Irak Âlimler Birliği üyesi ve Irak Üniversite Öğretim Görevlileri Birliği başkanı Dr. Isam er-Râvi 30 Ekim 2006 Pazartesi sabahı Bağdat'ın batısında işine giderken belirsiz kişilerin saldırısına uğradı. Arabasını kullanırken silahlı saldırıya maruz kalan Dr. Râvi hemen olay yerinde hayatını kaybetti.
Dr. Isam er-Râvi aynı zamanda değerli bir ağabeyimizdi. Kendisini İstanbul'daki Darusselam Vakfı vasıtasıyla tanımıştık. Uzun süre Türkiye'de yaşadı. Onu tanıyanların hepsi kendisini yürekten severdi. Irak işgali sonrasında Darusselam Vakfı'nda Irak'la ilgili bazı konuşmalarını dinlemiştik. O bize Irak'taki durum hakkında en sağlıklı bilgileri veren kişilerdendi. Çünkü gelişmelere İslâmî bilinçle, bir ilim adamı ufkuyla ve insanın gerçekleri görmesini engelleyen taassuptan uzak bir yaklaşımla bakıyordu.
Dr. Isam er-Râvi, bir kere Saddam'ın idam sehpasından inmişti. Onun döneminde tutuklanmış ve idama mahkûm edilmişti. Ancak Arap dünyasındaki bazı ilmî çevrelerin müdahalesi sebebiyle bu idam kararı uygulanmadı. Böylece o adeta, dünya hayatına ikinci kez gelmiş gibi oldu. Demek ki Yüce Allah onun iman davasında bir süre daha hizmet etmesini dilemişti. Ne var ki Saddam'ın idam sehpasından inen Dr. er-Ravî, uluslar arası emperyalizmin Irak halkını fitne bataklığının içine çekme planları için kullandığı karanlık kişilerin kurşunlarına hedef oldu. Bu itibarla diyebiliriz ki işgalci emperyalizm ve onun fitne ateşini yaymak amacıyla kullandığı kuklalar Saddam'dan daha tehlikelidirler.
Dr. er-Râvi'nin Irak'ın işgali sonrasında Türkiye'de kalmaya devam etmesi mümkündü. Türkiye dışında da mesleğiyle ilgili görevler alma imkânları vardı. Ancak o Irak'a dönmeyi tercih etti. Çünkü Irak'ın kendi haline bırakılmasını, emperyalist işgalin bu ülkeyi istediği gibi şekillendirmesine fırsat verilmesini istemiyordu. Aynı zamanda kendisi her türlü tehlikeyi göze alarak başkalarını da teşvik etmek, Irak'a dönme ve bu ülkeye sahip çıkma konusunda insanlara örnek olmak istiyordu.
O, Irak'ta yaşamayı tercih etmenin, özellikle kendisi gibi başkalarına önder ve örnek olabilecek kişiler açısından sürekli kelle koltukta yaşamak anlamına geleceğini biliyordu. Ama şehadet onun için bir gaye haline gelmişti. Bu yüzden de önce zihninden ölüm korkusunu çıkarıp attı. Bundan sonra Irak'ta yaşamak, işgalci emperyalizme karşı Irak halkının onurunu savunmak ve bu amaçla tehlikeleri göze almak artık onun için bir zevk haline geldi.
Kendisini Bağdat'tan tanıyanların anlattıklarına göre, sürekli öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya olmasına rağmen namazlarını camide kılmaya özen gösteriyordu. Bu, onun gönlünün camiye ve cemaate bağlı olmasından ileri geliyordu. Üstelik camiye veya görüşmelere giderken yahut şehirde dolaşırken yanına koruma görevlisi almıyordu. Bu konuda kardeşinden duyduğum bir bilgiyi aktarmadan geçemeyeceğim.
Dr. Isam er-Râvi, kardeşi Ahmed er-Râvi'nin I. Milli Görüş Sempozyumu münasebetiyle İstanbul'da olduğu bir sırada şehit edildi. Bu yüzden, Isam ağabeye vefa borcu olan Darusselam Vakfı'nda düzenlenen taziye töreninde o da vardı. Orada yaptığı sohbette aktardığı notlardan biri de şuydu: "Kendisine bir kere: 'Niye yanına koruma görevlisi almıyorsun? Sen sürekli tehlikeyle karşı karşıyasın. Böyle korumasız dolaşma!' diye hatırlatmada bulundum. Bana şu cevabı verdi: 'Ben her an öldürülme tehlikesiyle karşı karşıyayım. Ama tek başıma öldürülmek istiyorum. Benim yüzümden başkalarının da öldürülmesini istemiyorum."
İşgalci emperyalizm ve işbirlikçileri Irak'taki ilim ve fikir adamlarını sistemli bir şekilde tasfiye etmeye çalışıyorlar. Kelle koltukta dolaşan Dr. Râvi bu tasfiye saldırılarına karşı yoğun bir uyarı faaliyeti yürütüyordu. Bu amaçla Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarına yönelik çağrıları da olmuştu. Onun bu konudaki çağrısını Doğu Konferansı'ndan Sayın Mehmet Bekâroğlu topluma ve bir şeyler yapma imkânları olduğunu düşündüğü çevrelere duyurmaya çalışmıştı. Sonunda söz konusu tasfiye politikasının ve bu amaçla gerçekleştirilen saldırıların hedefi bizzat Dr. er-Râvi oldu. Yüce Allah kendisine rahmet eylesin. Hatalarını bağışlasın. Şehitler ve salihler zümresine ilhak eylesin. Cennette Resûlullah (s.a.s.)'e ve Hz. Hamza (r.a.)'a komşu eylesin.