Şimon PERES Bakü'ye Değil Yargıya Gitmelidir
Bilindiği üzere İsrail, birçok BM kararları başta olmak üzere tüm insancıl hukuk kurallarını ihlal etmiş ve etmektedir. Kurulduğu günden bu yana işgal politikası yanında Filistinlilere yönelik sayısız işkence, hapsedilme, zorla mülklerinden çıkarma, utanç duvarı inşa ederek Filistinlilerin en temel yaşamsal ihtiyaçlarını engelleme, özellikle 2006 sonrasında Gazze'ye yönelik ambargo ve arkasında 27 Aralıkta başlayan savaş sırasında da hemen hemen yarısını kadın ve çocukların oluşturduğu 1500ü aşkın insanı katletme, yasak kimyasal silahlar kullanma vb. gibi birçok ihlal ve suç işlemiş ve insan haklarını hiçe saymıştır.
Sivil asker gözetmeksizin kitlesel katliamla bir halka soykırım uygulamakta olduğu tüm dünyada halklar tarafından ilan edilmiştir. Son Gazze saldırısında savaş hukukunca yasaklanmış silahlar kullandığı MAZLUMDER tarafından da ayrıca ispat edilmiştir. Yapılanların İsrail'in tüm yönetim birimleri tarafından bir savaş politikası olarak kararlaştırıldığı da İsrailli yetkililer tarafından açıkça beyan edilmiştir. Tüm bunların en üst düzey sorumlularından biri de hiç şüphesiz Şimon PERES'tir. Halihazırda da gerek ulusal yargı organlarında gerekse Uluslararası Ceza Mahkemesinde insanlığa karşı suç işlediğine dair devam eden bir soruşturma süreci vardır.
Şimon PERES'in Azerbaycan'a gidişinin, dünya halklarının ortak vicdanında vaki olan İsrail yönetimine duyulan tepkiye karşı bir destek arayışı olduğu aşikardır. Ayrıca bu gezi, İsrail'in İslam Dünyası içinde Araplar eliyle kuramadığı meşruiyet ve normalleşme arayışının Türk dünyası üzerinden tesis edilmesi sembolik anlamını taşımaktadır. Bu geziyi PERES'in başta Türkiye ve diğer batılı ülkelere yaptığı ve yapacağı gezilerden farklı kılan bu sembolik anlamıdır. Kaldı ki farklı bir gerekçe ile bile olsa tüm insanlığa karşı işlenmiş bu kadar suçun faili durumunda olan kişilerin konumları ne olursa olsun insanlığın ortaklaşabildiği yargı organlarınca yargılanmadan böyle bir dolaşıma hakları olduğunu düşünmek tüm insanların ve gelecek nesillerin yaşam hakkını önemsememek anlamına gelecektir. Bugün buna zemin vermek dünya barışına yapılacak en büyük tehdittir.
MAZLUMDER dünya halklarının ortak vicdanında mahkum edilmiş olan başta Şimon PERES olmak üzere İsrailli yetkililerin ve insanlığa karşı suç işlemiş olanların zulmünün cezasız kalmasını yeryüzündeki tüm sivillerin yaşam hakları için risk olarak görmektedir. Zira adalet sağlanmazsa barış mümkün olamamaktadır.
İsrail, 60 yıldır ortaya koyduğu işgal ve katliam ile dünyaya adeta kuralsızlığı ve şiddeti dayatmaktadır. Bu durum devletlerin ve uluslar arası mekanizmaların seyirci kalması ile dünyayı bir kaos ve şiddet sarmalına dönüştürme riskini barındırmaktadır. Adaletsiz bir dünyada uluslararası mekanizmaların artık işlevselliğini yitirdiğinin ve uluslar arası hukukun çare olmadığının kanaat haline gelmesi, dünya barışını tehdit eden bir bela olarak nükleer silahlanmadan daha tehlikelidir.
MAZLUMDER bu nedenle başta Azerbaycan olmak üzere tüm devlet yönetimlerinden ve uluslar arası mekanizmalardan şunları talep etmektedir;
- İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarından derhal geri çekilmesi gerekliliği kabul edilmelidir.
- İsrail'in Filistin halkına uyguladığı her türlü hukuksuzluk derhal durdurulmalıdır.
- Azerbaycan yönetimi kesinlikle Şimon PERES'i dünya halklarının ortak vicdanına dayanarak kabul etmemelidir.
- İsrailli yöneticileri işlemiş olduğu insanlık suçunun cezalandırılması ve uluslar arası hukukun işletilebilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.
MAZLUMDER Genel Başkanı
Ahmet Faruk ÜNSAL