Hrant Dink, 'Türkiye ile didişmeyi bırakalım da Ermeni devletini payidar etmeye bakalım' diyordu. Gelin görün ki Ermeni devleti bile kendi bekasını Türkiye ile hesaplaşma davasına kurban ediyor. "Biz Dağlık Karabağı'ı kurtardık, gelecek nesil de Ağrı ve Van'ı kurtarsın" falan filan.
1991'de bağımsılığını ilan eden Ermenistan Cumhuriyeti'nin o zamanki nüfusu 3 milyon 570 bin civarındaymış. 20 senede 3 milyon 200'e düşmüş. Bunlar, Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşlarının toplamını ifade eden resmi rakamlar. Rusya'ya, Gürcistan'a, şuraya buraya göç eden Ermeniler dahil. Peki, Ermenistan'ın bugünkü reel nüfusu ne kadar? Bazı Ermeni kaynaklarına göre 2 milyon 500 bin civarında. Ermeni olmayan bazı kaynaklara göre ise 2 milyonun da altında. Ve düşüş devam ediyor. Ermeniler Ermenistan'ı hızla boşaltıyor. Yokluk, yoksulluk, Ermenistan nüfusunu Türkiye'nin de dahil olduğu yabancı memleketlere sürüklüyor. ("Yabancı" lafın gelişi. Bu memleket Ermenilere yabancı değildir ve Ermeniler de bu memlekete yabancı değillerdir. Hoş gelip sefa getirirler.)
Mesele sadece yoksulluk değil. Mesele daha ziyade perspektifsizlik. Doğru dürüst bir gelecek perspektifleri olsaydı, "Sabrın sonu selamettir, ileride işler düzelir" diyebilselerdi, tünelin ucunda bir ışık görebilselerdi, Ermeniler Ermenistan'ın yoksulluğuna katlanabilirlerdi. Ama yok öyle bir şey. "Öyleyse elveda Ermenistan."
Boş bir Ermenistan'ı alıp başlarına mı çalacak Ermeni devlet adamları? "Ağrı ve Van'ın kurtuluşu Ermenistan'ın gelecek nesline emanettir" diyorlar; hangi gelecek nesil, hangi Ermenistan? Başkent Erivan'ın sokaklarında ıssızlık kol gezerken Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal altında tutmayı marifet belleyen, Türkiye kapısı üzerinden dünyaya açılmak için elinden geleni yapması gerekirken bu kapıyı kapalı tutmak için elinden geleni yapacak kadar gaflet içinde yüzen, Azerbaycan ve Türkiye ile anlamsız kavgasının faturasını Rusya'ya bağımlılığın dibini bularak ödemekten hiç mi hiç gocunmayan, "Ülkemizi nasıl ihya ederiz? Nasıl kalkınırız? İşsziliği nasıl azaltırız? Bağımsızlığımızın hayrını nasıl görürürz? Bu dramatik nüfus kaybının önüne nasıl geçeriz, çekip giden vatandaşlarımızı nasıl geri getiririz? Ermenilerin iftihar edeceği bir Ermenistan'ı nasıl inşa ederiz?" gibi sorular sormayı aklının ucundan bile geçirmeyen bir Ermeni devletinin nasıl bir geleceği olabilir ki?
Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozi bu devlete hoş gelip sefa getirdi tabii. Ermenistan'ın dağ gibi sorunlarına zerre kadar çözüm sunmadı, bu yönde bir ümit ışığı yakmadı, ama Erivan'da Türkiye'ye laf soktu ve Fransız Parlamentosu'nun Ermeni Soykırımı'nı inkâr etmeyi yasaklaması için gayret sarf edeceğini söyledi ya, herkes mutlu!
Allah akıl fikir versin.
yenişafak