1948 topraklarındaki İslami hareketin lideri Raid Salah, Siyonist işgal rejimi tarafından zindana atıldı. 2007'de Kudüs'te Filistinli göstericilere müdahale eden bir İsrail polisinin yüzüne tükürdüğü için beş ay hapis yatacakmış.
Jerusalem Post'ta haberi okuyunca üstadın Mavi Marmara'daki dervişane halini hatırladım.
Üzerinde hep aynı fistan...
Başında hep aynı takke...
Ayaklarında hep aynı terlik...
Az yiyip az uyuyan, çok Kur'an okuyan bir adam.
Bizim uyku tulumlarımız ve yastıklarımız vardı, onun ise serin gecelerde üstüne örtecek bir ceketi bile yoktu; başının altına koyacak bir yumuşaklığı da yoktu; kuru bir kanepede kıvrılıp yatarken ellerini yastık yapardı.
Belli ki, dönüşü olmayabileceğini düşündüğü yola çıkarken, üzerine / yanına gereğinden bir zerre fazla eşya almamaya özen göstermişti.
Mescid-i Aksa'ya özgürlük mücadelesini genel olarak da öyle bir yolculuk gibi gördüğünden eminim.
Eşya ne ki? Kendini bile aştı Raid Salah.
Hapishaneye giderken, "Mescid-i Aksa'yı Yahudi mâbedine çevirmek üzereler. Günün konusu benim tutuklanışım değil Kudüs olmalıdır!" diye haykıracak kadar...
İsrailliler işte böyle bir adamı hapse atarak "ceza"landırabileceklerini, sindirebileceklerini zannediyorlar.
Ne kadar büyük bir gaflet!
Ne kadar derin bir cehalet!
* * *Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekâtuhû, Şeyh Salah.
yenişafak