Konya'da İnanç Özgürlüğü Platforum üyeleri Kayalıpark'ta 19 Ocak 2008'de saat 12 00'de biraraya gelerek başörtüsü yasağını 19. kez yaptıkları basın açıklamasıyla protesto etti. Halis Nükte'nin okuduğu bildiride " Başörtüsü takan insanların görüşleri sorulmuyor, varlıkları dikkate alınmıyor. Ama onlar üzerinden korkular üretiliyor. Özgürlüklerden korkuluyor, üretilen asılsız korkularla dayatmaların devamı sağlanmaya çalışılıyor." denildi. Üst düzey yargı mensuplarının siyasi açıklama yapma yetkisi olmadığı halde görev alanlarının dışına çıktıklarına vurgu yapılan eylemde Terör devleti İsrail'in Filistinli Müslümanlara yönelik vahşeti bir kez daha şiddetle kınanırken platform üyeleri haftaya aynı yer ve günde bir araya gelmek üzere eylemlerine son verdi.
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU *19. HAFTA* BASIN AÇIKLAMASI'NIN TAM METNİ:
*ÖZGÜRLÜKTEN KORKULMAZ...*
Başbakan'ın İspanya'da yapmış olduğu açıklamadan sonra başörtüsü üzerine tartışmaların yoğunlaştığı günlerdeyiz. Ama tartışmaların, hak, adalet ve özgürlük ekseninde değil vehimler etrafında yürüdüğünü görüyoruz. Başörtüsü takan insanların görüşleri sorulmuyor, varlıkları dikkate alınmıyor. Ama onlar üzerinden korkular üretiliyor. Özgürlüklerden korkuluyor, üretilen asılsız korkularla dayatmaların devamı sağlanmaya çalışılıyor. Türkiye'de yürürlükte bulunan Anayasa, yargı mensuplarına siyasi açıklamalar yapma yetkisi vermiyor. Siyasi partilerin yapmak istedikleri yasal düzenlemelere karşı çıkma hakkı da vermiyor. Ancak önlerine dava gelirse, yargılamasını yasalara göre yapıp, değerlendirip kararlarını vermesine imkan tanıyor. Yargıtay Başsavcısı, yetkisini aşarak siyasi partilerin yapmak istedikleri yasal değişikliklere karşı açıklamalar yapıyor, zımnen kapatma davası tehditlerinde bulunuyor. Dinin emirleri politik simgeler olarak değerlendirilemez. Başörtüsü de asla politik bir simge olarak adlandırılamaz. Başörtüsü, Kur'an-ı Kerim'in emridir. İslam dinine inanan insanlar için de bir inanç ve ibadet hakkıdır. İnandığı gibi yaşama ve giyinme de insanların en temel haklarındandır. Böylesine bir temel insan hakkının yıllardır ihlal edildiği yetmezmiş gibi ihlallerin sona ermesi ihtimaline bile tahammül etmeyenler çıkabiliyor. Bilinmeli ki, yasaların değiştirilmesi mümkündür. Ama Kur'an'ı değiştirecek bir güç yoktur. Değiştirilemez emirlere karşı çıkanlar, değiştirilmesi mümkün uygulamalardan er geç vazgeçmek zorunda kalacaklardır. Bu sürenin uzamaması tüm ülkeye kazandıracaktır. Ve dayatmalar, tehditler, davalar başörtülüleri haklarını aramaktan asla vazgeçirmeyecektir. Bu gün 10 Muharrem'dir. "Cennet gençlerinin efendisi" Hz. Hüseyin, saltanat peşinde olan zorba ve dayatmacılar tarafından 680 yılında bu gün şehid edilmiştir. Peygamberimizin torunu, Hz. Ali ile Hz.Fatıma'nın oğlu Hz. Hüseyin ve ailesi, dünya tarihinin görmediği bir zulme ve vahşete maruz kalmışlardır. Ama Hüseyin, asla zorbalara boyun eğmemiş, son anlarında dahi "Allah'a yemin olsun ki, kanıma boyandığım halde Rabbime kavuşuncaya kadar ben onların isteklerine teslim olmayacağım" diye haykırmıştır. Gürül gürül akan Fırat'ın hemen yanında bulunmasına rağmen, Hz. Hüseyin ve evlatlarına bir yudum su çok görülmüştür. Zalimler Hüseyin'i şehid etmişler, başını kesip vücudundan ayırmışlardır. Allah Rasulünün defalarca öptüğü Hüseyin'in başını sopalarla oynayacak kadar da alçalmışlardır. Hz. Hüseyin'i, Hüseyin'den sonra, gördüğü onca zulme rağmen zalimlerin yüzlerine hakikati söylemekten bir an geri durmayan Hz. Zeyneb'i rahmetle anıyor, Rabbimizden tüm ümmete bir daha böyle bir acı daha yaşatmamasını temenni ediyoruz. Terör devleti İsrail'in Filistinli müslümanlara yönelik vahşetini bir kez daha şiddetle kınarken, şehit kanlarının zulüm devletinin sonunu hızlandırmasını diliyoruz. Gelecek Cumartesi günü saat 12.00 de buluşmak üzere hepinizi Allah'a emanet ediyoruz.
*İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU*