Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Rusya’nın başkenti Moskova’da Türkiye, Rusya ve İran Dışişleri bakanlarının katılımıyla gerçekleştirilen 3’lü zirvenin ardından yazılı bir açıklama yaptı. Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, zirvede, Suriye krizinin, ‘ülkenin toprak bütünlüğü çerçevesinde siyasi müzakereler yoluyla çözülmesi konusunda’ mutabık kalınmasını ‘olumlu ve umut verici’ bir gelişme olarak nitelendirdi.
Rusya’nın başkenti Moskova’da Türkiye, Rusya ve İran Dışişleri Bakanlarının katılımıyla gerçekleştirilen 3’lü zirvenin ardından Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yazılı bir açıklama yaptı. Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, zirvede, Suriye krizinin, ‘ülkenin toprak bütünlüğü çerçevesinde siyasi müzakereler yoluyla çözülmesi konusunda’ mutabık kalınmasını ‘olumlu ve umut verici’ bir gelişme olarak nitelendirdi.
BÜTÜN TARAFLAR AKL-I SELİM HAREKET ETMELİ
İslam coğrafyasının, tarihin en hassas ve en kritik dönemlerinden birini yaşadığını hatırlatan Karamollaoğlu, böylesi dönemlerde akl-ı selim ve sağduyu ile hareket etmenin her zamankinden daha fazla önem kazandığını belirterek; “Suriye için yapılan zirvenin ardından yapılan açıklamalar, bölgesel ve küresel barış adına umutlarımızı artırmıştır. Bütün taraflar için çatışmayı değil diyalog ve müzakereyi esas alacak yeni bir sürecin başlayacağına ilişkin beklentilerimiz daha da güçlenmiştir” dedi.
YENİ BİR SÜREÇ UMUTLARIMIZI FİLİZLENDİRDİ
Saadet Partisi olarak Suriye krizinin çözümü için en başından beri, “savaşın değil barışın”, “çatışmanın değil diyalogun” esas alınması gerektiğini vurguladıklarını ifade eden Karamollaoğlu, “Bu yüzden şartlar ne olursa olsun, diplomatik kanalların sonuna kadar zorlanması gerektiğini ifade ettik. Bu noktada Türkiye, Rusya ve İran arasında gerçekleştirilen zirvenin ardından ortaya çıkan ortak tutum bizleri sevindirmiş, müzakerenin esas alınacağı yeni bir süreç adına umutlarımızı filizlendirmiştir. Bundan sonraki temennimizde, bu kararlılığın güçlü bir şekilde sürdürülmesidir. Çünkü sağduyu ve müzakereyi esas alan bir süreç sadece bölgesel barışa değil dünya barışı adına da olumlu katkılar yapacaktır” değerlendirmesinde bulundu.