Bahattin Ağabey!
Yolun Yolumuzdur,
Yolunu Sürdüreceğiz...
BAHATTİN YILDIZ - FARUK AKTAŞ
1956 Sivas doğumlu. 1975 yılında İzmir İmam Hatip lisesinden mezun oldu. 1975-1980 yılları arasında okuduğu Erzurum Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesini 1987 yılında Afganistan dönüşünde 2. öğrencilik döneminde bitirdi. Yazıları Mavera, Güldeste, Gurbet dergilerinde, Milli Gazete ve Yeni Devir Gazetesinde yayınlandı.
Abdülhamit Muhaciri mahlas (müstear) ismiyle Milli Gazetede çocuk köşesini hazırladı. Aynı dönemde çıkan Selam Dergisinde de yazıları yayınlandı. İmza Dergisi ve Müslüman Genç Dergisinde çeşitli mahlaslarla birçok yazısı yayınlandı. Bazı internet sitelerinde yazarlık yapıyordu. Gönül Erleri Mail Grubu'muzun da onursal üyesiydi. Savaşan Afganistan, Cihat Günlüğü, Kar Çiçeği, Karda Ayak İzleri, Güllerin Vedası isimli kitapları yayınlandı. Henüz yayınlanmayan birçok çalışmasını ardında emanet olarak bıraktı. Üçü kız ikisi erkek beş çocuğu ve bir torunu var.
Bahattin YILDIZ ağabey, Türkiye'de günümüz İslami Hareketinin filizlendiği 70-80'li yıllarda tarihe silinmeyecek izler bırakmış önemli isimlerden birisi. Osmanlının son döneminden başlayarak 1950'lere kadar devam eden yozlaşma sürecinin etkilerinin silinmesi için çabaların yoğunlaştığı bir zaman dilimini dolu dolu yaşayan bir yiğit.
Henüz lise yıllarında iken MTTB ile tanışan ve bu bünyede hayırlı hizmetlere omuz veren Bahattin YILDIZ ağabey, gerek akranlarına gerekse de kendinden sonra gelen nesillere yaptığı olumlu katkılarla anılacak. İzmir İmam-Hatip Lisesinde hem İslami kimliğini inşa edip hem de sporcu kişiliğiyle öne çıktı. Lisenin güreş takımında yer aldı. Kitleleri etrafında toplayan bir özelliğe sahip olan Bahattin YILDIZ ağabey bu özelliklerinin de etkisiyle sevilen, sayılan ve etrafında toplanılan bir önder kişi olarak ortaya çıktı.
İmam-Hatip yıllarının ardından gelen Erzurum'daki Üniversite yıllarında MTTB ve Akıncılar içerisindeki çalışmaları, Bahattin YILDIZ ağabeyin tam anlamıyla çevresine damgasını vurduğu yıllar olarak kayıtlara geçti. 12 Eylül 1980 darbesi öncesi sıkıyönetim döneminde Milli Türk Talebe Birliği kapatıldığında baş harfleri MTTB olan "Mahalli Teknik Takımlar Birliği" isminde bir dernek kurarak MTTB isminin yaşatılmasını sağladı. Erzurum'da profesyonel olarak hem atletizm takımı, hem Milli Kayak Takımı içerisinde yer aldı. Özellikle Hicret'in 1400. Yılı sebebiyle 3 arkadaşıyla birlikte Erzurum'dan Kayseri'ye yaptıkları Hicret Koşusu Türkiye İslami Hareketinin önemli dönüm noktaları arasında yerini aldı. Erzurum'daki birinci öğrencilik döneminde İşletme Fakültesi Öğrenci Temsilciliği, Erzurum Atatürk Üniversitesi Yurdu Öğrenci temsilciliği, Telsizler Yurdu Öğrenci Temsilciliğini yürüttü. Akıncılar bünyesinde İzmir İl Başkanlığı ve daha sonra Akıncılar'ın 11 bölgesinden birisi olan İzmir Bölge Başkanlığı görevlerini yürüttü.
1979 yılında Rusların Afganistan'ı işgal etmesi ve Türkiye'deki darbe ve baskı yılları Bahattin YILDIZ ağabey'in önüne yepyeni ufuklar ve farklı bir mücadele alanı açıyordu. Diğer ülkelerden gelen mücahitlerle beraber bir taraftan Afgan Cephesinde fiili cihadın içerisinde yer alırken diğer taraftan da o bölgenin tüm yerel dinamiklerinden ve değerlerinden istifade ediyordu. O, bulunduğu her ortamı bir öğrenim ve aksiyon alanı olarak görüyordu. Cihad süresince Afganistan ve yakın bölgesinin kültürel kodlarını çözümleyen ve bu bilgilerle ümmetin diğer bölgelerini aydınlatan birisi oldu. 1981 yılında Ruslara karşı girişilen en şiddetli çarpışmalarda Gazi'lik şerefine ulaştı. Defalarca ameliyat olmasını gerektiren yaralarına rağmen direncinden bir şey kaybetmedi.
İMH - İnsan ve Medeniyet Hareketi' mizin kuruluş sürecinde istişarelere katkılarda bulundu. Bu topraklarda yapılabilecek çalışmaların kodlarını belirlemede tavsiyeleriyle rol aldı. Özellikle Avrupa'da gönüllü olarak Hareketin ve faaliyetlerinin tanıtılması için elinden gelen tüm gayreti gösterdi. Son olarak Avusturya'da düzenlediği kamp programına gençleri de dahil ederek hareketlerin sürekliliğine vurgu yaptı.
Gençliğin eğitimi için sürekli yayınların önemine değinen Bahattin YILDIZ ağabey, etrafındakileri kitap ve dergi yayıncılığı için teşvik ederdi. Gönül Erleri Mail Grubumuzun onursal ağabeyi Cemal Balıbey'le birlikte hayallerini kurdukları Özgün Yayıncılık, bu derdin bir neticesiydi. Etrafındaki öğrencileri çıkardıkları amatör dergilere omuz vererek, teşvik ederek ve yüreklendirerek desteklerdi.
Zorlukları değil, zorlukların nasıl aşılacağını anlatırdı.
Bahattin YILDIZ ağabey, nerede Allah rızası için bir çalışma yapılsa içinde yer almaya gayret etti. İHH İnsani Yardım Vakfı'nın yurt içi, yurt dışı yardım organizasyonlarında gönüllü olarak hizmet etti. Kurban organizasyonlarında Balkanlar bölgesinde defalarca görev yaptı. Keşmir depremi sonrasında bölgeye ilk ulaşanlardan birisi olarak Keşmir'li Müslümanların yardımına koştu. Daha önceki cihad döneminden bölgeyi iyi tanıması, bölge insanının karakter yapısını ve dilini bilmesi birçok yardım çalışmasının daha kolay ve verimli bir şekilde yapılmasını sağladı.
Bu mücadeleci kişiliğinin yanı sıra, bir insandı Bahattin YIldız ağabey. Adeta bir insan güzeli idi. Tulumunu giyerek yanında çalışan ustalarından bir usta olur, ekmeğini onlarla bölüşüp yer, geceleri öğrenci evlerimizin misafiri olurdu. Dünya malı, ayağının altından geçip giderken eğilip almaya tenezzül etmeyen, mütevazi bir hayat yaşadı.
Tanıştığı herkesle iletişim kurmanın bir yolunu aradı. Gençle genç oldu, çocukla çocuk. Akademisyenlerle müzakereye oturdu. İşadamlarına nasihat etti. En ulaşılmaz, deli dolu delikanlılar, babalarının sözünü dinlemeyen gençler, Bahattin abi dediler amcaları yaşındaki adama. Ve onun nasihatini dinlediler. Gecenin bir vakti telefonla ulaştı onlara, tuttukları takım yenildiğinde damarlarına basmak için aradı. Hangi yolla bu delikanlıya bir mesaj ulaştırırım sorusuna cevap aradı yıllar boyu. Cevabını da buldu. Zaten bu cevapları yüzünden herkesin ağabeyi oldu. İzmir'den Erzurum'a, Malezya'dan Almanya'ya kadar her bölgede şimdi ondan bir iz bir eser kaldı.
Tanıştığı herkesle iletişim kurmanın bir yolunu aradı. Gençle genç oldu, çocukla çocuk. Akademisyenlerle müzakereye oturdu. İşadamlarına nasihat etti. En ulaşılmaz, deli dolu delikanlılar, babalarının sözünü dinlemeyen gençler, Bahattin abi dediler amcaları yaşındaki adama. Ve onun nasihatini dinlediler. Gecenin bir vakti telefonla ulaştı onlara, tuttukları takım yenildiğinde damarlarına basmak için aradı. Hangi yolla bu delikanlıya bir mesaj ulaştırırım sorusuna cevap aradı yıllar boyu. Cevabını da buldu. Zaten bu cevapları yüzünden herkesin ağabeyi oldu. İzmir'den Erzurum'a, Malezya'dan Almanya'ya kadar her bölgede şimdi ondan bir iz bir eser kaldı.
Bir babaydı aynı zamanda. Beş çocuklu bir ailenin babasıydı. Bütün yoğunluğuna ve koşturmasına rağmen mesafe koymadı çocuklarıyla arasına. Onların da rahatça konuşup tartışabildiği babaları, öğretmenleri ve arkadaşları oldu.
Ömrünü Allah yolunda ve Allah Rasulü'nün örnekliği çerçevesinde yaşamaya gayret etti. Bir ayağını İzmir gibi şartları zor bir bölgeye sabitleyip, diğer ayağıyla adeta bütün bir dünyayı dolaştı. İzmir'e her yolu düşene ev sahibi oldu. Bilal Yaldızcı ağabeyimizin şehadeti, Bahattin YILDIZ ağabey'in eğitmenliğiyle birlikte adeta bir okul oldu. Her yıl Ödemiş'te Bilal Yaldızcı'nın şehadet yıldönümünde yaptığı programlarla onlarca öğrenciyi ve genci eğitti. Hayatı, bir şehid şuuruyla yaşamayı öğretti hepimize.
Mütevazi hayatının yanı sıra engin kültürel birikimi ve entelektüel seviyesiyle her tanıştığı kişinin hayranlıkla baktığı birisiydi O. Ulusal ve uluslarası olaylara getirdiği tahliller, günlük olayları okuma ve değerlendirmedeki isabetli yorumlarıyla oynanan oyunların görülmesine ve yarınlara daha sıhhatli yön verilmesine katkı sağladı.
Hayatı hep örneklikle geçti. Son noktada yine bir örneklikle tamamladı. Ticari bir kaygı için değil, seyahat etmek, gezmek, tatil yapmak için değil, tamamen Allah rızası için, yetimlere yönelik bir çalışma için çıktığı bir yolculukta, aramızdan ayrıldı.
Bahattin YILDIZ ağabeyimiz; bütün ömrünü, rızasını kazanmak için harcadığı Rabbi'ne doğru yola çıktı. O zaten bütün ömrünü bu yolculuğun hayaliyle yaşamıştı. Kavuşmak hayal etmekle başlar derdi. O hayal etti ve Rabbi'ne kavuştu.
Ey insan güzeli!
Mekanın Cennet olsun.
Dostların peygamberler,
Dostların peygamberler,
şehitler, sıddıklar ve Salihler olsun.
Yolun açık olsun inşallah.
Yolun açık olsun inşallah.
Amin.
17 Mayıs 2010
Bahattin Ağabey,
sen hep gönüllerimizde olacaksın...