Akif Beki/Radikal
Alışırlar, alışırlar!
Yeni Türkiye ile eski alışkanlıklar arasında bir çatışma yaşanıyor.
Müsterih olun, ilelebet sürmez.
Alışırız, bunlara da alışırız.
Değil mi ki, zamanla değişiyor alışkanlıklar...
Değil mi ki, gün gelip Demirel dahi Özal'a alışıyor...
Değil mi ki, düne kadar 'minel garaib vel acaib' sayılan nice büyük hadiseler sıradanlaşıyor.
Değil mi ki, orgeneraller fazla mesaiye kalıp karargâhın ışıkları açık bırakıldığında, darbe alametleri belirmiş sayılmıyor.
Değil mi ki, her rütbeden askerin icabı halinde sivil yargıçlarla, savcılarla tanışması olağanlaşıyor.
Demek ki, her şeye alışıyor zamanla insan.
Yenilere, yeniliklere alışmak başta zor gelse de, alıştıkça normalleşiyor Türkiye.
***
Bugünlerde kime sorsanız, 'normalleşme'den yana.
Ama 'normalleşmek' herkeste farklı bir anlama geliyor.
Değişimin ilk etkisi, belirsizlik duygusuna eşlik eden korku, kaygı ve endişenin artmasıysa...
Yeniliğe karşı o yüzden direnç gelişiyorsa...
Normalleşmekten kasıt nedir; değişimin durdurulması mı, yeniliğe alışmak mı?
***
'Alışma' sorunsalını siyaset literatürümüze armağan eden Özal'dı.
Köşke çıkış süreci, muarızları için dört dörtlük bir alıştırma egzersizi olmuştu.
Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı topyekûn kampanya yürütülen günler...
Oyları yüzde 21'e düştüğü için meşruiyeti tartışmaya açılmış, Çankaya'yı kaptırmamaya yeminli muhalefet, isyanlarda...
Turlar başlamış ama, genel kuruldaki oylamalar boykot ediliyor.
Özal için 'Alışamadık' sesleri yükseliyor muhalefetten.
O günlerde...
İktidar kulislerinin önünde dizili bekleyen gazetecilere çok kısa bir açıklama yapıyor Özal.
İki kelimeyle, diyor ki:
'Alışırlar, alışırlar.'
***
Sonrası malum...
Demirel, kabullenemiyor durumu.
Yeminler ediyor "Orada Özal oturduğu sürece'' diyerek, ''Köşke çıkacağıma dağa çıkarım'' diyor.
1991 seçimlerinde, Özal'ı aşağı indirmek üzere oy istiyor milletten.
Sandıktan DYP birinci çıkınca da, asıl imtihanı başlıyor Demirel'in.
Hükümeti kurma görevini almak üzere çağrıldığı Köşk'e çıkacak mı, çıkmayacak mı?
Çankaya Köşkü'nün 1 no'lu protokol girişinde gazeteciler karşılıyor Demirel'i.
'Hani dağa çıkacaktınız' deyip, o sözünü hatırlatıyorlar.
Demirel'in cevabı:
''Devlette devamlılık esastır. Devlet işlerine duygular karıştırılmaz''.
Yeni duruma intibak sağlamakta zorlanmıyor, çabuk alışıyor Demirel.
***
İnsan nelere alışmıyor ki...
Fakat alışıncaya kadar burnundan getirdiler merhumun.
Kendilerine de, ona da zehir ettiler hayatı.
"864 rakımlı tepenin sakini'' dediler, "Çankaya'nın şişmanı'' dediler, ama adını bir kez olsun almadılar ağızlarına.
Özal'ı 'yukarıda' rahat ettirmediler.
Kaderin cilvesine bakın ki, vaktiyle varlığına bir türlü alışamayanlar, şimdi de yokluğuna alışamıyor.
Normalleşmek, alışmaktır çünkü.