Hakîm olan Kur’an’a and olsun!
Göklerden bugün yeryüzüne bir daha indi Yasin
Diyarbakır semaları Yasiiin Yasiiin sesleriyle çınlayıverdi
Bugün bir daha nazil oldu Kur’an’ın kalbi Yasin
Tane tane, kelime kelime göklerde bir daha okundu Yasin
Bugün bir daha yaşandı, yeryüzünde bir daha sahnelendi Yasin
Bu defa şehrin öte başından koşup gelen
Heyecanla “ey benim kavmim” diye seslenen
Bir tek kişi, bir tek Habib-i Neccar değildi.
Bugün gencecik yiğitlerdi şehrin öte ucundan koşup gelenler
Kutlu bir günde, kutlu bir seferden dönenler
Yetimlere kanat germe, açları doyurma seferinden dönenler.
Evlerine yılda bir defa et giren semtlerden, sokaklardan geliyorlardı
Bir daha gideceklerdi, yüklerini yüklenip bir daha gideceklerdi.
Çünkü arka sokakların çocukları onları gözlüyor
Onların yolunu bekliyorlardı pencerelerden,
Fakat kaderde bugün Yasin sûresi bir daha yaşanacaktı,
Habib-i Neccar bugün bir daha taşlanacak, bir daha parçalanacaktı.
Ne bilsin balkonlarda kurban payı bekleyen yavrular,
Ne bilsinler, Kurban Bayramı’nda bu defa Yasin kurban edilecekti
Yasin ve arkadaşlarının kanları dökülecekti?
Göklerden bugün yeryüzüne bir daha nazil oldu Sûre-i Yasin,
Yeryüzünden de göklere doğru bir Yasin yükseliverdi.
Rahmet meleklerinin eşliğinde bir Yasin indi, bir Yasin çıkıverdi,
“Gir cennete ey güzel çocuk, nur yüzlü çocuk” diye bir ses yankılandı semada,
“Gir cennete ey vahşilerin parçaladığı ceylan” diye.