"Darbe hukuku devam ediyor!"
Açıklamada ayrıca İLKAV'a yönelik kapatma davası ile yazar Nurettin Şirin'e verilen ceza haksızlık olarak değerlendirildi.
Sakarya Başörtüsü Platformu, 141'inci basın açıklamasında Danıştay ve Yargıtay'ın açıklamalarını "27 Nisan muhtırasının ters teptiğini görenler; bu kez yargı organlarını kullanarak yeni muhtıralar veriyor. Bu ittifak; 12 Eylül'ün pekiştirdiği darbeci geleneği, farklı araç ve yöntemlerle yaşatma niyetinin bir ifadesidir" diyerek eleştirdi. Yüksek yargının "adaletten değil askeri vesayetten yana saf tuttuğu" ifade edilen açıklamada; Kütahya'da kadınların giydikleri yöresel kıyafetlerin tesettüre saldırmak için kullanılması, Açıköğretim sınavlarında başörtüsü yasağı uygulanması ve CHP'li Önder Sav'ın Hac hakkındaki sözleri protesto edildi. Açıklamada ayrıca, İLKAV'a yönelik kapatma davası ile yazar Nurettin Şirin'e 301. maddeden verilen hapis cezası da hukuk sisteminin ikiyüzlülüğü şeklinde değerlendirildi.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Geyve Temsilcisi Mustafa ÖZER'in okuduğu basın açıklamasında, Danıştay ve Yargıtay'ın açıklamalarına yönelik olarak "28 Şubat sürecinde askeri brifing almayı, tarafsızlık ya da bağımsızlık ilkesi çerçevesinde değerlendirmeyen yüksek yargı; siyasi davalarda sürekli bu itirazı dillendirmektedir. 367 kararı, 27 Nisan muhtırasının etkisiyle çıkmamış mıdır? Şemdinli Çetesi'nin darbecilerle üst düzey bağlantılarını kuran savcı Ferhat Sarıkaya derhal ihraç edilirken, 27 Mayıs darbesini öven Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan korunmamış mıdır? 2004'de darbe tezgâhlayanlar için neden işlem yapılmamaktadır?" soruları gündeme getirildi. AK Parti Hükümeti'ne ise şu mesaj verildi: "Giderek güç kaybeden ve güç kaybettikçe azgınlaşan darbeci vesayet sistemi ve hukuk anlayışı değiştirilmediği sürece, yeni yargı muhtıraları da olacaktır, darbe niyetleri de. Yapılması gereken Ergenekon zihniyetiyle hesaplaşmaktır."
"Sorunların çözümü noktasında inisiyatif almayanlar ya da geri duranlar; zaman içinde sorunun bir parçası haline gelirler. Çözüm ise iddialarımız, taleplerimiz, kimliğimiz ve mücadelemiz ile çözümün bir parçası olmak için direnmektir. Tarih boyunca zulme karşı tevhid mücadelesi veren peygamberlerin gösterdiği yoldaki yürüyüşümüz devam ediyor. Herkesi bu yolda dayanışmaya çağırıyoruz." sözleriyle son bulan eylemde, platform mensupları "Başörtümüz Kimliğimiz Vazgeçmeyiz", "İnancına Örtüne Kimliğine Sahip Çık", "Sen Değilsen Kim; Şimdi Değilse Ne Zaman", "Yaşasın Küresel İntifada" yazılı dövizler taşıdılar ve "Baskılar Bizi Yıldıramaz" ve "Direne Direne Kazanacağız" sloganları attılar.
Sakarya Başörtüsü Platformu, 141'inci Basın Açıklaması Tam Metni:
Darbe hukuku, yeni hukuk darbelerini besliyor
Başörtüsü yasağına kısmi serbestlik getiren yasa değişikliğinin tetiklediği süreç devam ediyor. 27 Nisan muhtırasının ters teptiğini görenler; bu kez yargı organlarını kullanarak yeni muhtıralar veriyor. Yargı oligarşisi; adaletten değil askeri vesayetten yana saf tuttuğunu gösteren açıklamalar yaptığı gibi, kendisini eleştirenlere de suçluymuş gibi davranıyor. Darbe korosuna Üniversitelerarası Kurul da katılıyor. Karşı karşıya kaldığımız bu ittifak; 12 Eylül'ün pekiştirdiği darbeci geleneği, farklı araç ve yöntemlerle yaşatma niyetinin bir ifadesidir.
Görünürde Avrupa Birliği'ne karşıtlık şeklinde tezahür eden bu yaklaşım, gerçekte mevcut egemenlik düzeninin korunmasını amaçlamaktadır. 28 Şubat sürecinde askeri brifing almayı, tarafsızlık ya da bağımsızlık ilkesi çerçevesinde değerlendirmeyen yüksek yargı; başörtüsü ve parti kapatma gibi siyasi davalarda sürekli bu itirazı dillendirmektedir. O halde soruyoruz:
367 kararı, 27 Nisan muhtırasının etkisiyle çıkmamış mıdır? Şemdinli Çetesi'nin darbecilerle üst düzey bağlantılarını kuran savcı Ferhat Sarıkaya derhal ihraç edilirken, 27 Mayıs darbesini öven Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan korunmamış mıdır? 2004'de darbe tezgâhlayanlar için neden işlem yapılmamaktadır? Danıştay saldırısındaki Ergenekon bağlantısı ısrarla yok sayarak, tüm suçu "başörtüsü kararı"na yıkmakla amaçlanan nedir?
Bu soruları, "laiklik" ya da "Türkiye'nin kendine özgü şartları" ile cevaplamaya kalkışanlar; yalnızca darbe düzeninin savunmaktadır. Halkın inanç ve değerlerini aşağılayanlar; başörtüsü yasağı üzerinden aslında kendi çıkar ve kazanımlarını koruma gayretindedir. Bu sebeple, kendi elleriyle hazırladıkları kanunların yine kendileri tarafından çiğnenmesi şaşırtıcı değildir.
Şaşırtıcı olmayan başka bir durum; Kütahya'da köylü kadınların giydikleri yöresel kıyafetlerin, tesettüre saldırı malzemesine dönüştürülmesidir. Açık lise sınavlarına başörtülü girenlerin medya tarafından fişlenmesidir. Başörtüsüne özgürlük için her girişimi engelleyen CHP'nin Genel Sekreteri Önder Sav'ın, hac ibadetiyle utanmadan alay edebilmesidir.
Müslümanlara yönelik her türlü aşağılama ve hakaret, fikir özgürlüğü sayılırken; Müslümanların sisteme ilişkin eleştirileri ise 301. madde kapsamına sokulmaktadır. İLKAV'a yönelik kapatma davası ve Nurettin Şirin'e verilen hapis cezası, bu ikiyüzlü ve yandaş hukuk anlayışının somut delilleridir.
Darbecilere yandaşlık eden yargı zihniyetinin, siyasilere yönelik yaptıkları açıklamaları AKP ve Başbakan doğru anlamalıdır. Ne Filistin halkına sırtını dönüp, siyonist İsrail için arabuluculuk yaparak küresel egemenlere, ne de Ergenekon çetesine sessiz kalarak darbecilere yaranabilirler! Hükümet iyi bilmelidir ki; giderek güç kaybeden ve güç kaybettikçe azgınlaşan darbeci vesayet sistemi ve hukuk anlayışı değiştirilmediği sürece, yeni yargı muhtıraları da olacaktır, darbe niyetleri de... Yapılması gereken ise hukuku, darbe düzeninin devamı için maşa olarak kullananların ikiyüzlülüklerine sessiz kalmamak ve Ergenekon zihniyetiyle hesaplaşmaktır.
Unutulmasın ki; sorunların çözümü noktasında inisiyatif almayanlar ya da geri duranlar; zaman içinde sorunun bir parçası haline gelirler. Çözüm ise iddialarımız, taleplerimiz, kimliğimiz ve mücadelemiz ile çözümün bir parçası olmak için direnmektir.
Tarih boyunca zulme karşı tevhid mücadelesi veren peygamberlerin gösterdiği yoldaki yürüyüşümüz devam ediyor. Herkesi bu yolda dayanışmaya çağırıyoruz.
Sakarya Başörtüsü Platformu