İslami Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Birimi üyesi Şeyh Salih El-Aruri, uzlaşı görüşmelerinin halihazırda dondurulmuş olduğunu belirterek, Hamas'ın uzlaşı sürecine ivme kazandırmak için çok çaba harcadığını söyledi.
Hamas Hareketi'nde esirler dosyasından sorumlu olan Salih El-Aruri, "Hiç kimse bizden evlatlarımızın ve kardeşlerimizin uğradığı işkenceleri görmezden gelmemizi ve yararsız uzlaşı toplantılarına devam etmemizi beklemesin. Dolayısıyla mevcut şartlarda uzlaşı görüşmelerinin yeniden başlamasını beklemiyorum. Mutlaka pratikte bazı değişiklikler olmalı" dedi.
El-Aruri, Fiem'e verdiği röportajda Batı Yaka'nın geleceği, işgal zindanlarındaki esirlerin psikolojisi ve benzeri birçok konuya değindi.
Filistin halkı son günlerde Filistin uzlaşısı konusunda çok ümitlendi fakat çabalar güvenlik sorununa ve sonrasındaki gelişmelere takıldı. Ardından açlık grevleri geldi ve Hamas Hareketi, Abbas zindanlarındaki tutukluların açlık grevi sona erene kadar uzlaşı görüşmelerini askıya aldığını açıkladı. Şu anda sizce nasıl bir manzarayla karşı karşıyayız?
İşler şu anda olduğu yerde dondurulmuş durumda. Biz herhangi bir taraftan daha çok iyimserdik. Çünkü uzlaşı konusunda ciddi ve samimiydik. Ortada uzlaşı sürecinin ilerleyebileceği bir hava olduğunu gördük. Özellikle o dönemde Siyonistlere kapıyı kapatmışlardı. Ulusal birliği ve iç cepheyi güçlendirmeye kapı açmaları gerekirdi. Fakat şu anda Abbas yönetiminin Batı Yaka'da gözaltılar ve işkencelerle gerginliği tırmandırması nedeniyle durum oldukça karmaşık hale geldi.
Hareketin şu andaki siyasi tavrının açlık grevindeki tutukluların sorunu veya genel anlamda siyasi tutuklular sorunu çözülene kadar Fetih ile hiçbir görüşme yapmamak olduğunu söyleyebilir miyiz?
Hamas'ın tavrı sabittir. Biz uzlaşı istiyoruz. Aslında bu dosyayı hareketlendiren de biziz. Fakat aynı zamanda hiç kimse bizden evlatlarımızın ve kardeşlerimizin uğradığı işkenceleri görmezden gelmemizi ve yararsız uzlaşı toplantılarına devam etmemizi beklemesin. Dolayısıyla mevcut şartlarda uzlaşı görüşmelerinin yeniden başlamasını beklemiyorum. Mutlaka pratikte bazı değişiklikler olmalı.
Fetih Hareketi ile bu konuyu görüştünüz mü ve herhangi bir sonuca ulaştınız mı? Yoksa işler şu ana kadar hâlâ muallakta mı?
Son günlerde Hamas ile Fetih hareketleri arasında uzlaşı görüşmelerini yeniden başlatma konusunda bir iletişim oldu. Hamas, Fetih'e uzlaşı görüşmelerinin başarılı olması için ortamın uygun olması gerektiğini söyledi. Çünkü ortam Batı Yaka'da kasıtlı olarak tahammül edilemez derecede bulandırılıyor. Böylece konu süresiz bir şekilde ertelendi.
Fetih bu tavrınıza herhangi bir cevap verdi mi veya yorumda bulundu mu?
Medyadan duyduğumuz kadarıyla, bizi açlık grevine başlayan siyasi tutuklular konusunu uzlaşıdan kaçmak için bahane olarak öne sürmekle suçluyorlar.
Sizin buna cevabınız ne olacak?
Uzlaşı dosyasına hareket getiren biziz. Uzlaşı konusuyla ilgiliyiz. Bizim uzlaşıdan, halkımızdan ve direnişten başka seçeneğimiz yok. Biz Amerika'ya, İsrail'e veya bir başkasına güvenmiyoruz. Bu nedenle, bir takım nedenler ileri sürerek uzlaşıdan kaçmamız mantıklı değil. Şayet uzlaşıyı istemeseydik, uzlaşı dosyasına ivme kazandırmazdık.
Halihazırda Hamas'ın çabaların sonuçsuz kalması halinde benimseyeceği başka bir seçenek var mı?
Bizim sürekli ve değişmez seçeneğimiz, halkımızın seçeneğidir. O da direniş ve birliktir. Herhangi bir iç çatışmayı engellemektir. Bu nedenle biz Batı Yaka'da ilk günden beri bu seçeneğimizin iç çatışmaya yol açmaması için sorumluluk üsteniyoruz ve maalesef bunun bedelini pahalıya ödüyoruz. Çünkü diğer taraf herhangi bir sorumluluk üstlenmekten kaçıyor.
Bazıları Hamas liderlerini açlık grevleri ile Hamas üyelerini ölüme sevk etmekle suçluyor. Buna ne cevap vereceksiniz?
Açlık grevi tercihi liderlerden gelmedi. Bilakis açlık grevine başlayanların kendi tercihleriydi. Biz açlık grevini denedik. Hiç kimsenin bize 'Açlık grevine başlayın' demesini beklemedik. Önümüzdeki tüm kapıların kapandığını hissettiğimiz anda açlık grevine başvuruyoruz. Zindanlardaki kardeşlerimizin açlık grevi başlattıklarını ancak onlar açlık grevine başladığında öğrendik.
Hamas'ın Abbas zindanlarındaki siyasi tutuklular konusunda Fetih'e nasıl yaklaşacağı konusunda net bir görüşü var mı?
Biz öncelikle diyoruz ki, hangi gruptan olursa olsun cezaevlerinde siyasi tutuklu olmamalı. Bizim cezaevlerimizde işkence gören hiçbir siyasi tutuklu olmadığını bir kez daha vurguluyoruz. Bu sözümüze inanmayanları cezaevlerini denetlemek üzere Filistinli gruplardan ve bağımsız isimlerden ve insan hakları temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurmaya davet ediyoruz. Cezaevlerinde siyasi görüşleri nedeniyle tutuklanmış hiç kimse kalmamalı. Sadece cinai suçlardan tutuklanan ve hüküm giyenler kalmalı. Fakat herkes biliyor ki, Abbas milisleri bu kuralı uygulayamaz. Çünkü bu yaptığı işgalciye karşı sorumluluğunun bir parçası.
Abbas milislerinin zindanlarındaki tutukluların sayısı hakkında elinizde herhangi bir istatistik var mı?
Belirli bir rakam yok. Çünkü bu işte sürekli hareketlilik yaşanıyor. Her gün yeni birileri tutuklanıyor ve bir diğerleri serbest bırakılıyor. İşgalci tarafından serbest bırakılıp milis güçlerince tutuklananlar da var. Bunun tam tersi de var. Fakat yüzlerce siyasi tutuklu olduğunu söyleyebilirim. Tutuklama olayının sorgulama, işkence ve şartlı serbest bırakma girdabında dönen sürekli bir işlem halini alması nedeniyle sabit bir sayı vermek mümkün değil.
Siyonist işgal zindanlarından çıkan bir esir Abbas milislerini kendisini tutuklamak üzere bekler görüyor. Bu dikkat çekici olaya Filistin halkı daha önce hiç şahit olmamıştı. İşgal zindanlarında yatmış eski bir esir olarak bu uygulamayı hangi çerçevede değerlendiriyorsunuz?
Filistin toplumuna ait değerlerin ters yüz edilmesi çerçevesinde değerlendiriyorum. Toplumumuz işgal zindanlarındaki tutukluların vatanseverliğini ve fedakarlıklarını takdir eder ve onlara layık oldukları değeri verir. Bu konu, işgal zindanlarındaki esirleri en çok rahatsız eden konuydu. Özellikle de psikolojik açıdan. İşgal zindanlarındaki esire Abbas milislerince direnişe destek vermekle suçlandığı haberi geliyor. Kendi insanlarının seni işgal zindanlarından çıkar çıkmaz tutuklamak üzere beklediğini işitiyorsun. Esirlerin işgal zindanlarından çıktıktan bir veya iki gün sonra milislerce tutuklanmasının çok örneği var. Abbas milisleri esirin evine baskın düzenleyip ailesine işgal zindanlarından çıkar çıkmaz milislere teslim olması gerektiğini bildiren tebligatname bırakıyorlar. Bazı esirler işgal zindanlarından çıkıp evlerine ulaşıyorlar ve kutlamaya gelenleri kabul ederken Abbas milisleri gelip esiri tutukluyor veya ifade vermeye çağırıyor.
Seri cinayet işlemişler gibi direnişçilerin peşine düşmek Filistinli direnişçi imajını cani imajıyla değiştirme çabasıdır. Olay sadece tutuklanan kişiyle sınırlı kalmıyor. Bilakis kamuoyu ve Filistin değerleri değiştiriliyor. İnsanlara o tutuklanan kimsenin kötü bir şey yaptığı ve onun gibi davranan herkesin tutuklanacağı izlenimi verilmeye çalışılıyor. Ona şüpheyle bakılması, sürekli gözaltında tutulması ve işinden olması isteniyor.
Abbas yönetimi bunu yaparken ne tür bir gerekçe ileri sürüyor?
İnsanlar yapılanların amacını anladığı için Abbas yönetimi hiçbir gerekçe gösterme zahmetine girmiyor. Abbas yönetimi direnişe karşı mücadele veriyor. Bu nedenle birini tutukladığı zaman o direnişçiyi başka bir nedenle tutukladığını söylemiyor. Birini direnişçi ve vatansever olduğu için tutukladıklarında kendilerini artık hiç kimseye bahane göstermek zorunda hissetmiyorlar.
Direnişçilerin milislere karşı koyması gerektiğini düşünüyor musunuz, yoksa soruna daha farklı bir şekilde mi bakıyorsunuz?
Biz bu tutuklamaları kabul etmiyoruz. Siyasi tutuklamalara mutlaka son verilmeli. Arkadaşlarımızdan bu tutuklamalara itiraz etmeleri istendi. Fakat itiraz şekilleri kendilerine bırakıldı. Herkes kendi gücüne göre. Herkes kendi şartlarını ve gücünü başkasından daha iyi bilir.
Milis güçlerinin liderlerinden bazılarının tutukluları Filistin dışına göndermekle tehdit etmesini nasıl değerlendireceksiniz? Bu daha önce görülmemiş tehlikeli bir adım değil mi?
Biz bu tehditler hakkında herhangi bir yorumda bulunmadık. Çünkü bunlar çok saçma ve değersiz davranışlar. Yine biliyoruz ki, onların buna gücü yetmez. Bu nedenle dikkate almadık. Abbas yönetimi daha önce benzeri görülmemiş tehlikeli şeylere tevessül etmişse de bunu yapamaz. Çünkü böyle bir olayın ulusal, siyasi ve uluslararası sonuçları Abbas yönetiminin bu tür bir şey yapmasına imkan vermez. Zaten o da böyle bir tehdit yapılmadığını söyledi.
Şeyh Salih El-Aruri, Hamas'ın Batı Yaka'daki durumunu nasıl görüyor?
Hamas Batı Yaka'da geri planda veya geçici bir hareket değil. Dolayısıyla hiç kimse Batı Yaka'da Hamas'ı yok edemez. Hamas onların sandığından çok daha köklü bir hareket. Hamas'ın Batı Yaka'daki derinliği ve halk nezdindeki desteği onların etkileyebileceğinden daha büyük. Bugün Batı Yaka'da seçim yapılsa Hamas daha önceki seçimde aldığından daha çok oy alarak kazanır. Halihazırda direnişi dizginleyebilmeleri birçok etkene dayanıyor. Ramallah yönetiminin politikası, Siyonistlerin son yıllardaki politikaları ve aralarındaki güvenlik koordinasyonu bu etkenlerden bazılarıdır. Fakat buna rağmen Batı Yaka halkının önünde yeniden başkaldırıdan başka seçenek yoktur. Batı Yaka halkı işgalin sürmesini kabul etmeyecek ve direniş var olacaktır. Sanırım yeni bir intifadanın patlak vermesi için çok fazla vakit kalmadı.
Pratikte bu iyimserliği destekleyen işaretler var mı? Çünkü Hamas'ın Batı Yaka'da çok çetin bir saldırıyla karşı karşıya kaldığını herkes biliyor. Liderlerinin tümü ortadan kaldırıldı; ya tutuklular, ya şehit oldular ya da aranıyorlar.
Öncelikle Hamas'ın tüm liderleri ortadan kaldırılmadı. Kurumlarının kapatıldığı, eşyalarına ve paralarına el konulduğu doğru. Fakat bu kurumları kuran insanlar hâlâ varlar. Gücü ne olursa olsun kimse onları yok edemez. O insanlar sadece Hamas'ın tekelinde olmayan direnişi yeniden canlandıracak deneyime, kararlılığa ve iradeye sahipler. Halkın hiçbir kesimi, Fetih taraftarı olanlar dahi işgalin kalmasını istemez.
Bu ortaya koyduğunuz tabloya göre Filistin Özerk Yönetimi'nin geleceği ne olacak?
Filistin Özerk Yönetimi çok derin krizler yaşıyor. Ekonomisi çökmüş durumda. Bağışta bulunan ülkelerden mali yardım alıyor. Meydan direniş meydanına dönüşünce o ülkeler yardımlarını kesecekler ve ortada Filistin Özerk Yönetimi diye bir şey kalmayacak.
Ayrıca Filistin Özerk Yönetimi'nin arkasında halk desteği yok. Filistin Özerk Yönetimi'nin ulusal bir hareket kabul ettiğim Fetih'i kendisine kalkan olarak kullanması üzüntü verici bir durum. Ben Fetih'in de direniş seçeneğine yeniden döneceğine inanıyorum. Liderlerinden birçoğunun direniş ruhu taşıdıklarını gördüm. Bu hareketin işgalin gölgesinde yaşamayı kabul etmesi mümkün değil. El-Aksa İntifadası'nın başlangıcında direnişe katılmama yönünde bir kararlarının olduğunu hatırlıyorum. Fakat bu olmadı ve Fetih Hareketi de direnişe katıldı. Bu nedenle uzun bir direniş geçmişi olan Fetih gibi bir hareketin doğal yerinin direnişin tam ortası olduğuna inanıyorum. Fakat bugünkü yapısıyla Filistin Özerk Yönetimi, Fetih'i karar mekanizmalarından uzak tutuyor ve hareketi Filistin toplumunun kabul edemeyeceği şekilde kendisine kalkan olarak kullanıyor
fiem