Seçimlerde başörtüsü zulmü karşısında siyasi partilerin samimiyetsizliklerini ispat ettiği belirtilen açıklamada, Akp'li sisayetçilerin başörtüsünü ağızlarına dahi almadıkları gözler önüne serildi. gün geçtikçe başörtüsü zulmünün hangi aşamaya geldiği artık polis lojmanlarında dahi uygulanmakta olduğu vurgulandı.. Bülent Arınçın başörtüsü konusunda tavrınıda son açıklamasında,"yasak ,yasaklayanlar açısından gülünç hale gelince kendiliğinden kalkacaktır" başörtüsü zulmünde akp nin nasıl bir düşünce içinde olduğu bir kez daha tescillendiği belirtildi.basın açıklamasında, ortadoğunun karıştırılmaya devam edildiğinin altı çizilerek türkiyenin bu oyundaki rolünün; suriyenin israil ile masaya oturtulması ve iran lübnan filistin hattı direnişinin kırılmaya yönelik olduğu belirtildi işbirlikçi arap devletlerinin halkı nazarında ne hale geldikleri ve türkiyeninde bunu görerek tavrını belirtilmesi gerektiği söylenerek basın açıklaması son buldu.
"başörtüsü, direnişi 4. yılında zillet bizden uzaktır" pankartınınaçıldığı açıklamada "hizbullah'a cihad'a Direnişe bin selam" "oluk oluk kan aksa kurtulacak el-aksa" sloganları atıldı.
Sakarya adalet girişimi başörtüsü adına Sakarya Dayanışma Derneğinin hazırladığı açıklamayı dernek adına Kadrican Mendi okudu.
Açıklamanın tam metni:
HİZBULLAH'A HAMAS'A DİRENİŞE BİN SELAM
Yurtta ezilmiş halkımız, dünya genelinde tüm mazlumlar için zor bir hafta daha geçirildi. Yerel seçim sonrası başta Chp olmak üzere hemen tüm partiler başörtüsüne karşı o bildik buyurgan tavırlarını takınarak samimiyetlerini ispat etmiş oldular.
Akp'li siyasetçiler başörtüsünü ağızlarına dahi almadıkları gibi sözde sivil anayasa tartışmalarında da bol keseden özgürlükler dağıtırken, tam bir utanmazlık içinde üç maymunları oynuyorlar. Başörtüsü ve İslami değerin savunusuna gelince daha önemli meseleler var diyenler yıllardır seçmen kitlelerine verdikleri sözleri hatırlatılınca da nedense çok sinirleniyorlar.
Yasak tamamen kanıksanır hale geldiği gibi boyutlarının nerelere uzandığını her gün tekrar şaşırarak! görüyoruz. Bu hafta içinde vakit gazetesinden sedar arseven'in bildirdiğine göre başörtüsü yasağı polis evlerinde de tam gaz uygulanmaktaymış. Tebrikler AKP. Tebrikler AKP'li içişleri bakanı.
Tüm bu tiyatronun ortasında başbakan yardımcısı Bülent Arınç, AKP'nin meseleyi nasıl gördüğünü o güzel Türkçesiyle kafamıza vurdu; sayın Arınç'a göre yasak ,yasaklayanlar açısından 'gülünç' hale geldiğinde kendiliğinden kalkacakmış! O halde soruyoruz, yıllardır neden bu halkın omzundan inmiyorsunuz. Bırakın insanları sorunlar-yasaklar, baskılar-gülünçleşerek kendiliğinden ortadan kalksın. Siz de yorulmamış olun milleti de yormamış olun. PKK meselesini de aynı şekilde çözün, ekonomik krizi de.
Ama bunlar ciddi sorunlar şakaya gelmez, gülünçleşerek kendiliğinden kalkacak sorunlar Müslümanlarınkilerdir sadece.
Yine sivil anayasa tartışmaları da böyle bir vasatta konuşuluyor. Benzer bir hokkabazlık bu tartışmalarda da var. Anayasa'ya ruhunu veren Kemalist ideoloji ve onun nasları kutsallığını korurken, 12 eylül'ün katilleri hala devlet nezdinde en yüksek itibarı görürken. Halkın gözünün içine baka baka "sivil"lik martavalları okunuyor.
Evet bu hafta da ümmet coğrafyasında akan kan çiğnenen harim-i ismet canımızı acıttı. Pakistan ordusunun yeni ABD başkanına bir jest olarak başlattığı el-kaide'ye yönelik operasyonlarda binlerce insan ölürken yüz binlercesi yurtlarından sürgün edildi.
Ortadoğu karıştırılmaya devam ediyor. İsrail başbakanının , Mısır ve Ürdün'e yaptığı gezide, ve yine Mısır istihbarat başkanı üzerinden Suudi Arabistan'la kurulan ilişkiler ve sonuçta bölgedeki direniş eksenine karşı israil'le ortak tavır geliştirme kararları tüm ümmet halklarının lanetini kazandı.
Filistin ve Lübnan direnişleri ve onları destekleyen İran'a karşı Müslüman halklar üzerinde psikolojik operasyonlara başlandı. Şia tehlikesine dikkat çeken saray uleması, Hamas, İslami Cihad ve Hizbullahı terörist ve tehlikeli gören üçüncü dünya siyaseçileri bu yeni tezgahın figüranlığına savundular.
Bu vesileyle belirtelim ki Türkiye cumhuriyeti de Suriye ile israil'i yeniden masaya oturtmaya yönelik manevralarıyla direnişi bitirmeye çalışan denklemde yer alıyor maalesef.
Hükümeti buradan uyarıyoruz. Suriye ile İrsail'in masaya oturtulma çabaları aslında israil'in ve ABD'nin Filistin-lübnan-iran 'dan oluşan direniş hattını parçalamak siyasetinin bir parçasıdır.
Ve Türkiye devleti bu oyunda işbirlikçi konumuna düşmekle karşı karşıyadır. Bu pozisyonun vebali ve bedeli çok büyük olacaktır. Direniş bu ihaneti asla affetmeyecektir. İşbirlikçi arap ülkelerinin israil'le girdikleri ilişkiler halklarının nefretinden başka bir sonuç doğurmamıştır. Türkiye devleti aynı hataya düşmemelidir.
En Nakba'nın nefretinin yüreklerimizi dağladığı bu günde direnişe olan sadakatımızı bir kez daha yeniliyoruz.
Yaşasın ümmetin kahraman evlatları
Direnişin yılmaz savaşçıları.
Yaşasın Hamas, İslami Cihad, Hizbullah,
Kanınınz kanımız ,Yolunuz yolumuzdur.
Direnişin kutlu yoluna malımız, canımız feda olsun.