Tabii ki tek Sırrı Sakık'ın düşüncesi değil bu.
Bu söylemi seviyor BDP'liler, PKK'lılar ve bir kısım tatlı su hümanistlerimiz.
Bu sözün devamı var:
- Bu gençler dağa piknik yapmaya çıkmadılar, bir talepleri var, müzakere sırasında o talepler konuşulur, bir çözüme varılır.
Siz herhangi bir devletin "Bize bir örgüt silahlı isyana kalkıştı, biz de onunla baş edemedik, öyleyse oturup konuşalım" diyebileceğini düşünebiliyor musunuz?
Hele Türkiye'de bir iktidarın?
Böyle bir söylem, kanı bitlenene silahlı isyan yolunu açmaz mı?
Böyle bir söylemin kötü tarafı, aslında gerçek olmadığı ve bu hisse sürüklenen bir terör örgütünü hâlâ kuyruğu dik tutmaya, dolayısıyla kan dökmeye ve tabii kendi kanını de heder etmeye yöneltmesidir.
Böyle bir söylemin, "Düz ovada siyaset yapan"lara söz hakkı kazandırdığı bir gerçek.
Sırrı Sakık'lar, onların canı üzerinden siyaset yapacaklar.
Bunu hep söylüyorum, kaç bin genç öldü dağda, kaç bini iç infazlarla dünyadan göçtü, BDP'nin tüm siyasi birikimine bakın, onu malzeme olarak kullanıyor.
"PKK yenilmedi" sözü tam bir yalandan, tam bir ahmak aldatmacasından ibaret.
Yenilmedi de n'oldu?
Evet, dağda birileri var.
Evet, hâlâ dağa çıkanlar var. (Son bilgi: Yüzde 38'i 18 yaş altı gençlerden, daha doğrusu çocuklardan oluşuyormuş.)
Evet hâlâ eylem koyup can alanlar var.
Var ama işte en sonuncusu, Pınarbaşı'nda kendi canını berhava etti. Bir polis de can verdi ama bu eylemden geride kalan Kürt sorunu adına bir dirilik var mı?
Ölen neyi kazandı? Davasının üzerine bir tuğla mı koymuş oldu?
Amanoslar'da dört kişinin canına kıyıldı. Ama karşılığı geldi. Yine ölümler. Kürtler ne kazandı?
Doğu Beyazıt'ta bir imam kurşuna dizilince, şurada bir astsubay arkadan vurulunca, şurada bir AK Parti ilçe başkanı kaçırılınca, başkan yardımcısı öldürülünce... Bayrak mı dikmiş oluyorsunuz bir yerlere?
Serap'ı yaktılar eline molotofkokteyli tutuşturulan sözüm ona "çocuk militanlar..."
Ve işte, onlardan ikisi, ikişer kez ömür boyu hapse mahkûm oldu.
N'oldu, Serap'ı yakarak ne kazandınız, bu iki gencin ömür boyu hapse gitmesine yol açarak ne kazandınız?
Soruyorum:
Eline ateş topu tutuşturulan çocukların içinden bir tane Sırrı Sakık gibi milletvekili çıkacak mı?
Karayılan'ın etrafında sıralanan lider kadrodan sadece üçü kalmış. Gerisi hep ölmüş.
Herkes haklı olarak soruyor:
- Karayılan nasıl kalmış, kalıyor ve ölüm hep ötekilerin payına düşüyor?
Dağda bir gencin ömür süresi 3-6 yıl arasında değişiyormuş. Karayılan 30 yıldır orada...
Ya ölüm var, ya ömür boyu hapis, ya kaybedilmiş yıllar, pişmanlıklar...
Ağaran saçlar, yaşlanan yürekler...
Neymiş, "Yenilmemişiz!"
Doğru, böyle motive eder öndekiler arkadakileri... Kuyruğu dik tutmak böyle kapalı örgütlerin şanındandır ki ahali dağılmasın. Cepheye sürecek insani malzemede eksiklik olmasın.
Örgütle ne konuşulur, söyleyeyim:
- Arkadaş son yok. Son bitiş. İşte 30 yıl geçti, bir 30 yıl daha geçse, bu işin ucu ölüme ve hapse varır. Ya da teslimiyete... İtiraflara, örgüte ihanete... Bir kısmının rantla keyif sürmesine...
Bakın kapalı rejimlerin sonrasına...
Sovyetler'in ve eski komünist yapıların içinden kaç tane dolar milyarderi çıktı? Nasıl oldu bu iş?
Hani iktidar proleterlerindi?
Bu hareket de daha şimdiden, Kürt sorunu içinden savaş baronları üretti. Hele bir bitişten sonraki günleri görelim...
Kim bölüşme savaşını başlatacak, kaç harem çıkacak ortaya?
bugün