ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran'ın 'El Kaide'ye İran içinde yeni harekat merkezleri kurmasına izin verdiğini' ileri sürerek El Kaide’nin İran’daki 5 liderini Özel Küresel Terörist listesine aldıklarını duyurdu.
Pompeo, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, daha önce Hazine Bakanlığınca yaptırım uygulanan 'İran’daki El Kaide liderlerinden' olduğu ileri sürülen ve Abdul Rahman El Mağrebi olarak da tanınan Muhammed Abbatay ve Sultan Yusuf Hasan El Arif’in yanı sıra İran-Irak sınırında faaliyet gösteren 'Kürt El Kaide Taburlarının liderleri' İsmail Fuat Resul, Niamat Hama Rahim Şerifi ve Fuat Ahmet Nuri Ali el Şahhan'ı, Özel Küresel Terörist listesine eklediklerini belirtti.
Bu yaptırımlar kapsamında ABD vatandaşları ve şirketlerinin bu kişilerle bağlantılı herhangi bir işleme karışmasının yasaklandığını kaydeden Pompeo, "Dışişleri Bakanlığının, Adalet için Ödül programı kapsamında İran’daki önemli bir El Kaide elebaşı olan Abdul Rahman El Mağrebi’nin yeri ve kimlik tespiti için 7 milyon dolar ödül koyduğunu duyurdu" ifadelerini kullandı.
Pompeo, İran'in El Kaide'nin yeni ana karargahı olduğunu söyledi
Pompeo, yazılı açıklamanın yapıldığı saatlerde Washington’daki Ulusal Basın Kulübünde açıklamalarda bulundu.
Tahran yönetiminin göstermelik olarak El Kaide’nin İran’daki unsurlarına sıkı sınırlamalar getirdiğini dile getiren Pompeo, ABD yönetimlerinin, birçok El Kaide saldırısının talimatının İran’dan geldiğine inanmadığını ancak gerçeğin öyle olduğunu iddia etti.
ABD, İngiltere Fransa ve Almanya’nın aralarında bulunduğu P5+1 ülkeleri 2015’te İran ile nükleer anlaşmayı sonuçlandırmak üzereyken Tahran ile El Kaide ilişkilerinin değiştiğini öne süren Pompeo, şöyle devam etti:
"O zaman olanlarla ilgili kamunun yeni duyacağı bir bilgi vereyim: İran, rejimin örgüt için koyduğu kurallara uyması ve kontrol altında kalması koşuluyla El Kaide’ye İran’da bir harekat merkezi kurma izni verdi. İran, ayrıca 2015’ten bu yana rejimin gözetiminde El Kaide elebaşlarının ülkede serbest dolaşmasına izin verdi. İran İstihbarat ve Güvenlik Bakanlığı ile İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) El Kaide faaliyetleri için bu kişilere kalma yeri ve seyahat belgeleri, kimlik kartı, pasaport gibi lojistik destek sağladı. Bu destekle birlikte El Kaide, liderliğinin merkezini Tahran’a taşıdı."
İran’daki El Kaide elebaşlarının dünyadaki diğer El Kaide örgütleri ile iletişim sağladığını ve onlara fon tedarik ettiğini ileri süren Pompeo, "Birçok konuda İran’ın desteğini alıyorlar. Terör için şimdi ellerinde yeni araçlar var. Dünyanın en büyük terör destekçisi ülke olan İran İslam Cumhuriyeti artık onların ana karargahı" diye konuştu.
Pompeo, 1998’de ABD’nin Kenya ve Tanzanya’daki diplomatik misyonlarına yönelik bombalı saldırıyı organize eden El Kaide elebaşlarından Ebu Muhammed El Mısri’nin de 7 Ağustos 2020’de Tahran’da öldürüldüğünü doğruladıklarını da söyledi.
İran'dan Yanıt Gecikmedi
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hatipzade, İran’ın El Kaide ile bağlantılı olduğunu ileri süren ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun iddiasına yanıt verdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hatipzade, İran’ın El Kaide ile bağlantılı olduğunu ileri süren ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun iddiasına yanıt verdi.
Hatipzade, İran’ın yıllardan beri ABD devlet terörünün ve onların desteklediği grupların kurbanı olduğunu, El Kaide ve IŞİD ile mücadelede şeffaf ve savunulabilir karnesi olduğunu söyledi.
Sözcü Hatipzade, Pompeo’nın bakanlığının sona ermesine bir hafta kala bu iddiaları ortaya atmasının İran aleyhinde azami politikalarının hezimete uğradığının göstergesi olduğunu ifade ederek, bu gibi iddialara dayanmanın ABD’ye bir faydasının olamayacağını kaydetti.
Pompeo’nun daha önce de CIA Başkanlığı döneminde ve Petro-dolarlar karşısında İran ve El Kaide arasında sahte irtibatlar oluşturma çabasına değinen Hatipzade, İranlı yetkililerin yıllardan beri bu senaryolara gerekli cevapları verdiklerini aktardı.
Zarif: Savaş kışkırtıcısı yalanlar
İran DIşişleri Bakanı Cevad Zarif ise bu açıklamalar karşısında "El Kaide iddiası uydurma. Bunlar savaş kışkırtıcısı yalanlar" şeklinde tepki verdi.
Zarif, 11 Eylül olayındaki teröristlerin Pompeo’nun Batı Asya bölgesindeki sevdiği ülkelerden olduğu için kimsenin aldanmayacağını söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Asya İkinci Dairesi Başkanı Zamir Kabulov, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun ‘İran, artık El Kaide’nin yeni ana karargahı’ sözlerinin dayanaksız olduğunu, Moskova’nın elinde Tahran’ın örgütle bağlantısı olduğuna dair bir veri bulunmadığını söyledi.
Pompeo’nun İran’a yönelik suçlamalarıyla ilgili Sputnik’e açıklamalarda bulunan Kabulov, “Sayın Pompeo, Donald Trump’ın başkanlık dönemi sona ererken İran’ı incitecek bir şey yapmak istiyor gibi bir izlenim yaratıyor” dedi.
Kabulov, bu suçlamaların kesinlikle bir kanıta dayanmadığını ve asılsız olduğunu ifade etti.
Tahran’ın El Kaide ile bir bağlantısı olması ihtimaline ilişkin Moskova’nın elinde veri olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Kabulov, “Kesinlikle böyle bir bilgi yok” ifadesini kullandı.
İran’daki El Kaide elebaşlarının dünyadaki diğer El Kaide örgütleri ile iletişim sağladığını ve onlara fon tedarik ettiğini ileri süren Pompeo, "Birçok konuda İran’ın desteğini alıyorlar. Terör için şimdi ellerinde yeni araçlar var. Dünyanın en büyük terör destekçisi ülke olan İran İslam Cumhuriyeti artık onların ana karargahı" diye konuşmuştu.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ülkesindeki başkanlık seçimlerini kaybeden ve 6 Ocak'taki Kongre baskınını kışkırtmakla suçlanan ABD Başkanı Donald Trump'ı 'tarihi terörist' olarak niteleyerek, "3 ayda İran'ı devirmek istediler ancak kendileri devrildi" dedi.
İran devlet televizyonuna göre, Cumhurbaşkanı Ruhani, başkent Tahran'da düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı konuşmada gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Konuşmasında görev süresi boyunca İran karşıtı tutum izleyen ABD Başkanı Trump ve ekibini hedef alan Ruhani, "ABD'nin azami baskı politikası ve ekonomik terörü kesin bir yenilgiyle sona ermiştir. Bu politikayı hazırlayanlar yalnızca mağlup olmadı aynı zamanda siyasi hayatları da sona erdi" diye konuştu.
Ruhani, Trump'ın başkanlık döneminin "aşağılayıcı" şekilde sona erdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Siyasi anlayıştan yoksun ABD Başkanı, aptal bir Dışişleri Bakanı (Mike Pompeo) ile aşırılık yanlısı ve bilgisiz bir Ulusal Güvenlik Danışmanı'nı (John Bolton) yanına alarak kendi tacir ve kumarbaz zihniyetiyle işleri yürütmeye çalıştı ve sonunun ne olduğunu gördük. Bu, dünyada zorbalığın, ırkçılığın ve yasaları çiğnemenin iyi sonuçlanmayacağının bir işaretidir."
ABD yönetiminin, 3 yıl boyunca Tahran'a karşı sürdürdüğü yaptırım ve baskı politikasıyla rejimi devirmeyi hedeflediğini söyleyen Ruhani, "Sabırlı halkımız bu tarihi teröriste direndi. Onlar 3 ayda İran'ı devirmeyi hedefliyordu fakat kendileri devrildi." ifadelerini kullandı.
Ekonomide yaptırım ve baskı politikasının sona erdiğini söyleyen Ruhani, "Tüm baskılara ve koronavirüs salgınına rağmen ekonomide istikrarlı bir hareketliliğe tanık oluyoruz. Enflasyon beklentileri başka koşullara göre şekillenecek ve insanlar daha parlak bir ufka sahip olacak" değerlendirmesini yaptı.