"PKK Dağdan İnerse Zorunlu Askerlik Kalkar"

PKK silahı bırakırsa; Yeni bir anayasa daha rahat hazırlanır ve bunların hayatımızda yaratacağı muhtemel değişiklikler de şöyle sıralanabilir..

Önder Aytaç & Emre Uslu - Taraf

PKK'yı dağdan indirmek

Şu sıralar Kürt sorunu konusunda olumlu gelişmeler beklentisi içerisindeyiz. Cumhurbaşkanı Gül'den umutlanmamıza neden olacak açıklamalar, Başbakan Erdoğan ve hükümetinden de TRT-6 gibi olumlu adımlar görüyoruz. Ancak gerçekten de devletimizin derin kısmı bu sorunu çözmek, PKK'yı dağdan indirmek istiyor mu / istemiyor mu? İşte bu konuda ciddi endişelerimiz var. Prof. Mahir Kaynak; "Bir eylemin kimin tarafından yapıldığını anlamak için, o eylemin kime yaradığına bakmak gerekir" değerlendirmesinde bulunuyor. O zaman PKK'nın dağda kalması kimin işine gelir, ya da dağdan inmesi kimin işine gelmez, öncelikle buna bakılması gerekli değil mi?..

PKK silahı bırakırsa; demokratikleşme adımları yoğunlaşır ve Avrupa Birliği'ne üyelik süreci hızlanır. Yeni bir anayasa daha rahat hazırlanır ve bunların hayatımızda yaratacağı muhtemel değişiklikler de şöyle sıralanabilir;

1. Seçim barajı düşer, siyasi partiler yasası değişir. Parti liderlerimiz, kendi lütuflarıyla değil, halkın iradesiyle seçilmiş milletvekillerine, bu milletvekilleri de farklı ideolojik ve etnik-kültürel azınlıkların Meclis'te genişlemesine bulunmasına çabalarlar.

2. Yargısal diktadan kurtularak, demokratikleşme ile doğru orantılı bir biçimde jürili ceza sistemine geçilir. Savcıların atama ve görevden alınması prosedürüne yetki alanlarındaki seçmenlerin de dahil edilmesi sağlanılır. Anayasa Mahkemesi üyelerinin TBMM tarafından seçilmesi, üyelik için mesleki başarı ve özel donanıma dayalı kalite şartlarının tesis edilmesi yapılır.

3. Ordumuz; MGK'nın kaldırılmasını, Genel Kurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasını, askerliğin zorunlu bir görev olmaktan çıkarılmasını onaylar.

4. Eğitimcilerimiz; din eğitiminin devlet okullarında isteğe bağlı olmasını, okullarda bölgesel veya azınlık dillerinde eğitim verilmesini, eğitimde "katı milliyetçilik ya da bireylere dayalı dogma" kavramlarına vurgu yapılmamasını yerine getirir.

5. Siyasetçilerimiz; devletin iktisadi bakımdan küçültülmesini ve piyasaya keyfi müdahalelerinin önlenmesini yani artık kendi zenginlerini yaratma sevdası bitirirler.

6. Merkeziyetçi yönetim tarzına alışkın bürokrasi; yetkilerini yerel yönetimlere devretme konusunda kararlı adımlar atar.

Malumunuzdur ki yukarıdaki kurum ve kuruluşların hemen hemen hiçbiri, saydığımız değişimlere kolaylıkla "evet" demeyeceklerdir. Ancak halkın çıkarına olan da bu değişimin 'olmazsa olmaz' olması değil midir? Peki, bütün bunların PKK'nın dağdan indirilmesi ile ilişkisi nedir? Onu da isterseniz şöyle özetleyelim. İç düşmanlar-dış düşmanlar, bölünme, hatta din devletine dönüşme paranoyalarından ancak böylesi bir açılımla kurtulunabilir. Ancak böylelikle bu konular tabu olmaktan çıkar. "Uf, cız ve hatta kaka o sözler, bak diline biber sürerim" korkutmaları da birer birer ancak böylelikle bitirilebilir. Artık isteyen, istediği konuda fikirlerini söyler, düşüncesini dillendirir, ağıtını yakar, sevdasını haykırır ve herkes Mahzun Kırmızıgül'ün filmindeki gibi 'güneşi görür'.

Elbette bütün bu açılımlar ve demokratikleşme süreci bazı kurum ve kişilerin hiç ama hiç işine gelmez. Düşünsenize dev bir güvenlik yapılanmamız var ve bir anda onların elinden antrenman olanağı alınmış oluyor. Önce toplumdaki önemleri azalıyor, sonra bütçeleri ve yetkileri kısıtlanıyor. Artık ihaleler alabildiğine şeffaf, harcamalar da daha önceki süreçle kıyaslanamayacak kadar daha az oluyor. Tanrı aşkına olacak şey midir bunlar? Bazıları; artık 'vatan-millet-Sakarya', 'din elden gidiyor', 'laiklik elden gidiyor', propagandası yapamıyor. Böylesi kurumların / insanların ekmeklerini ellerinden almış oluyorsunuz. Kim, neden, nasıl, niçin ve niye takip edecek bu kurum ve insanları artık. Sendikalaşmanın önündeki yasal engelleri kaldırıyorsunuz, sendikalar daha şeffaf ve demokratik yönetim tarzına sahip oluyorlar. Artık sendika ağalığı da yok oluyor. Medya-işadamı-siyasetçi üçgeni de yeni dönemde sona eriyor. Saydam bir devlet yapısı, açık ve etkili bir denetim ile yolsuzluklar büyük ölçüde önleniyor.

Yapmayın, gelin verdiğiniz sözlerden geri dönün ve henüz yeni yeni başladığınız icraatlardan da vazgeçin hemen. Bu iş y-a-p-ı-la-m-a-z. PKK'yı dağdan indirmeye gücümüz y-et-m-e-z. Yeni bir Güçlükonak, Bingöl ya da Dağlıca olayı yaşamadan, kendiliğimizden vazgeçelim bu sevdadan değil mi? Ya da, işte böyle... İstenirse tek bir PKK'lı bile dağda kalmayabilir ama önce devletin kendini değiştirmesi / dönüştürmesi ve güvenlik bürokrasisini modifiye etmesi gerek!..

Medya-Makale Haberleri

Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı