Diyarbakır'ın Yenişehir Belediyesi Kadın Politikalar Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz hafta Diyarbakır'ın sokaklarında "Çocuk gelin yoktur, tecavüzcü erkek vardır" başlığıyla asılan ve küçük yaşta evliliği protesto eden bilbordlardaki skandal karikatür tepki topladı. Afiş, Hz. Muhammed'in Hz. Aişe ile evliliğini alay konusu yapan bir karikatürün kullanılması ile oluşturulmuştu. Tepkiler üzerine kaldırıldı.
Google’den görsel olarak aratıldığında aslının yürüyüşlere ve büyük protestolara sebep olan meşhur Danimarkalı Peygamberimize saldıran karikatür olduğu anlaşılıyor. Küfür tek millettir. Danimarka karikatürle savaş açar âlemlere rahmet olan Peygamber’e. HDP’li belediye onu beğenir çarşı duvarlarına asar. Onlara düşman olan yönetimdeki parti de Peygamber’in tevhid mesajına düşmanlık demek olan onun mücadele ettiği heykellere saygı duruşlarını devam ettirir ve 20 milyon öğrenciyi putperest yapmaya çalışır. Halka da bu iki zihniyetten birini seçip başa geçirme tercihi kalır. Unutmayalım; dünyada Türkiye’den başka hiçbir ülke kalmadı vatandaşını, öğrencisini heykellerin önünde saygı duruşuna mecbur edip heykellere, putlara taptıran. Tel’in ediyorum bu zihniyetleri…
Peygamberimizin, bazı hadis rivayetlerinden yola çıkarak Hz. Aişe 8-9 yaşında iken onunla evlendiği şeklinde iddialara dayandığından önce bu rivayetin yanlışlığını açıklamak mecburiyetimiz var:
Aişe annemiz Evlendiğinde 18-19 Yaşlarında İdi
Eğer gerçekten Peygamberimiz küçük yaşta bir çocukla evlenmiş olsaydı, müşrikler, Yahudiler ve münafıklar Peygamberimiz aleyhinde büyük çapta hakaret edecek, bu olayı dillerine dolayıp İslâm’a ve Peygamberimize düşmanlıklarını sergileyeceklerdi. Hâlbuki Mekke ve Medine’de hiçbir İslâm düşmanı, Peygamberimize böyle bir hakaret ve olumsuz isnatta bulunmamıştır.
Peyamberimiz eğer hâşâ şehvetine düşkün bir insan olsaydı, 25 yaşında iken kendisinden 15 yaş büyük, başından iki evlilik geçmiş ve kocalarını mezara gömmüş çocuklu bir dul kadın ile evlenmiş ve o ölünceye kadar bir başka kadınla evlenmemiştir. 50 yaşına kadar tek eşli olan Peyamberimiz,50 yaşından sonra da Hz. Aişe dışında hep çocuklu dul kadınlarla evlenmiştir. İstemiş olsaydı, dünyanın en güzel kızlarıyla evlenebilecek olan bir peygamberin evlendiği hanımlar, hep ihtiyar yaşlarda ve birçok çocuğu olan dul kimselerdi. Onun evliliği daha çok şefkat evliliği şeklindeydi, şehvet evliliği değildi. Düşünün, bir peygamber; çevresinde çoğu insanın 3-5 karısı olduğu halde, 53 yaşına kadar bir eşle yaşadı. O da kendisinden 15 yaş büyük bir dul kadındı. Eğer uçkuruna düşkün olsaydı, gençliğinde veya orta yaşlarda genç yaşlarda nice eşler edinirdi. Padişahların haremi gibi haremi olurdu.
Böyle bir Rasûl’e hadis kitaplarındaki bir rivayetten yola çıkarak onun için zerre miktarda bile söylenemeyecek kelimeleri bilbordlarda Danimarkalı karikatüristten çalıntı resim ile meydanlara afiş olarak asmak, İslam’a ve onun peygamberine savaş ilan etmek demektir. Müslüman Kürtleri de istismar edip güya onların haklarını savunma adına bu Peygamber düşmanlığını ilan eden zihniyete anlayacağı dilden cevap verme ve onu hiçbir şekilde desteklemeyip tavır alma konusunda evvela Kürtlerin sonra da Türklerin mecburiyetleri vardır. ‘Musa tayin ettiğimiz vakitte kavminden yetmiş adam seçti. Onları o müthiş deprem yakalayınca Musa dedi ki: ‘Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini saptırırsın, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin!” (7/A’raf, 155)
Bazı meşhur hadis kitaplarına kadar girdiği şekliyle Hz. Aişe, Peygamberimiz ile evlendiğinde 6-7 yaşlarında olduğu rivayet edilmektedir. Bunu, tarihî olaylarla, ilimle izah etmek mümkün değildir.
Hz. Aişe validemiz Rasûlullah ile nişanlanmadan önce, Allah Resulü’nü Taif dönüşühimayesine alan ile nişanlanmadan önce, Allah Resulü’nü Taif dönüşü himayesine alan Mekke’nin sayılı tüccarlarından biri olan Mut’im ibn Adiyy’in oğlu Cübeyr ibn Mut’im ile nişanlıydı. Eğer Hz. Aişe’nin 9 yaşında Peygamberimiz ile evlendiğini kabul edersek, 6-7 yaşında Rasulullah ile nişanlanmış olduğunu ve bu olaydan birkaç sene önce de Cübeyr ile nişanı bozduğunu söylemiş oluruz. Cübeyr mü’min bir kimse değildi. Ve Hz. Ebubekir’in, kızını İslâm geldikten sonra müşrik bir kimse ile nişanlaması mümkün değildir. İslam gelmeden, peygamberimize peygamberlik verilmeden Hz. Ebu Bekir’in kızını nişanladığı değerlendirilmelidir. Yine, biliyoruz ki, Peygamberimiz nübüvvetle şeref bulduğunda ve İslam yayılmaya başladığında Mut’im: “Ben Muhammed’e inanan bir adamın kızını evime gelin olarak almam” diyerek nişanı geri atmış ve bu olaydan birkaç sene sonra da Peygamberimiz, Hz. Aişe ile nişanlanmıştır.
Hz. Aişe validemiz yıllar sonra Mekke’nin ilk dönemlerinde inen bir sûre olan, Kıyamet Sûresinin iniş zamanı sorulduğu zaman: “ Ben Mekke’de sokaklarda oynayan bir çocuk iken Kıyamet Sûresinden şu ayetler nazil oldu” diye cevap vermesi, onun yaşını tespit etmemiz açısından önemli bir işarettir. Bu sûrenin Nübüvvetin 3. yada 4. yılında nazil olduğunu hatırlarsak, Aişe validemizin de oyun oynayacak ve dile getirilen sûreyi aklında tutacak bir yaşta olması gerektiğini de dikkate alırsak; o günlerde en az 6–7 yaşlarında olması icap edecektir. Hz. Aişe’nin Efendimiz ile evliliğinin Nübüvvetin 13. yılında gerçekleştiğini hatırlarsak, demek ki; bu evlilik Kıyamet Sûresinin nazil olmasından yaklaşık 10 yıl sonra olduğunu kabul etmek zorunda kalacağız. Böyle olunca da Aişe validemizin evlendiği zaman yaşının en az 17 ya da 18 olduğu anlaşılacaktır.
Birçok tarihi kaynak Aişe validemiz ile ablası Esma arasındaki yaş farkının 10 olduğunu söylerler. Hicretin 73. yılında 100 yaşında vefat etmiş olan büyük İslam kadını Hz. Esma hicret sırasında 27-28 yaşlarında idi. Eğer o bu yaşlarda idiyse ve Aişe validemizden de 10 yaş büyük idiyse, demek ki Hz. Aişe de hicret sırasında 18-19 yaşlarında idi. Peygamberimizle hicret sonrasında evlendiğine göre, 18-19 yaşlarında evlenmişti.
Bugün hadis kitaplarımızda yer alan ve Hz. Aişe Validemiz’in Mekke yıllarıyla ilgili olarak anlattığı bazı rivayetler, onun yaşını tespit edebilmemize yardımcı olacak niteliktedir. Bunlardan birkaçına değinirsek, mesela; Risâletten kırk yıl önce gerçekleşen ve tarih belirlemede bir ölçü olarak kabul gören Fil hadisesinden geriye kalan iki kişiyi Mekke’de dilenirken gördüğünü söylemesi; Mekke’nin en sıkıntılı günlerinde Allah Resûlü’nün sabah-akşam kendi evlerine geldiğini ve bu sıkıntılara dayanamayan babası Hz. Ebû Bekir’in de Nübüvvetin 5. veya 6. yılında Habeşistan’a hicret teşebbüsünde bulunduğunu detaylarıyla birlikte anlatması; ilk defa namazın ikişer rekat farz kılındığını, mukim olanlar için daha sonraları onun dört rekata çıkarıldığını, ancak sefer durumlarında yine iki rekat olarak bırakıldığını ifade etmesi gibi rivayetler onun yaşı konusunda bize ip uçları verecek niteliktedir.
Hz. Aişe validemizin Hicri 58. yılda, 74 yaşlarında vefat ettiğini kabul biliyoruz. Eğer o 74 yaşında vefat etti ise, Efendimiz’den sonra 48 yıl dul olarak yaşadı ise, Allah Resulü ile evliliği de 9 yıl sürdü ise; demek ki, Aişe validemiz, Efendimiz Daru’l-Beka’ya hicret ettiğinde 26, evlendiğinde ise 18 yaşlarında idi.