Savunma yeter, taarruz günüdür

Mehmet GÖKTAŞ

Yeter artık bu kadar savunma. Kendimi bildim bileli Müslümanlar olarak yoğun bir savunmadayız. Bazen bu savunma bıkkınlık verecek derecelere ulaşıyor ve bunalıyoruz.

“Aman ha noel yaklaşıyor!”

“Aman ha kâfirlere benzemeyelim!”

“Aman ha içkiden uzak duralım!”

“Aman ha piyangoya ve kumara yaklaşmayalım!”

Bunlar her yılın sonu gelirken Müslümanların savunmaya geçtiği demirbaş konulardır. Derneklerimiz, vakıflarımız, cemaatlerimiz bütün iletişim enerjisini buralarda kullanmaktadırlar.

Ayrıca yıl içinde ve bütün zamanlarda kendimizi yoğun bir savunmaya aldığımız konular vardır ve her geçen gün çoğalmaktadır.

“Aman ha ateizm şöyle yayılıyor, aman ha deizm dindar gençler arasında bile tehlikeli seviyelere ulaşmış...”

“Aman ha feminizm artık tesettürlü bayanlar arasında yayılıyor..”

“Aman dikkat, aile yapısı çatırdıyor, dindarlar arasında boşanmalar en üst seviyede...”

Siz buna bir de komplo teorilerini ekleyin, bütün bunların kendiliğinden olmadığını, her birinin planlı birer Batı projesi olduğunu yazıp çizenleri dinleyin.

Küçümsüyor muyum bu belaları? Bunlar yalan mı, aslı yok mu bunların?

Elbette doğruluk payı vardır bunların. Fakat bu söylem, bu usul Müslümanı bunaltıyor, çıkmaza sokuyor, nereye koşacağını, ne yapacağını bilmez hale sokuyor.

Her şeyden önce moralini sıfıra indiriyor. Sonunda öyle bir noktaya geliyorsunuz ki iddia edilen bunca kuşatılmışlık karşısında bocalıyorsunuz.

Önce şu gerçeği unutmayın ki bugün yeryüzünde en hızlı yayılan din İslam’dır. Zannettiğinizin aksine Noelcilerin kiliseleri tamtakır boşalmaya devam ediyor.

Burada bir gerçek daha ortaya çıkmış durumdadır. Tarih boyunca Batılıların en önemli iddiası; İslam kılıçla yayılmış diyorlardı. Buyurun bakın, bombalanan biziz, işgal edilen biziz ama yayılan din bizim dinimiz, tükenen sizsiniz, sizin dininizdir.

O halde Müslümanlar olarak en hızlı yayılan bir din olan İslam’ın mensupları olduğumuzu bir an olsun aklımızdan çıkarmadan savunma pozisyonundan çıkalım ve taarruza geçelim.

“Öldük, bittik, tükendik, kuşatıldık, çevrildik...” söyleminden bir an önce sıyrılmalıyız.