Papa'nın okuduğu dikte

Dünya Katoliklerinin lideri Papa 16. Benedikt’in İslam ve İslam Peygamberi aleyhindeki açıklamaları, Vatikan ve Hıristiyan dünyasının çıkarları açısından bakılsa bile beklenmedik bir şeydi.

Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında 20 yıldan fazla bir zamandır resmi ve gayri resmi zeminde dinlerarası diyalog devam ediyor. Bu diyalog, daha geniş bir alanda bütün tevhidi dinler arasında yıllık toplanıyor ve bugüne kadar iyi sonuçlar da elde edildi.

İşte tam bu sırada, dünyada resmen tanınmış bir konum olarak kabul gören Katoliklerin en yüksek makamı, yaptığı hiç beklenmedik açıklamalarla, tevhid dinlerinin müntesipleri için oldukça faydalı ve yapıcı sonuçlar veren çabalara aykırı hareket etti ve herkesi şaşırtan bir adım attı.

Papa 16. Benedikt, Almanya"da yaptığı konuşmada, İslam"ın önemli hükümlerinden olan cihadı şiddetle eşit telakki ederek şöyle dedi: Hıristiyanlık mantığa dayanır. İslam ise Tanrının iradesinin akıl ve mantığın ötesinde olduğu esası üzerine kurulmuştur. Bu konuşmanın en iyimser yorumu, Papa"nın İslam"dan habersiz olduğu ve dile getirdiği görüşleri İslam"ı yeterince iyi tanımadan sarfettiğidir. Elbette bu mazeret, kabul edilebilir bir şey değildir. Çünkü Hıristiyan dünyasının en büyük fırkasının lideri, her şeyden önce, Hıristiyanlıktan sonra en çok müntesibi bulunan İslam dinini tam anlamıyla bilmek zorundadır. İkincisi, konuşurken, her şeyden önce kendisinin sorgulanmasına yol açabilecek bir şeyi dile getirirken söylediklerinin bütün boyutlarını ve sonuçlarını ölçüp biçmelidir. Üçüncüsü, sözlerinin, dinlerin bağlıları arasındaki yakınlaşma ve dünya barışı için gösterilen çabalara vereceği zararı iyice düşünmelidir. Ne yazık ki Papa bunlardan hiçbirine dikkat etmemiş ve ifade ettiği görüşleri onu, İslam karşıtı karikatürleri dünya Müslümanlarını yaygın protestolara yönelten Danimarkalı karikatürist seviyesine düşürmüştür.

Papa eğer İslami cihadın hükümlerini inceleseydi şu sonuca ulaşacaktı ki, bu hükmün şiddetle bir ilgisi bulunmaması bir yana, tam tersine en ileri insan haklarını içermektedir. Dünya Katoliklerinin lideri eğer böyle yapsaydı, İslam"a hakaret etmek yerine, seleflerinin 14. yüzyılda Haçlı seferlerini başlatmak ve çok sayıda Müslümanı öldürmek için kalkıştıkları işten duyduğu utancı dile getirirdi. Kilise, böyle utanç verici bir sabıkaya sahip olmakla kendisini nasıl olur da insan hakları ve düşünce özgürlüğünden yana; buna mukabil, hep özgürlüğe davet etmiş, halen de eden ve bu bakımdan sicilinde bir tek kara leke bulunmayan İslam"ı ise şiddet taraftarı olmakla suçlayabilir.

Eğer Papa 16. Benedikt, kilisesinin üstelik de Hıristiyanlara karşı tutumuna, hem de Avrupa"nın göbeğinde yaptıklarına baksa ve inançları teftiş ya da engizisyon dosyasını incelese öyle bir utanca gömülecektir ki ne insan hakları ve özgürlük, ne de şiddetten sözedebilecektir. Dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü söylediği suçlamasıyla Galileo"nun yargılanması ve inançların teftiş edilmesine ilave olarak, Kilisenin sicili, Ortaçağda hatta Rönesans"tan sonraki yüzyılda bizzat Hıristiyanlara karşı en şiddetli muamelelerle doludur. Eğer Papa 16. Benedikt"in açıklamaları, eli kalem tutan ve dili dönenler tarafından kilise babalarının yapıp ettiklerinin dosyasının açılmasına ve kara kaplı defterlerin ortaya çıkarılmasına yolaçarsa Katolik Kilisesi, Papa ve Kilisenin diğer liderlerinin günümüzdeki çehresini değiştirir ve tepeden tırnağa şiddet içeren gerçek yüzlerini ortaya koyar.

Kilisenin ve liderlerinin bir diğer yüzü de, Hıristiyan devletlerin Ortaçağlar boyunca sömürüyle mazlum milletlere reva gördükleri cinayetler karşısında suskun kalmalarında görülmelidir. Belki de bunların en açık örneklerinden biri işgal altındaki Filistin"de yaşanıyor. Kilise liderlerinin bu konudaki sessizliği ve bazı konularda Siyonistlerin mazlum Filistin halkına karşı işledikleri cinayetlere yoldaşlık etmeleri Katolik kilisesinin sicilindeki en kara yapraklardan biridir. Acaba bütün bunlara rağmen Papa, diğer ilahi dinler hakkında konuşabilir mi?

Gerçek şudur: Papa 16. Benedikt"i eğer İslam"dan habersiz görmüyorsak İslam aleyhindeki açıklamalarını, ABD ve Siyonistler tarafından dikte edilip eline tutuşturulmuş görüşler saymak zorundayız. ABD ve Siyonistlerin hedefi de, İslam"ın Lübnan Hizbullahı içindeki muzaffer evlatlarının, Siyonistlere diz çöktüren, Siyonist rejimin ordusunun yenilmezlik efsanesini yıkan, ABD"nin sömürgeci ve şeytani komplolarını ve planlarını etkisiz hale getiren apaçık ve parlak fethinin sorgulanmasını sağlamak ve onun kapsamlı etkilerinin her yana ulaşmasını engellemeye çalışmaktır.

Bu elbette ham hayaldir ve Papa"nın İslam aleyhindeki açıklamaları bu hedefe ulaşılmasını sağlayamamakla kalmayacak, hatta Muhammedî (sav) İslam"ın çehresinin daha da aydınlık hale gelmesinin yolunu açacaktır.

* Cumhuri-yi İslami gazetesinin başyazısı, 16 Eylül 2006

bilgihikmet.com

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Acar Medya Nifak Çetesini İfşa Etti (VİDEO)
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine