Sakarya'da 206 haftadır devam eden başörtüsüne özgürlük eylemlerinde oruç tutan öğrencilerin üniversite kayıtlarında başlarının açtırılmak
isteneceğine dikkat çekilirken, Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak'a
yapılan haksızlığa karşı da dayanışma çağrısı yapıldı.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, adalet ve özgürlük için
yürüttüğü mücadelesinde 206. hafta eylemini yaptı. Ramazan ayının
herkes için arınma, dirilme ve direniş ayı olması temennisiyle
başlayan eylemde, üniversite kayıtlarının başlamak üzere olduğuna
dikkat çekilerek, bir yandan oruç tutan başörtülü öğrencilerin diğer
yandan da başlarını açmaya mecbur bırakılacağı hatırlatıldı ve bu
baskıcı, yasakçı ve çarpık zihniyetten kurtulmak için sorumluluk ve
direniş çağrısı yapıldı. Dinç, açıklamasında Deniz Kuvvetleri eski
Komutanı Oramiral Güven Erkaya'nın ölümünün ardından makalesinde
"hakkımı helal etmiyorum" ifadesine yer verdiği için 30 yıllık
birikimi ile aldığı evi satılan Vakit gazetesi yazarı Abdurrahman
Dilipak'a yapılanın haksızlık ve adaletsizlik olduğunu söyleyerek,
"Hukuk dışı örgütlenmelerle ülkenin geleceğini karartmaya çalışanlara,
halkın iradesiyle işbaşına gelen hükümetleri devirmek için kanlı
tezgahlar kuranlara, yıllardır darbelerle canlarından edilen, hakları
çiğnenen, aşağılanan, işlerinden atılan, sağlık hizmetlerinden
faydalandırılmayan, eğitim hakları engellenen tüm yurttaşlarımız adına
biz de hakkımızı helal etmiyoruz. Adaletin şahitleri olarak ahiret de
bile peşlerini bırakmayacağız." dedi.
Bulvar AKM önünde, saat 12.30'da yapılan başörtüsüne özgürlük eylemine katılan platform mensupları da "28 Şubat darbecilerine hakkımızı biz de helal etmiyoruz!" yazılı dövizlerle Dilipak'a destek mesajı verdi.
"Varlığını kimseye borçlu olmayan özgün ve özgür insanlar olarak
mücadelemize devam ediyoruz" denilen basın açıklamasında, yasağın her
geçen gün yeni sorunlara yol açtığı vurgulandı. Eylemde "Ey örtüsüne
bürünen! Kalk ve uyar!", "Askeri vesayete son!", "Resmi ideolojiye
kul, köle olmayacağız!", "Zulüm devam ediyor, sessiz kalmayın!" yazılı
dövizlerle, "Başörtüsü İslam'ın emri, Müslüman kadının kimliğidir" ve
"Zulüm 1000 yıl sürse, inan; 1000 yıl yılmayız! Direniş bir mekteptir,
biz de Sakaryalıyız!" yazılı pankartlar taşındı. Eylem, önümüzdeki
Cumartesi, saat 12.30'da aynı yerde buluşma çağrısıyla son buldu.
SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ (SAGİR) BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU
206. BASIN AÇIKLAMASI
Değerli Sakaryalılar, sayın basın mensupları,
Öncelikle, bir arınma ve diriliş iklimi oluşturan Ramazan ayının
sağlık, güven ve adalet vesilesi olmasını yüce rabbimizden niyaz
ediyoruz.
Başörtüsü platformu olarak, eylül ayında Sakarya Üniversitesinde
başlayacak olan öğrenci kayıtlarında her yıl olduğu gibi bu yıl da
kurumun kılık kıyafet dayatmasından endişe ediyoruz. Acaba kayıt
döneminin Ramazan ayına denk düşmesi münasebetiyle öğrencilerin oruç
tutup tutmadıkları da kontrol edilecek midir? Bu baskı endişesiyle
okula perukla girme zorunda bırakılan öğrencilerimiz kayıt günü, oruca
niyetlenmeme gibi bir çözüm mü düşünüyorlar? Yahut üniversitelerimiz,
öğrencilerin orucu siyasi bir gerekçeyle mi tutup tutmadıklarını
çözümleyecek bilimsel bir yöntem geliştirdiler mi? Hala bunları
konuşuyor olmak kadar, özgür düşünce ve açılımın merkezi olması
gereken, üniversite gibi yüksek öğretim kurumlarının baskı ve dayatma
örnekleriyle anılıyor olması kadar utanç verici bir şey olamaz.
Tam da; mutlak demokrasiden, açılımdan bolca bahsedilen şu günlerin;
özgürlükten, hak ve adaletten yana tavır koyarak üzerlerindeki bu kara
lekeyi temizlemeleri açısından üniversiteler için büyük bir fırsat
olduğunu hatırlatıyoruz. Bu ayrımcılığa son vermeyerek bir takım
şeytani gerekçelerle zulümden yana tavır alanlar, inisiyatif
kullanmaktan korkanlar hep bu kara lekeyle anılacaklardır.
Değerli Sakaryalılar, tarih boyunca adaletin şahitliğini yapan
Müslümanların haksızlık karşısındaki dirençlerini kontrol altına almak
amacıyla uluslar arası hassas ayarlı tezgahların, makro tuzakların
sahnelendiğine sıkça şahit oluyoruz. Bunların üstesinden yine bu
ülkenin özgün ve özgür bireylerinin gelebileceği gerçeği ile bu yönde
sorunların çözümüne yönelik, iç dinamiklerden beslenen aklıselim her
düşünceyi, her eylemi desteklediğimizi bir kez daha açıklıyoruz.
Bununla beraber demokratik açılım adı altında planlanan değişimin
lokal düzenlemelerle sınırlı kalması, Kürt sorunu, alevi meselesi
gibi bir kaç özel alana sıkıştırılmasından da endişe ediyoruz. Ülkenin
bütün mağdurlarının ihtiyaçlarını karşılamayacak bir düzenlemenin çok
ciddi mahsurlar oluşturacağını hatırlatıyoruz.
Bugüne kadar kısmi benzer iyileştirme teşebbüsleriyle aldatılan
kesimlerin beklentilerinin mutlaka teminat altına alınmasını
bekliyoruz.
İstiyoruz ki, ergenekonvari yapılanmalarla bu ülkenin on yıllardır
enerjisini heba edenlere, etnik ayrımcılıkla oluşturdukları zaaf
alanlarını uluslar arası konjektüre pazarlayanlara, müslümanların en
doğal talepleri üzerinden yeni bir pazarlık malzemesi, yeni bir pazar
alanı sunulmasın. Bunun en önemli teminatı herkesin düşüncelerini,
görüşlerini özgürce ifade edebileceği özgür bir alanın
oluşturulmasıdır. Bu aynı zamanda çokça şikayet edilen politik
kirliliğin sebeplerini de ortadan kaldırmaya katkı sağlayacaktır.
İkiyüzlü, dalkavuk, özgül ağırlığı olmayan edilgen bireylerin piyasa
değerini düşürecek, kendini olduğu gibi ifade eden, varlığını bir
başkasına borçlu olmayan, özgür bireylerin sosyal ve siyasi alanlarda
önünü açacaktır.
Bu açılım sürecinin bir yaman çelişkisi ise Deniz Kuvvetleri eski
Komutanı Oramiral Güven Erkaya'nın ölümünün ardından makalesinde
"hakkımı helal etmiyorum" ifadesine yer verdiği için tazminat ödemeye
mahkûm edilen ve 30 yıllık birikimi ile aldığı evi satılan Vakit
gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak'a reva görülen zulümdür.. Yargı bu
kararıyla militarist geleneği koruma bağnazlığına sıkı sıkıya bağlı
olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Hukuk dışı örgütlenmelerle ülkenin geleceğini karartmaya çalışanlara,
halkın iradesiyle işbaşına gelen hükümetleri devirmek için kanlı
tezgahlar kuranlara, yıllardır darbelerle canlarından edilen, hakları
çiğnenen, aşağılanan, işlerinden atılan, sağlık hizmetlerinden
faydalandırılmayan, eğitim hakları engellenen tüm yurttaşlarımız adına
biz de hakkımızı helal etmiyoruz. Adaletin şahitleri olarak ahiret de
bile peşlerini bırakmayacağız. Aynı ülkenin çocuklarının, kanları,
gözyaşları, acıları, çalınan alın terleri üzerine; kendilerine iktidar
ve servet, mutluluk üretmeye çalışanların tehditlerine aldırmayacağız.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına
İlim ve Hikmet Vakfı