Irmak yatağını arıyor.. Küllerinden yeniden dirilen Zümrüd-ü Anka gibi yeni bir diriliş hamlesi bu. Bir “Yed-i Beyza” yıkılan uygarlığımızı yeniden inşa etmek için ölü bedenlerimize hayat veriyor..
Büyük yürüyüş devam ediyor.
Sebilürreşad, 1908 Ağustos’unda Eşref Edip Fergan ve Mehmet Âkif Ersoytarafından “Sırat-ı Müstakim” adıyla çıkarılmaya başlamıştı. Emrolduğumuz gibi dosdoğru, dünyadan cennete doğru kıyamete kadar sürecek bir yürüyüşü ifade ediyordu bu isim.. Osmanlı’da Tanzimat sonrası, Batılılaşma/Asrilik ve Irkçılık cereyanına karşı “öze dönüş”, “İslamlaşma” hareketinin en önemli yayın organı idi bu dergi.. Safahat’ın tamamına yakını bu dergide yayınlandı..
Dergi 1908’de başladığı büyük yürüyüşüne 1908’de, yani bundan tam 108 yıl önce başlamıştı.1966 yılında kapanmıştı. Kapanışından 46 yıl sonra bugün “Yeniden” hayat buldu.. Hem de bir Cuma günü. Darbeler Cuma günü olacak değil, her Cuma biz yeniden diriliriz aslında. Tam da kule nöbetçilerinin darbe girişimi sonrası uzun süren nöbetlerine ara verdiği gün. Sebilürreşad bu anlamda ümmetin “Uyanış” günü başlayan yeni bir nöbeti, uzun bir yürüyüşün ilk gününü ifade ediyor.
Cuma günü öğleden sonra Sebilürreşad’ın yeniden yayını ile ilgili olarak, Ankara’daki “Bismillah” gününe Mehmet Akif ve Eşref Edib’in torunları da katılıyor. Ve tabi, 2. kez gazi olan TBMM Meclisimizin Başkanı, Kültür Bakanımız, Devlet Bakanımız Kurtulmuş ve bazı bakanlar da davetli ve bir aksilik olmazsa katılacaklar. İnşallah yeni dönem Sebilürreşad’ın bir yazarı olarak ben de orada olacağım.
Perşembe günü geldim Ankara’ya Ulaştırma Bakanımızla görüştüm. Şu Milli Bilgi Bankası ile ilgili yıllardır tekrarladığım taleplerini tekrar arzettim. Bilgi güvenliği konusundaki kaygılarımı arzettim. Beştepe’deki geceyi aydınlatan buluşmalara geç kalınca o muhteşem kalabalığı uzaktan seyretmek zorunda kaldım. Bu arada benim yolculuğum devam ediyor. Dün Gençlik Bakanlığı’nın bir programı için geldiğim Mersin’den bugünAnkara’ya dönüp, “Millet yolunda bir azimet” için, “veresetül Enbiya”, “Bedr’in Aslanları”nı kendilerine örnek ve önder alanların “Yaşayan Kur’an” olma iddiasındaki, “Asım’ın nesli” ile Sebilürreşad’ın “ilk gün” buluşmasına katılacağım..
Sebilürreşad, her zaman “alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti” olma bilinci ile hareket eden evrensel bir bilince sahipti. İstikameti hep Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere, Kudüs-ü Şerif çizgisi oldu. Kurtuluş için bir yandan “La ilahe” diyerek kendine “İlahlık” ve “Rablik” taslayanlara “Hayır” derken, ardından, “İllallah” arzı ihlas ettiği kendi şiarını haykırıyordu.. Öz eleştiri yapıyor ve kendini değiştirmekten söz ediyordu. “Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek”ti. Onun için ilim, hikmet, say-ü gayret, bir tecdid hareketi gerekli idi.Devrimci bir ruh ve tedrici bir ıslah hareketi ile, sabırlı bir şekilde Tevhidinancına bağlı kalarak ümmet bilinci ile “viranelere dönen birlik kalesi” yeniden inşa edilmeliydi..
Sebilürreşad aslında başı İstanbul’da, bir kanadı Mısır’a uzanan, öteki kanadı Hindistan / Afganistan / Pakistan’a uzanan Anka Kuşu’nu temsil ediyordu.. Kaf Dağından cesaret rüzgârı, Balkanlar’dan zikir ve duarüzgârları ile Afrika’dan Asya’ya “Perişan” ümmet coğrafyasına bakıp ağlayan bir ruh halini değil, bir imtihanda olduğunun idraki ile ila-yı kelimetullah için kuyudaki Yusuf misali yeni bir seferlik ilanı ile “Allah’a dayanan, sa’ye sarılan, hikmete ram olan”ların birlik davetinin davetçiliğini yapıyor, “Kimbilir belki yarın, belki yarından da yakın” derken, teslimiyet zilletinden kurtuluş ayağa kalkışa çağırıyordu.
Sebilürreşad 1908-1925 yılları arasında, 641 sayı yayınlanmış ve 183. sayıdan sonra Sebilürreşad adıyla yoluna devam etmiş.. Yayınlandığı dönemde, Rusya, Hindistan ve Ceziretül Arab Müslümanlarının gündemini belirleyen, onlar arasında iletişimi sağlayan, onlara yön gösteren bir dergi oldu.
Dün olduğu gibi, bugün de derginin genel yayın politikası İslam Birliği, İslam ahlakı, Kur’an ve Sünnete dönüş, hurafelerden arınma, ümmetolmak, batı ile ve gayrimüslimlerle ilişkinin sınırı ve şekli, öze dönüş gibi konular, İslam ümmetinin ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel anlamda kendini yenilemesi gibi konular çerçevesinde şekilleniyor.
Sebilürreşad, “İstiklal Marşımızın şairi”nin “mecmuası” olduğu gibi, aynı zamanda “İstiklal Harbi”mizin “Kuya-yı Milliye” ruhunu , “Müdafa-yı hukuk” anlayışını, “Milli irade”nin tecelligâhı ve istinatgâh’ı olan 1. Meclisteki “ruh” ve “iman”ı temsil eden bir yayın organıdır..
Sebilürreşad, “Milli iradenin gür sesidir o!” Durmak yok, kaldığımız yerden yola devam..
Sebilürreşad, 14 Ağustos 1908’de doğdu. 25 Kasım 1920’de Kurtuluş Savaşı’na destek için yayın merkezi önce Kastamonu’ya, sonra Ankara’ya taşındı. 1925’te, tek parti döneminde o “inananların gür sesi” Takrir-i Sûkun Kanunu’yla Sebîlürreşad 641. sayıda kapatıldı. Çok partili döneme geçişte 1948’de Sebîlürreşad’ı yeniden yayınlandı ama bu defa da 60 darbesinin ardından 1966’da yayınını sonlandırdı. Yine bir 14 Ağustos günü Sebîlürreşad yaklaşık yarım asırlık bir aradan sonra yeniden yayında.Yani tam 108 yıl sonra, ilk günkü heyecanı bugüne taşımak için Sebîlürreşad yeniden doğuyor.
Sebilürreşad ilk günkü gibi “Siyasi, dini, ilmi, edebi ve ahlaki aylık bir mecmua”. Sadece abone olunabilecek. “Bin bir başlı kartalı taşımak üzere yüreğinde Zümrüd-ü Anka’yı taşıyan kanarya” uçuyor.. Selam ve dua ile.
Davetlisiniz; Sebîlürreşad Dergisi’nin açılış etkinliğine tüm dostlarımız davetlidir. Yer ve Tarih: 12 Ağustos 2016 Cuma saat 14.30 - 18.00 arası, TBMM Mustafa Necati Kültür Evi Mithatpaşa Cad. Kızılay Ankara GSM: 0541 673 85 80 #sebilürreşad #mehmetakif #fatihbayhan #eşrefedip #mecmua #neşriyat
yeniakit