili birimlere ulaştırıldığı iddia edilmesine rağmen Genelkurmayın belgeler hakkında ne gibi bir işlem yaptığı bilinmemektedir.[11]

Genelkurmay'ın 2006 yılında iş dünyası ve sivil toplum örgütlerine yönelik hazırladığı iddia edilen andıç Taraf gazetesince yayınlanmış ve yabancı vakıf ya da kurumlar tarafından desteklendiği belirtilen TESEV ve kurucusu Bülent Eczacıbaşı da hedef alınmıştır.[12]

Nisan 2008'de yayınlanan bir başka andıcın altında ise yine Dursun Çiçek imzasına rastlanmıştır ve Rahmi Koç, Bülent Eczacıbaşı ve Kemal Derviş gibi isimlerin yer aldığı andıç hakkında Genelkurmay tarafından herhangi bir soruşturma açılmadığı bilinmektedir.[13]


 

Tavsiyeler

İHAD, İrtica İle Mücadele Eylem Planı adı altında hazırlandığı belirtilen belge ile ilgili Genelkurmay Askeri Savcılığının verdiği takipsizlik kararının ardından soruşturmanın sivil yargı tarafından titizlikle sürdürülmesi gerektiğine inanmakta ve belgedeki imza ya da imzaların tespiti bakımından bağımsız kriminal raporlara ihtiyaç duyulduğuna inanmaktadır.

İHAD, Türkiye'nin en önemli yapısal sorunlarından biri olan ve sivil yönetimler tarafından silahlı kuvvetlerin denetiminin tam olarak sağlanamaması, savunma harcamalarında mali şeffaflığın gerçekleşememesi ve güvenlik politikalarının insan hakları alanına müdahalesi gibi başlıca konularda yasal-hukuki düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

İHAD, askeri görevliler tarafından hazırlandığı belirlenen ve sivil yaşamı, temel hak ve özgürlükleri tehdit eden belge ve andıçların sorumlularının tespit edilerek bağımsız yargı önüne getirilmelerini ve askeri müdahaleye zemin hazırlayan bu tür oluşumların ortaya çıkarılmalarını önemsemektedir.

İHAD, askeri yargının görev ve yetki alanının yeniden belirlenmesi için gerekli yasal düzenlemenin biran önce yapılmasını istemekte ve askeri yargının sivil yargının sorumluluk alanına müdahalesinin önüne geçilmesini istemektedir.

İHAD, sivil siyaset ve toplumsal yaşamın askeri baskı ve etkilerden arındırılması için anayasal değişikliklerin gerçekleşmesini ve TSK iç hizmet kanununun düzenlenmesini talep etmektedir.

İHAD, İrtica ile mücadele adı altında hazırlanan belgelerle sivil toplumun baskı altına alınmasına ve ifade özgürlüğü, din-vicdan özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik ihlal tehditlerine karşı hükümetin gerekli önlemlerin almasını istemektedir.



[1] http://www.taraf.com.tr/haber/35524.htm

[2] http://www.taraf.com.tr/haber/35524.htm

[3] http://www.tsk.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_1_Basin_Aciklamalari/2009/BA_05.html 

[4] http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&Date=15.6.2009&ArticleID=940683  

[5] http://www.iha.com.tr/haber/detay.aspx?nid=75366&cid=11 

[6] http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=859433  

[7] http://www.haber7.com/haber/20090617/Albay-Cicek-bugun-ifade-vermeyecek.php 

[8] http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=36aa7f6e-8dbb-4b15-8047-dff0abf81ff0  

[9]   http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11938720.asp?gid=233    

[10] http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=859837&title=asker%C3%AE-savciligin-yuruttugu-sorusturmalar-hep-tartisiliyor .

[11] http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=859837&title=asker%C3%AE-savciligin-yuruttugu-sorusturmalar-hep-tartisiliyor

[12] http://www.tumgazeteler.com/?a=5193479 

[13] http://www.cnnturk.com/2008/turkiye/04/08/andic.tartismasi.yeniden.alevlendi/446251.0/index.html  

Sivil Haber Haberleri

Katil İsrail'e kucak açan Uluslararası Olimpiyat Komitesi sınıfta kaldı
Paris Olimpiyatlarının güvenlik işlerinde neden İsrail güçleri kullanılıyor?
Alimlerden Gazze bildirisi: HER MÜSLÜMANA FİLİSTİN SORULACAK
PKK'nin kanlı tarihinden bir kesit: Susa Katliamı!
Diyarbakır bu akşam da Gazze için meydanlardaydı