Arabi Post, İran ve Irak kaynaklarından, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General İsmail Kaani'nin 15 Ekim'de Suriye'ye habersiz gizli bir ziyarette bulunduğunu ve ziyaretin iki gün sürdüğünü ortaya çıkardı
Arabi Post'a konuşan kaynaklara göre İsmail Kaani'nin Şam ziyaretinin amacı, İran'ın Suriye'deki müttefikleri için maksimum alarm durumunu yükseltmek ve İran'ın hem Suriye hem de Irak'taki müttefikleri için ortak bir operasyon odası oluşturmaktı.
İran Dışişleri Bakanı Amir Abdullahian, bir gazetecinin İran'ın Gazze'deki savaşa girip girmeyeceği sorusuna şu yanıtı verdi: "Tüm olasılıklar mümkün ve hiçbir tarafın Gazze'deki duruma kayıtsız kalamayacağını teyit ediyorum. " dedi.
Kaani'nin Suriye ziyaretinin ayrıntıları
İran Devrim Muhafızları'na, özellikle de Kudüs Gücü'ne yakın bir İranlı askeri uzman, Arab Post'a, Qaani'nin Hamas'ın İsrail'e saldırısından iki gün sonra Suriye'yi ziyaret ettiğini ve ardından Hamaney'e rapor hazırlamak için Tahran'a döndüğünü açıkladı.
Aynı kaynak, Kaani'nin 15 Ekim 2023'te yeniden Suriye'ye döndüğünü ve müttefikler arasındaki koordinasyonu sıkılaştırmak için bir operasyon odası kurduğunu, açıkladı
Aynı kaynak, Kaani'nin ikinci ziyaretinin, durumun gelişmesi ve İsrail'in Gazze'ye kara harekâtı başlatması durumunda Suriye'deki müttefiklerin hazırlıklı olmalarını sağlamayı amaçladığını, ayrıca Fatimiyyun ve Zeynebiyoun tugaylarına yönelik bir dizi eğitim tatbikatını bizzat denetlediğini belirtti.
Daha önce Arabi Post'a konuşan İranlı askeri kaynaklara göre, General Kasım Süleymani tarafından Esad güçleriyle birlikte savaşmak üzere kurulan "Fatımiyoun ve Zeynebiyun" tugaylarına bağlı savaşçılar hâlâ Suriye'de bulunuyor.
Kaani'nin Bağdat gezisi
İran destekli Şii Seyyid el-Şuhada'nın açıklamasına göre, Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani'nin gezisi sadece Suriye ile sınırlı değildi; İran'la müttefik olan Iraklı Şii silahlı grupların liderleriyle görüşmek üzere Bağdat'a da gitti.
Gerilim Suriye cephesinde olacak
Devrim Muhafızlarına ve üst düzey liderliğe yakın bir İranlı istihbarat yetkilisi ise "Arabi Post"a "gerilimin artması durumunda Hizbullah'ı korumak için Lübnan'dan değil Suriye tarafından olacak" dedi.
Sözcü şunları ekledi: "Hizbullah'ın gerilimi tırmandırması tüm Lübnan'ı savaşa sürükleyecektir ve bu ne Hizbullah'ın ne de İran'ın istediği şeydir, çünkü Tahran Hizbullah'ın askeri altyapısını mümkün olduğu kadar uzun süre korumak istiyor."
Kudüs Gücü'ne yakın bir kaynak, istihbarat yetkilisinin açıklamasını doğrulayarak Arab Post'a şunları söyledi: "Hizbullah'ın mevcut askeri yetenekleri İsraillilere ağır kayıplar vermede çok etkili olacak olsa da İran, şu anda Hizbullah'ı riske atmak istemiyor."
Sözcü, İran'ın üst düzey liderliğinin, özellikle son yıllarda ekonomik durumu ve askeri harcamalarındaki iyileşmenin yanı sıra güçlü askeri ve istihbarat yetenekleri elde etmesi nedeniyle Hizbullah'ın uğrayacağı kayıplardan oldukça endişe duyduğunu da sözlerine ekledi.
Neden Suriye'den?
Kaynaklar "Arabi Post"a, İsmail Kaani'nin son Şam ziyareti sırasında Beşar Esad'a İran'ın ve direniş eksenindeki diğer grupların Suriye cephesini donatma arzusunu doğrudan ve ciddi bir şekilde anlattığını ortaya çıkardı. Çünkü bu gerçekleşirse İsrail'e karşı gerilimin başlangıç noktası olacak
Tahran'daki karar alma çevrelerine yakın üst düzey bir İranlı yetkili şunları söyledi: "Esad'ın Gazze savaşına girme konusunda ciddi bir niyeti olmadığını biliyoruz ve kendisi de Kaani'ye Suriye'deki durumun her düzeyde zor olduğunu ve buna tahammül edemeyeceğini söyledi."
Arab Post kaynağına göre, İran'ın İsrail'e karşı gerilimi artırma planı, ilk etapta sınırlı bir kara operasyonuyla özel olarak Golan Tepeleri'nden başlayacak ve bu planın hazırlıkları, General İsmail Kaani'nin Şam'dan ayrılmasından birkaç saat sonra zaten başlamıştı.
Şu anda Suriye'de bulunan İranlı bir askeri komutana göre, "İran güçleri ve Hizbullah güçleri işgal altındaki Suriye Golan Tepeleri yakınında yeniden konuşlandırıldı
Mesele, İran ve müttefik güçlerin Suriye'ye yeniden konuşlandırılmasıyla bitmedi, ancak askeri komutana göre İran, son birkaç gün içinde Suriye'ye çok sayıda silah ve insansız hava aracı sokmayı başardı.
Bir Arab Post kaynağı, "Her şey hazır ve kesin kararı bekliyor. İsrail'e saldıracak füzelerimiz, insansız hava araçlarımız, sinyal bozucu cihazlarımız ve savaş uçaklarımız var" dedi.
Rusya kabul etti mi?
İsrail ve Rusya, 2018 yılında Golan Tepeleri'nde Güvenlik Kuşağı Anlaşması'nı imzalamıştı. Rusya, İran güçlerinin İsrail işgal güçlerini hedef almamasını sağlamak için İsrail'e, Beşar Esad'a karşı çıkan tüm İran gruplarının ve gruplarının Golan Tepeleri'nden çıkarılması garantisini verdi.
Dolayısıyla İran ve Hizbullah güçlerinin Golan Tepeleri'nin bu bölgesine yeniden konuşlandırılması öncelikle Rusya'nın onayını gerektiriyor,
Peki Moskova bu konuyu kabul etti mi?
Tahran'daki karar alma çevrelerine yakın bir İranlı diplomat, Arab Post'a şunları söyleyerek bu soruyu yanıtlıyor: "Rusya yeniden konuşlandırmayı kabul etti, ancak İsrail ile gerilimin artması durumunda Golan Tepeleri'nden başlamayı henüz kabul etmedi
Rusya'nın, Hamas'ın son dönemde İsrail işgaline yönelik saldırısını terör eylemi olarak tanımlamaması dikkat çekicidir ki bu da dikkat çekicidir, çünkü 2014'teki ikinci Filistin intifadasında Putin, "İsrail'in terörle karşı karşıya olduğunu ve İsrail'le müzakere yapılmaması gerektiğini" ifade etmişti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu kez İslami direnişin İsrail işgaline yönelik saldırısını tarihte benzeri görülmemiş bir saldırı olarak yorumladı.
İran hükümetine yakın İranlı siyasi analist Ali Najafi, şunları söyledi: “Rusya-Ukrayna savaşının ardından Rusya'nın tutumu değişti ve Moskova'nın bölgedeki siyasi öncelikleri Tahran'a yakınlaştı. Bu nedenle Rusya'nın Hamas'ı terörist olarak tanımlamaktan kaçınması garip değil. Yorumunda bulundu
Peki ya İran'ın Irak ve Yemen'deki müttefikleri?
Hamas'ın askeri kanadının İsrail işgaline yönelik saldırısının ardından, İran'a bağlı Irak'taki Şii silahlı grupların liderleri tarafından birçok açıklama yapıldı.
i Yemen'deki Husiler olarak bilinen Ensarullah grubunun lideri Abdulmelik el-Husi, Washington'un savaşında Tel Aviv'e destek vermesi halinde İsrail ve ABD'yi Amerikan çıkarlarına saldırı düzenlemekle tehdit etti.