Rabia katliamın üzerinden bir yıl geçti. Uluslararası İnsan Hakları İzleme Merkezi henüz yeni yayınladı raporunu ve Rabia’da yaşananları bir katliam, trajedi ve vahşet olarak tanımladı..
Eğer bu rapor kanla tazelenen bir makyaj değilse, timsahın gözyaşları değilse, vicdan zonklamasına karşı geçici bir çözüm ya da bu rapor zedelenen itibarlarını onarmak için bir PR çalışması değilse, bundan sonra atılacak adımları görmemiz gerek. Kim bilir! Bu itiraf, onlar için siyasi anlamda bir günah çıkarma vesilesi de olabilir.
Geç gelen adalet, geç gelen ambulans gibidir.
1. yılında Rabia yeni bir anlam ve derinlik kazandı.. Rabia artık, sadece Rabia katliamı ile sınırlı bir anlam taşımıyor. Marka krizler üretmek değil derdimiz..
Konjonktür ve mevsim müsaid değil ama eylülde Rabia’nın yol haritası için eylülde kapsamlı bir istişare toplantımız olacak.. Artık kuluçka döneminin sonuna geldik. Hedef büyütüyoruz. Adaletten, barıştan özgürlükten yana yeni bir medeniyetin ihyası, yeni bir dünyanın inşası için bir seferberlik başlatıyoruz.. Bu gaye için, STK, basın, gönüllülerden oluşan, Müslümanlar arası ittihad, erdemli ve mazlum insanlarla ittifak, değer üreten herkesle nimet ve külfet dengesine dayalı itilaflar kurmak istiyoruz..
Bizler alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı olacağız. Bir topluluğa olan öfkemiz, bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek. Bütün insanlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi bizim önerimiz olmayacak. “El emin” olacağız.
Şimdi içimizden birilerini bulup öte çıkararak kendi kanlı cinayetlerini maskelemek için, kibriti dünya kamuoyunun gözüne dayayarak, arkasında yanan ormanı, kan ve gözyaşı denizini gözlerden saklamaya çalışıyorlar..
Artık matem yapmak, yas tutmak, sadece protesto etmek istemiyoruz. Çözüm üretmemiz gerek.. Daha akıllı, daha dürüst ve daha cesur olmamız gerek. Daha çalışkan olmalıyız. Saflarımızı sık ve doğru tutmalıyız.. Sabırlı olmamız gerek. İstişare ve şûraya önem vermemiz gerek.
Bu konuda davet beklememeliyiz, davet eden olmalıyız.
İnşallah, yakın gelecekte, aynen Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi, milletlerarası bir vicdan mahkemesi kuracağız. Bütün dünyadan başvurular olacak. Bütün dünyadan gönüllü hakimler, savcılar, raportörler, avukatlar olacak.. Üniversitelerle birlikte yapacağız inşallah bu işi.
Rabia Platformu sanal ortamda kütüphanesi, sanal radyo ve tv’si, sanal STK’ları, sanal sanat galerisi ile yepyeni bir Rabia Platformu ile tanışacaksınız.. Rabia gönüllüleri, öğrenci kuruluşları, gazetecileri, bilim adamları, sponsorları, STK’ları ile her gün bir yerlerde birtakım etkinlikler gerçekleştirilecek.
Yeni bir dünya için yola çıkıyoruz.. Uluslararası örgütler ve finansal tetikçiler, kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı siyaset baronlarına karşı teröre karşı global bir cephe oluşturacağız.. Birlerinin aynı ülkenin çocuklarının kanları, gözyaşlarına üzerine, birilerinin kendilerine iktidar ve servet üretmesine karşı toplumsal bir bilinç oluşturmak için sorumluluğu, üstleneceğiz.. Uyuşturucu baronlarına karşı çıkacağız. Sycos picot’u, Belfaur deklarasyonunu, BM’yi, RCD’yi, NATO’yu, CENTO’yu, Tahran, Yalta, Postdam konferanslarını yeniden sorgulayacağız..
22 tane Arap devleti var. Bu sınırları kim çizdi? Bu rejimleri kim tayin etti? Bu yöneticileri bela etti bu ülkelerin başına!..
Rabia artık sadece bir trajedinin marka adı ya da tarihi bir kadın şahsiyetin adı değil, geleceğe dair umudun, bir uyanış ve diriliş hamlesinin adı..
Selâm ve dua ile.
yeniakit