Paris Sömürgeci Geçmişine Mi Dönüyor?

Ortadoğu'ya kendi isteklerini dayatma hakları bulunduğuna inanan Batılı ülkeler saygıyı hak etmiyor…

Paris sömürgeci geçmişe dönmek mi istiyor?
Ortadoğu'ya kendi isteklerini dayatma hakları bulunduğuna inanan Batılı ülkeler saygıyı hak etmiyor. Fransa Dışişleri Bakanı da son olarak İran'la savaştan söz etti

 

MUSİB NAİMİ

Batı niçin kendi emellerini dayatma hakkının olduğuna inanıyor ve başkalarının kendilerini savunma hakkına sahip olduğunu düşünmüyor? İstedikleri gibi savaş ve barış ilan etme konusunda kendilerini yetkili merci olarak görme hakkını bu Batılı güçlere kim veriyor? Batı'nın milletlerin mukadderatlarını kontrol etme amaçlı emelleri ve en basit kriterlerin bile çiğnendiği herkesçe biliniyor. Fakat hatanın en büyük kısmı, bu tür politikalara boyun eğenlere ait. Zira dünyayı 'birinci, ikinci ve üçüncü dünya'lara bölerken ve ülkelerimizin üçüncü dünyaya ait olduğuna kanaat getirirlerken, bizden daha fazlasını istedikleri gayet açıktı.
Batı'yla Doğu arasında halihazırda yaşanan savaş, barışın arka planı ve kitle imha silahlarının yayılmasının engellenmesi, her gün söyleyip durdukları gibi bir terörle mücadele savaşı değil, bir karar verme ve ölüm-kalım savaşı.
Mantığa ve hukuka ihtiyaç duymayan Batı, saygıyı hak etmiyor. Zira halklarımıza ve haklarımıza saygı duymuyor. Kendisini hayatın, bizim toplumlarımızıysa ölümün kaynağı olarak görüyor.
Batı'nın ve özellikle ABD'nin sicili kanlı; Filistin halkına yönelik 60 yıldır süren öldürme ve tehcir uygulamalarıyla, Lübnan'daki katliamlarla ve Irak'ta öldürülen 1 milyonu aşkın masumun kan seliyle dolu... Bizzat ABD silahlarıyla yapılmış veya Beyaz Saray'ca desteklenmiş terörle, Afganistan ve Pakistan'da işlenen yüzlerce suç ve katliamlar da cabası...
Fransızlar da komşuları Britanyalılar gibi Müslüman ülkeleri sömürdükleri dönemde tarihi suçlar işledi ve bu iğrenç geçmişe dönmek istiyorlar hâlâ. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in İran'a karşı savaş ihtimalinden söz etmesi, ABD Başkanı George W. Bush'un 'Haçlı savaşı'nı ilan ettiği konuşmasına benzedi. Bu konuşmalar 'çürümüş akıllar' ve başarısız emellerden kaynaklanıyor. Ne İran ne de herhangi bir İslam ülkesi, bugünden sonra Batı'nın kavramlarına inanır veya işgalci ordularına zemin olur.
Irak yabancıyı kovmanın en iyi deneyimi, Filistin işgali reddetmenin en önemli durağı, Lübnan da emperyalizmin yenilgisinin en iyi kanıtı. İran da, bölgede 'terörist aklın' ortadan kaldırılması için yeni bir deneyim olacak. (İran gazetesi Vifak, genel yayın yönetmeni, 19 Eylül 2007)

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!