Sakarya Adalet girişimi'nin 188. basın açıklamasında ;
Başörtüsüne düşmanlık edenlerin kendilerine biçtikleri misyonun yanlışlığı vurgulandı. Yapılan bu karalamaların kabul edilemeyeceği ve problemin tespit edilerek kuklalardan ziyade kuklacının ortaya çıkartılması gerektiği ifade edildi.
Ergenekon operasyonun aslında 'Devlet içindeki AKP düşmanı avrasyacı ekbin tasfiyesinin ' büyük bir değişimin , bir dönemin sonu olduğunun kabul edilemeyeceği ifade edildi.
Obaman'ın ziyaretinin temelinde ortadoğudaki direnişi kırmaya yönelik amacın ve ABD liderinin bir işaretiyle Azerbaycan halkına dönük pazarlamacı bir tavrın sergilenmesinin ne kadar yanlış olduğu belirtildi.
Açıklamanın sonunda tüm insanlık için ADALET vurgusu yapıldı.
Başörtüsü islamın emri müslümanın kimliğidir , Başörtüsü direnişimizin 4. yılında zillet bizden uzaktır , Hepimiz başörtülüyüz , yasak sürüyor (D)uyuyormsun pankart ve dövizlerinin taşındığı ; basın açıklamasında Yasakçılar halka hesap verecek , tevhid adalet özgürlük sloganları atıldı.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 188. Basın açıklaması
Kuklayı değil kuklacıyı görmek!!
188 haftadır burada , Başörtüsü yasağının sistemin yasakçı ve azgın kimliğini gösteren bir turnosol olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
Başörtüsü'nü kendileri için tehdit olarak görenlerin,benzer kaynaklardan beslenen ve belli ortak paylara sahip zümrelere ait olduklarını biliyoruz.
Başörtüsüne düşman olanlar aynı zamanda halka, halkın değerlerine de düşmanlar.
Başörtüsüne düşman olanlar , "ordu göreve" diye meydanlara çıkıp postal yalayıcı lığı yapanlar.
Başörtüsüne düşman olanlar resmi ideolojinin putlarına vatan evlatlarını kurban edenlerdir .
Başörtüsüne düşman olanlar, Müslüman halka dini öğretmeye kalkan bi-namazlardır.
Bizler yıllardır Başörtüsü düşmanlarını buradan deşifre etmeye , piyasada görünen kuklalardan ziyade kuklacıyı işaret etmeye çalışıyoruz.
Ancak Ergenekon kapsamında yakalananların ortak paydalarının Başörtüsü düşmanlığı olmasının ,ifsadın ortadan kalkması, kalkıyor olması anlamına gelmediğinin farkındayız.
Yapılan operasyonların sistemin ifsad edici azgın ve paganist yapısını değiştirmekten ziyade adeta AKP nin muhaliflerinden rövanş alma şeklinde bir algılamaya yol açmasından rahatsısız.
Sorunun temelinde AKP ye dönük sistematik muhalefet değil ,AKP'nin temsil ettiği vehmedilen değer ve kazanımlara karşı rejimin aldığı azgınca tavır yatmaktadır.
Bu azgınlığın beslendiği ideolojik temel ve buradan beslenen kurum ve yapılar tasfiye edilmeden "Başörtüsü düşmanlığı"nın tasfiyesi mümkün değildir.
Tüm kopartılan yaygaraya rağmen yasakta en küçük bir gerileme olmazken , genel kurmay başkanı çıkıp "razı olduğu" dindarlığın tanımını yapıp devletinin temel meselelerine ve algılamasına ilişkin yine devlet adına açıklamada bulunabiliyor, en azından herkes bunu bu şekilde anlıyor. Defalarca atılan kötek ,yapılan balans ayarıdan sonra bu da bir ince ayar olsa gerek"
Dünyanın ve bölgemizin İçinde bulunduğu bu önemli değişim sürecinde maalesef sistemin ideolojik yapısında en küçük bir değişimin işaretinin bile görünmediğini söyleyebiliriz.
Bu noktada hükümetin devlet içindeki AKP düşmanı "Avrasyacı " ekibin tasfiyesini ;büyük bir değişim, bir dönemin sonu gibi sunmasını kabul etmemiz mümkün değil.
Ancak her şeyden daha vahim olanı ; sorulduğunda reddetseler de kapalı kapılar ardında Müslümanlar adına siyaset yaptığını söyleyen partiler ve onların mensuplarının da bu yasağı içselleştirmeleri ve bırakın yasağa karşı bir tavır almayı kendi yetki alanlarında kraldan çok kralcı olmaları gibi bir trajedi karşısında olmamızdır.
Eğer menfaatlerine ilişmiyorlarsa sistemin tüm kutsallarını benimsemek ve kendi tabanlarına da benimsetmeye çalışmak şeklindeki bu gönüllü kulluğu ,bu "celladına aşık olma" sendromunu tarih önünde mahkum ediyoruz.
Asla sistemin zorla dayattığı kutsallarına boyun eğmeyeceğiz , yapabilirsek elimizle ,gücümüz yetmezse dilimizle bundan da aciz kalırsak kalbimizle karşı durmaya devam edeceğiz.
Yine Obama'nın Türkiye ziyareti sonrası iyice günışığına çıkan ve Türkiye'yi işbirlikçi bir rotaya hapseden açılımları da kabul etmemiz mümkün değil.
Lübnan ve Suriye'yi İsrail ile barış yapmaya ve bölgedeki direnişi tasfiye etmeye yönelik Siyonist plana ortak olma çabalarına benzer bir şekilde , Obama'nın bir işaretiyle Azerbaycan halkına dönük pazarlamacı bir tavrın sergilenmesini de şiddetle eleştiriyoruz. Yüzyıl önce Ermenilere karşı işlediği tasfiye ve tehcir suçu ile yüzleşemeyen devlet Ermenilerin Karabağ'da işlediği katliamların faturasını Azerbaycan'a rağmen görmezden gelemez.
ABD 'nin yanında takınılan bu işbirlikçi misyon ülkemizi başta İslam halkları olmak üzere tüm dünya mustazafları nezdinde mahkum edecektir.
Bizler adil bir toplumun ,onurlu başı dik birer ferdi insanlık ailesinin eşit ve muteber bir üyesi olmak istiyoruz.
Bizler yaşadığı gibi inanan değil, inandığı gibi yaşayan hesabını sadece Alemlerin Rabbine verecek olan ümmetin şerefli birer parçası olarak yaşamak istiyoruz.
Sadece bizim için değil tüm insanlık için adalet istiyoruz.
Adalet için Hakkın hakimiyetini ,Hakkın hakimiyeti için Batılın tasfiyesini istiyoruz.
Zalimlerin tepelenmesinden başka hiçbir dünyalık hesabımız yok.
Ne kimseden bir ücret ne kimseden oy nede dalkavukluk , istiyoruz.
Ve bunu şimdi her zamankinden daha çok istiyoruz ve inanıyoruz ki buna her zamankinden daha yakınız.
Yaşasın Başörtüsü direnişimiz !
yaşasın zalimler için cehennem!
SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRT SÜ PLATFORMU ADINA
SAKARYA DAYANIŞMA DERNEĞİ