Derin Gerçekler
Bu ve yarın ki yazımı tüm, ABD, AB, DSÖ muhiblerine, Global Resetçi'lere, onların peşinden giden işbirlikçilerine ve zihniyet ikizlerine “armağan” ediyorum ve Onları Allah’ın adaletine tevdi ediyorum. Hüküm Allah’ındır ve Allah seriyyül hesab’dır.
Hayır bu olmadı. Bu sayılmaz. Daha ölümcül bir şey bulmak gerek. 624 milyon kişi olmayan bir CoVID’e yakalanmış, 6.560.000 kişi ölmüş! Hadi bir o kadar da ''aşıdan ilaçtan öldü'' diyelim 13 milyon. Aşı olan kişi sayısını bilmiyoruz ama Pfizer CEO’su Albert Bourla 2022 yılı için 4 milyar dozun üretilmesinin hedeflendiğini belirtmişti. Bu hedef açıklandığında üretilen aşı miktarı 1 Milyardı. 2 milyar aşı içinde ön sözleşme imzalanmıştı. Bir kişi için 2 aşı düşünsek, 1,5 milyar kişinin mRNA ile aşılandığını kabul edersek, bir o kadar da diğer aşıları düşünürsek, 3 milyar kişinin, yani kabataslak bir hesapla, dünya nüfusunun yarısının aşılandığını varsayabiliriz. Yani dünya nüfusunun yarısı, hastalık ve ölüm tehdidi altında. Bunların büyük bir bölümü, büyük bir ihtimalle kalp, kanser, şeker, alzaymır olarak kayıtlara geçecek. Bir kısmı kısırlık, düşük ve sakat doğum olarak önümüze gelecek.
70 ila 85 milyon ölümle sonuçlanan 2. Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en ölümcül savaştı ve savaş boyunca askerî personelden daha çok sivil kayıp verildi. Milyonlarca insan soykırımdan, planlanmış açlık ölümlerinden, katliamlardan ve hastalıklardan öldü. Kitlesel ölüm şeklinde, Allah'a savaş açanların ölümü ile sonuçlanan Nuh Tufanı'nı saymazsak, tarihte kaydedilen 1 milyon kişinin üzerinde can kaybına sebeb olan ilk savaş 1.3 milyon ile 2 milyon arasında insanın ölümüne sebeb olan Yahudilerle Romalılar arasında MS 66-136 yılları arasındaki savaşı not etmek gerek. Tabi, 1500-1650 arasında, 150 yılda, beyaz adam, dünyanın karasal büyüklüğünün üçte birinde yaşayan Kızılderililerin tamamını yokettiler. Karaderilileri köleleştirdiler ve sarı ırkı sömürdüler. Bu 150 yılın son 50 yılında, bu kanlı mirası paylaşamadıkları için kendi aralarında 100 yıl savaştılar. Bu savaşın bir de öncesi var 1337-1453 arası 3 milyon kişi öldürülmüş. İspanyolların 1519-1932 arasında, Meksika çevresinde yaşayan 2.3 milyon Aztek’i öldürdüğü söylenir. İspanyollar, Yucatan ve Maya 1519-1595 arası 1,5 milyon daha Kızılderi öldürür. Peru dolayında 1533-1572 yılları arasında 9 Milyona yakın İnka Kızılderili’si yerliyi daha öldürür. İspanyolların 1519-1572 arası öldürdüğü Kızılderililerin sayısı yaklaşık 13 milyona yakındır. O dönemde dünyanın yaklaşık nüfusu 500 Milyondur. Sadece İspanyollar Dünya nüfusunun yaklaşık %3’ü öldürmüş oluyorlar, Kızıl derililerin ise 6’da 1’ni. Kuzey Amerika’nın batı kıyılarındaki Kızılderililer’in %30’u öldürülmüş bu arada... Teksas'taki Kızılderili Soykırım Müzesi'ndeki bir belgeye göre, çiçek hastalığı ile enfekte olmuş battaniyeler aç ve çıplak bırakılan Kızılderililere üşümesinler(!?) diye dağılmış ve Çerokiler bir çoğu bu şekilde öldürülmüştür. Aslında aşı yapmaktan daha kolay bir çözüm bulmuşlar o zaman. Alaska kızıllderililerinin 1674 yılındaki nüfusları yaklaşık 50.000 kişidir. 1729, 1738 ve 1753 çiçek salgınları sonrası nüfusları ancak 25.000 kişidir. Alaska nüfusunun yarısının öldüğü Çiçek salgınında ayrıca batı Alaska'daki Eskimolardan Yupikler de bu salgında hayatlarını kaybetmişlerdir. Kızılderililer, Afrika ve Asya halkları, gıda, ilaç, aile düzeninin bozulması, salgın hastalıklar sonucu kısırlık, kontrol, düşük ve sakat doğumlar sonucu yüz yıl sonra zaten nüfus artışı çok geriye gitmişti. Ölen ölmüş, arkadından yeni bir neslin gelmesi engellenmişti. Bugün de aslında aynı şey denenmeye çalışılıyor.
ABD'nin orta bölgesindeki Ova Kızılderililerinin ana geçim ve beslenme kaynağı olan Bizonunun sistematik öldürülmesi bir aç bırakma ve ekonomilerini çökertme operasyonu idi... William Frederick Cody 1867-1868 yıllarında 18 ay içinde 4.280 bizonu avlayarak “Buffalo Bill” lakabını kazanmıştır. Bu dönemde 60 milyon baş Bizon’un öldürüldüğü sanılıyor. Bugünde, dün tavuklara yaptıklarını sığırlara yapmak istiyorlar. Tabi de bir de Bizonlar fazla gaz çıkarttıkları için ekolojik dengeyi bozuyorlardı, böylece çevre felaketinin önüne geçmiş oldular. Ha! Bir de, o zaman “sentetik et” icad edilmemişti!? Yoksa onu da denerlerdi.. 12 Ekim 1492 tarihi Kızılderililer için trajik bir gündür. Kimi fanatik beyazlar o günü “Kolomb Günü” olarak kutlamaktadırlar. Bu güne karşı çıkanlar ise, bunu “soykırım, kölelik, tecavüz ve yağma mirasını kutlamak demek” anlamına geldiği için eleştirmektedirler. Aynı şekilde “Şükran Günü” kutlamaları ABD Kızılderililerine karşı yapılan soykırımın kutlaması olarak görülmektedir. Adamlar bir de katliamdan dolayı Tanrılarına şükrediyorlar. Daha doğrusu İlah ve Rab edindikleri Şeytanlarına!
Bugün bile hala bu katliam devam ediyor. Peru’da Alberto Fujimori döneminde (1996-2000) Keçuva ve Aymara kadınlarının aile planlaması kapsamında zorla kısırlaştırılma kampanyasına tabi tutuldular. En az 200.000 Kızılderili kadını bu şekilde kısırlaştırıldı. Madem bugüne geldik, Buyurun Demokratik bir ülke olan Kanada da, bugün yaşananlar: Kanada Kızılderililerine yakın zamana kadar “eğitim-öğretim verilen yatılı okullar ağı” olarak bilinen Kanada “yerli yatılı okulları” meğerse insani anlamda bir vijdan hareketi değil “soykırım merkezleri” olarak görev yapıyormuş. Asimilasyon’a olumlu cevap vermeyen çocuklar baskı ve işkence görmelerinin ötesinde cinayete kurban gitmişler ve gizlice toplu mezarlara gömülmüşler. İngiltere ve Fransa'ya bağlı bu ülkedeki okullarda hükûmet ve Kilise elele vererek Kızılderili çocuklarını kardeşlerinden ayırmış, anadillerini konuşmaları yasaklanmış ve kendi manevi inanç ve kültürlerine yabancılaştırılmıştır. Ayrıca, bu okullarda rahibeler ve rahiplerin işkence ve cinsel istismarları rapor edilmektedir. Hem de “İstanbul sözleşmesi”, “Lanzarotte”ye rağmen!?
Dünya nüfusunun bugün %60’ı Asya’da yaşıyor. Afrika’da %15, Amerika’da %13, Avrupa’da %10’u yaşıyor. Buna nisbetle 1500’de 500 Milyon nüfusun 300 milyonu Asya’da, 75 milyonu Afrika’da, 65 milyonu Amerika’da ve 50 milyonu Avrupa’da yaşıyor olmalı. Ve bu savaşın sonunda ulus devletleri ve uluslararası düzeni inşa etme adına, Kilise ile derebeyleri savaşı sona erdirmek ve dünyayı kontrol altına almak için Westefelya anlaşmasını imzaladılar. Yoksa siz bu Ulus devlet hikayesini bir medeniyet sıçraması mı zannediyordunuz. O düzeni korumak için, dünyaya 2 dünya savaşı “armağan” ettiler.
Birinci Dünya Savaşı'nın sonucunda 17 milyon kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 21 milyon kişi de yaralandı. 2. Dünya savaşında 85 milyon kişi hayatını kaybetti. 2 dünya savaşında yaklaşık 100 milyon kişi öldü. Ardından adına soğuk savaş dedikleri terör ve darbeler dönemi. Onu saymıyoruz. 1. Ulusal ve Uluslararası düzen 100 Milyon insanın hayatına maloldu. Bakalım yeni dünya düzeni, ulus ve uluslararası ötesi, devletlerin sınır, rejim ve iktidar yapılarının değiştiği, para, hukuk ve yargı, mülkiyetin yapay zekanın kontrolünde olduğu bu düzen kaç insanın hayatına malolacak. Şimdilik, gıda, ilaç, kozmetik, tarım, hayvancılık, çevre, terör, darbeler, intihar, uyuşturucu, cinayet üzerinden ölümlerin tam-gerçek sayısını bilmiyoruz ama bugünden 2 yıllık zaman aralığından ilk kayıp 10 milyon gibi gözükse de, zaman içinde etkisini gösterme potansiyeline sahip, risk altında olan insan sayısı dünya nüfusunun yarısı.
Tarihteki en kanlı savaşlardan biri MS 184-280 arasında Üç Çin kıralı Wei, Shu ve Wu arasında gerçekleşti ve yaklaşık 40 milyon insan öldürüldü. Bu savaş Han hanedanlığının da sonu oldu. Mesela 711–1492 yılları arasında gerçekleşen, Müslümanlarla, İspanyol ve Portekiz’liler arasındaki savaşta 10 milyona yakın insan hayatını kaybetti. 1095–1291 Haçlı seferlerinde 3 milyon insan ölürken, Çin impatorları ile Müslümanlar arasında çıkan savaşlarda bazı kaynaklar 13, bazıları 36 milyon insanın hayatını kaybettiğini yazar. Yıl 755-763, 8 yılda Tang hanedanı ile Müslümanlar arasındaki bir savaş bu. Moğolların Bağdat’a girip Beytül Hikme’yi yıkmaları ile sonuçlanan savaşta 1206-1368 arasında 30-40 milyon insanı kılıçtan geçirmiş. Timur’un savaşlarında da 1370-1405 arası 8-20 milyon insanın hayatını kaybettiği söyleniyor.
Daha yazacak çok şey var. En çok kim öldürmüş, ölen kim, burada görebilirsiniz. Ama hiçbir katliam, beyaz adam’ın katliamı kadar büyük olmadı. Rekor onlarda. Yarın da devam edeceğim de, asıl bundan sonrası için planladıkları katliam, sayısal olarak insanlık tarihinin en büyük katliamı olacak, tabi evdeki hesapları çarşıya uyarsa, kendi rekorlarını yine kendileri kırmak istiyorlar. Allah fırsat vermesin. Tabi bizde kasabının bıçağını yalayan koyun olmayalım. Ha bu Pandemi plandemisi bize ders olsun. Beyaz adam, çok barışçıydı, çevreciydi değil mi? Ne kadar uygarlar!?
Selam ve dua ile.
Not: Yarın 1400 sonrası, 1 milyondan fazla insanın hayatına malolan savaşlardan söz edeceğim. Siz de geleceğin tarihinde siz ya da çocuklarını bu istatistiklerde bir sayı olarak yer almasını istemiyorsanız birşeyler yapın! Bildiklerinizle ve imkanlarınızla bir şeyler yaparsanız, Allah size bilmediğini öğretecek ve size yeni imkanlar sunacak!