Putunu Yakıp Savurmayan Millet Asla İflah Olmaz!

Mehmet GÖKTAŞ

Bir millet Allah’tan başka ibadet ettiği, tapındığı putunu somut bir şekilde parçalayıp atmadan asla iflah olmaz.

Özellikle o millet daha önce Allah’a iman eden, O’na ibadet eden bir milletse, daha sonra edindiği putunu, putlarını yakıp külünü denize savurmadığı müddetçe asla Allah (cc) ile barışamaz, Allah’ın lanetini ve gazabını üzerinden savamaz.

Kitabımız İsrailoğullarının Samiri’nin yaptığı buzağıya tapmasına birçok ayetinde kısaca temas eder fakat A’raf ve Tâhâ surelerinde bu konuyu biraz daha genişçe anlatır.

Bu ayetleri açıklayan tefsirciler ve tarihçiler gerek Samiri’nin kimliği gerek buzağısının mahiyeti hakkında sahih ve sahih olmayan çok şey söylemişlerdir.

Fakat bu hususta bir noktaya hiç dikkat etmemişler veya hemen geçiştirivermişler; buzağının akıbeti.

Hepinizin bildiği gibi Musa Aleyhisselam’ın en güzel ve en detaylı bir şekilde anlatıldığı yer Tâhâ suresidir, on sayfalık bu surenin yedi sayfadan fazlası onunla ilgilidir. Hatırlamak isteyenler hemen bir daha gözden geçirebilirler.

Ve son bölümü, 97. ayet Samiri’nin ve buzağısının akıbetini söyleyerek konuyu noktalar.

“Musa) şöyle demişti: “Çık (git)! Artık hayatın boyunca sen sadece ‘Bana dokunmayın, benden uzak durun!’ diyeceksin. Ayrıca senin için, kurtulamayacağın bir sözleşme (ceza) günü daha var. Tapmakta olduğun ilahına bir bak! Elbette onu (heykelini) yakacağız; sonra da elbette onu parçalayıp denize savuracağız!”(20/97)

Putperestliği terk etmenin ilk adımı elbette pişmanlık ve tevbedir. Fakat gerçek anlamda bu işe son vermiş olmanın ispatı söz konusu putu veya putları somut bir şekilde gözler önünde parçalayıp atmaktır.

Hz. Musa Aleyhisselam böyle yaptığı gibi Hz. Muhammed Aleyhisselam da putperestliği bu şekilde noktalamış, sadece Kâbe’deki putları değil civar kabilelerin putlarını da insanların gözleri önünde birer birer imha ettirmiştir.

Unutmayalım, Hakk’ın gelip batılın zail olduğunu ancak o batılı somut bir şekilde yok ederek ilan edebilirsiniz.

Çünkü putlar Samiri’nin altından buzağısı gibi gözler önünde parçalanıp un ufak edilerek denize savrulmadan insanların gönüllerinden çıkarılıp savrulamaz.

Ve Allah Teala ancak bundan sonra o toplumla, o milletle barışabilir. Bunun aksini kim söyleyebilir?