İmam Humeyni'nin teşebbüsüyle 1980'li yıllardan beri dünyanın değişik coğrafyalarında Ramazan ayının son Cuma günü kutlanmakta olan Kudüs Günü, her yıl olduğu gibi bu yıl da Moskova'da düzenlenen bir konferans ile anıldı.
Moskova'daki Ne Yapmalı Düşünce Kulübü'nde düzenlenen 'Üç dinin kenti Küdüs'te barış ve adalet' başlıklı konferansa İslam ve Hıristiyan dini temsilcileri, siyaset uzmanları, insan hakları savunucuları, Rusya, Filistin, İran ve Özbekistan'dan toplum temsilcileri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan sunucu Cennet Sergey Markus, daha önceki konferanslardan farklı olarak bu yılki konferansa sadece İslam dini temsilcilerini değil, değişik dini inançlara sahip insanların da katıldığına dikkat çekerken, bunun Kudüs'teki durumun sadece Müslümanlar'ı değil, Ortodokslar'ı da rahatsız etmekte olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Kutsal kent anlamına gelen Kudüs'ün Yeruselim olarak bilinen başka bir isminin de 'barış kenti' anlamına geldiğini belirten Markus, "Fakat Siyonist rejim tarafından işgal edilen Kudüs'te Müslümanlar'a yapılan baskı ve şiddet bu kentin ismine hiç yakışmıyor" dedi.
Moskova Ortodoks Kilisesi Dış İlişkiler Komitesi'ni temsilen toplantıda bir konuşma yapan Sergey Stepaşin ise, Kudüs'ün Hıristiyanlar açından taşıdığı öneme değinirken, "İsa'nın yaşadığı bir kent olarak Kudüs bizim için çok kutsal. Bu kutsal kentte herhangi bir dini inanca karşı sınırlama ve yasak konulmasına kesinlikle karşıyız. Yahudi tarafıyla Hıristiyan azizlerinin bulunduğu mekanların geri verilmesi konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Kudüs sorununda tüm dünya kamuoyunu daha duyarlı olmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kudüs'ün Süleyman, Musa, Zekeriya, Yakup, Yahya, İsa gibi peygamberlerin yaşadığı bir kent olduğuna dikkat çeken Fatma İsratova isimli araştırmacı yazar ise, özellikle El Aksa Camisi'nin Siyonistler tarafından kontrol edilmesinin ve camii altında ise kazı çalışmalarının yürütülmesinin hiçbir Müslüman tarafından normal kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Dini Özgürlük Enstitüsü Başkanı Prof. Anatoliy Krasikov da, "Maalesef son on yıllardan beri Ortadoğu'daki çatışmalar dinmek bilmiyor. Dünya nüfusunun büyük kısmının Hıristiyan ve Müslümanlar'dan oluştuğunu dikkate alırsak, Ortadoğu krizinin çözümünde işbirliğinin önemi ortaya çıkmaktadır. Fakat Kudüs'ün sırf İslam kenti veya Yahudiler'den arındırılmış kent olması gerektiği de düşünülmemeli. Biz İslam, Hıristiyan ve Yahudi din mensuplarının Kudüs'te barış içinde yaşamasını istiyoruz" diye konuştu.
Konferans bitiminde katılımcılar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ortadoğu politikasını destekleyen bir bildiriyi de kabul etti.
ajanslar