BİR KAHRAMANIN SIRLARI
Muhammed Mehdi RAHİMİ, Çeviren: Kemal SARAL
21 Tir 1341 (1963)
Sur şehri, Tayrdiba Köyü
Hacı Faiz'in evinin ilk erkek çocuğu varlık sahnesine adımını atıyor.
Baba Faiz, tarımla uğraşan fakat evinin giderlerini karşılamakta zorlandığı için güney Lübnan Şiilerinin çoğu gibi Beyrut'a göç etmek zorunda kalan bir kimsedir. Muğniye ailesi başlangıçta doğu Beyrut'un yoksul Hıristiyan mahallelerinden birine yerleşiyor, fakat birkaç sene sonra zorla köylerine dönmek zorunda bırakılıyorlar. İmad 13 yaşındayken ailesine yardım etmek amacıyla başkalarının meyve bahçelerinde çalışmaya başlıyor bu köyde. Elde ettiği sınırlı ücreti de köyde yapılmakta olan mescide bağışlıyor. Birkaç sene sonra aile tekrar Beyrut yollarına revan oluyor, ama bu sefer şehrin Şii bölgesinde bir mahalleye yerleşiyorlar. Hacı Faiz orada serbest mesleğe yöneliyor, kendisi için küçük bir dükkan açıyor. İmad da bu esnada Beyrut'un devlet okullarında ilk ve ortaokulu bitiriyor ve tahsilinin devamı için ünlü Beyrut Amerikan Üniversitesi'ne, iktisadi müdüriyet bölümüne kaydını yaptırıyor. Fakat bu okula bir seneden fazla devam edemiyor; direniş ve işgalcilerle savaş üniversitesine adım atıyor.
1981 Yazı
Damur Eğitim Kampı (Beyrut'un 15 Kilometre Güneyi)
İmad 18 yaşındadır. O günlerde İsrail karşıtı mücadelede en ciddi hareket olan Fetih'e üye olarak ilk askeri eğitimini bu eğitim kampında tamamlıyor. Bu dönemde ve eğitim sonrasında parlayarak Fetih'in askeri komutanlarını şaşkınlık içersinde bırakıyor ve bu olumlu özellikleri sayesinde henüz çok genç olmasına rağmen örgütün sorumlularının korunmasından sorumlu "Grup 17" adlı askeri birimin üyesi oluyor. Aynı dönemde Allame Muhammed Hüseyin Fadlullah'ın derslerine ve konuşmalarına katılıyor ve medrese eğitiminin ilk evresini tahsil ediyor.
Fetih hareketinin bütün istek ve ideallerine cevap veremediğini hissediyor, bu genç insanın aklında ve bağrında çok daha büyük hedefler saklıdır çünkü.
1982; Bekaa Vadisi, Nebtiye Şehri
İsrail ordusu Filistinli direnişçileri Lübnan'dan atmak bahanesiyle bu ülkeye saldırıyor ve kolaylıkla Beyrut'a kadar ilerleyerek pek çok bölgeyi işgal ediyor. İşte tam bu dönemde de Hürremşehr'i Irak işgalinden kurtarmanın zafer sarhoşluğu içersindeki 1500 İranlı savaşçı Güney Lübnan'a adım atıyorlar ve sonrasında, bu ülkeye verilmiş olan en büyük hediyenin, Hizbullah örgütünün ilk çekirdek yapılanmasını kuruyorlar. 20 yaşındaki İmad da kendi yaşıtları olan ve Emel veya Fetih'ten ayrılmış dostlarıyla birlikte İslami Cihad teşkilatını tesis ediyor. Bu gençlerin ilk işleri de Beka Vadisindeki stratejik Nebtiye şehrini (Lübnan, Suriye ve işgal edilmiş Filistin'in tam sınır üçgeninde yer alıyor) ki İslam Devrimi Muhafızları da sonraki ilk askeri eğitim faaliyetlerine burada başlayacaklardı- ele geçirmek oluyor. İmad'ın bu şehrin geri alınmasının planlanmasındaki yaratıcılığı ve dikkati hem direniş güçlerinin hem de İsraillilerin şaşkınlık içersinde bırakıyor.
1983; Beyrut, Amerikan Deniz Piyadelerinin Karargahı
Bomba doldurulmuş siyah yüklü bir kamyon hızla Beyrut Havaalanı'na doğru yaklaşıyor ve kapıdaki muhafızların en küçük bir dikkatini çekmeden kendisini, havaalanının hemen yanında yer alan Amerikan deniz piyadelerinin binasına çarpıyor. Sonrasında gerçekleşen benzersiz patlama neticesinde 200'den fazla işgalci Amerikan askeri ölüyor. Bu saldırı ile eşzamanlı olarak Beyrut'taki Fransız paraşütçülerinin karargahı da havaya uçuruluyor.
Tanınmayan bir şahıs yeni kurulan Lübnan İslami Cihad örgütü adına Beyrut'taki Fransız haber ajansının bürosunu arayarak bütün bu patlamaların sorumluluğunu üstleniyor ve eylemlerin hedefini işgalcilerin dışarı atılması ve Lübnan ile Kudüs'ün özgürlüklerine kavuşturulması olarak ortaya koyuyor. Bu olaylardan sonra da ABD başkanı Ronald Reagan, Amerikan devletinin aradan yüz sene de geçse bu operasyonların planlayıcılarını ve icracılarını takip ederek cezalandıracağına söz veriyor. Bu tarihten itibarendir ki İmad'ın ismi bütün batılı istihbarat örgütlerinin suikaste uğratılacaklar listesinin başında yer almaya başlıyor ve CIA, Muğniye'nin yakalanması için 5 milyon dolarlık büyük ödül koyuyor.
1984; Bekaa Vadisi
Hizbullah Merkez Şurası Şeyh Ragıp Harb'ın şehadet yıldönümünde bir araya gelerek ilk bildirisini yayınlıyor ve böylece örgütün kuruluşu resmen ilan ediliyor.
İmad'ın dostlarından pek çoğu Hizbullah'a üye oluyorlar, İmad ise beraberindeki bir grup insanla birlikte Lübnan İslami Cihad hareketini yönetmeyi sürdürüyor. Bu teşkilat o günlerde, düzenlediği büyük operasyonlarla işgalciler karşısındaki en tanınmış örgüt haline gelmişti. İmad Muğniye birkaç sene boyunca pek çok programına yardımda bulunmasına rağmen resmen Hizbullah üyesi değil, kendisine ait başka bir teşkilatın sorumluluğunu yürütüyor.
New York Times (1986)
Bu gazete ilk kez İmad Muğniye'nin adını vererek kendisinin Atina'dan Roma'ya gitmekte olan T.W.A. yolcu uçağının (Amerikan) kaçırılmasının arkasındaki beyin olduğunu iddia ediyor. Bu operasyonda bir Amerikan subayı öldürülmüş ve 39 Amerikalı 17 gün boyunca rehin alınmıştı. Rehineler İsrail zindanlarındaki 700 Şii ve Sünni direnişçinin serbest bırakılmaları karşılığında salıverilmişlerdi.
İşte bu şartlar altında İmad yavaş yavaş gizli faaliyet alanına çekiliyor, artık çok sınırlı bir grup insan dışında hiç kimsenin ondan haberi olmayacaktır. Yeni kimliği için Hacı Rıdvan ismini seçiyor.
1991, Arabistan
Taif Şehri
Birkaç Arap ülkesinin araya girmesiyle Lübnan iç savaşının taraflarını oluşturan partiler ve akımlar ihtilaflarını sonlandırmak için bir araya geliyorlar. Görüşmelerin sonucunda bütün grupların silahlarını teslim etmesi şartını içeren bir anlaşma imzalanıyor fakat Hizbullah'ın silahı bu anlaşma maddesinin kapsamı dışında tutuluyor, zira oturuma katılan üyeler Lübnan'ın düşmanlarının tek hedefinin Hizbullah'ın silahları olduğunu, düşman varoldukça Hizbullah'ın silahlarının da korunması gerektiğini söylüyorlar.
Lübnan İslami Cihad hareketi de Taif Anlaşması'nın ardından faaliyetlerine son veriyor ve teşkilatın tüm üyeleri komutanları ile birlikte Hizbullah'a katılma kararı alıyorlar.
Hizbullah yetkilileri Hacı Rıdvan'ı çok iyi tanıdıkları için kendisine hemen güven duyuyorlar ve bu durum, İmad'ın teşkilat içersindeki basamakları hızla tırmanmasını ve Hizbullah'ın bütün askeri ve güvenlik sorumluluklarını uhdesine alan cihadi birimin başına gelmesini sağlıyor.
1996; Güney Lübnan, Safir Mahallesi
Mossad, eski Fetih üyesi olan Ahmed Hallak adlı birisini araya koyarak Fuad Muğniye üzerinden kardeşi İmad'a ulaşmayı planlıyor. Hallak kendisini Hizbullah'a sempati besleyen bir tüccar olarak tanıtıyor ve Hizbullah'a mali yardımda bulunmak istediğini söyleyerek kendisi de tüccar olan Fuad'ın güvenini kazanıyor. Hallak, Fuad'a kendisi için İmad ile bir görüşme ayarlamasını, mali yardımlarını ona teslim etmek istediğini söylüyor. Randevu ayarlanıyor ama buluşmaya bir saat kala Hacı Rıdvan vazgeçiyor. Fuad ise beraberinde Hizbullah üyesi birkaç kişi ile kararlaştırılan yere geliyor. Bu defa hedeflerini vurduklarını düşünen Siyonistler o noktaya yerleştirdikleri bombayı patlatıyorlar ve bu saldırının sonucunda Fuad ile birlikte 2 kişi daha şehid oluyor, 15 kişi de yaralanıyor.
Siyonistler baltayı taşa vurduklarını anlamakta gecikmiyorlar. İmad'a suikast düzenlemek için, bu sefer de kardeşinin cenazesine katılmasını bekliyorlar. İmad Muğniye o toplantıya da katılmıyor, Fuad'ın mezarını gömüldüğü gece ziyaret ediyor. (İmad, daha sonra bu Hallak denilen haini tuzağa düşürmüş ve kardeşinin intikamını almıştır, çev.)
Güney Lübnan, 2000 Zaferi Sonrası, Gece Yarısı
İsrail Güney Lübnan'daki son güçlerini de geri çekiyor ve bu harekatını geceleyin gerçekleştirerek masraflarını ve kayıplarını azaltmak istiyor. Bu, Siyonistlerin tarihlerindeki ilk onur kırıcı yenilgileridir. Düşmanın geri çekilme sürecini Beyrut'tan izleyen İmad ise Hizbullah komutanlarından birine güney Lübnan'a giderek bölgedeki Hıristiyan halka; can, mal ve namuslarının direnişin güvencesinde olduğu sözünü vermelerini istiyor. İmad, Seyyid Hasan Nasrallah ve Hizbullah'ın diğer makamlarının yer aldığı bir oturumda İsraillileri daha fazla tahkir etmek ve kaçışlarını daha da belirgin kılmak için kendilerini son noktaya kadar takip etmeyi öneriyor.
2006; Beyrut, Bekaa, Sur, Baalbek ve"
İmad, İsrail'i Lübnan'dan dışarı atılması ile sonuçlanan 20 yıllık mücadele tecrübesine dayanarak, Hizbullah'ın askeri ve güvenlik kapasitesini tahkim etme fırsatını bulmuş oldu. İmad bu dönemde direniş güçleri için, insanüstü gayret isteyen ağır eğitim programları düzenliyor ve bu eğitim faaliyetleri sonucunda yetişen binlerce savaşçıyı Hizbullah'ın saflarına gönderiyor. Eğitim konularından biri de "yöneticiliğin temelleri ve esasları" şeklindedir.
İmad Muğniye aynı zamanda da gerilla savaşı için en uygun, en modern silahların elde edilmesi için uğraş veriyor. Hizbullah'ın kısa ve orta menzilli karadan karaya füzelerle teçhiz edilmesi de İmad'ın işiydi. Bu çabalarının sonucu 33 gün savaşında çok iyi belli olacaktı.
İşgal Edilmiş Filistin Toprakları Sınırı, Eytüşşab Köyü; Akşam Vaktidir
Hacı İmad direniş komutanlarından birinin evine misafir oluyor. Akşam yemeğine henüz bir saat kalmışken İmad ev sahibinin evini terk ediyor ve akşam yemeğine kalması için yapılan ısrar karşısında da gece çok önemli bir işi olduğunu söylüyor. 2 İsrail askerinin kaçırılması operasyonunun başarılı bir şekilde gerçekleşmesinden bir saat sonra ise dostunun evine dönüyor tekrar ve operasyonun ayrıntılarını anlatıyor. Komutan da hemen orada operasyonun adının "Doğru Vaad" olarak adlandırılmasını teklif ediyor.
Güney Lübnan, 2006
İsrail ordusu gerçekleştirdiği birkaç tatbikat ile sonbahar mevsiminde Hizbullah karşısında açmaya niyetlendiği yeni savaşa hazırlanmaktaydı, fakat programını erkene almak zorunda kaldı ve 2 esir askerini kurtarma bahanesiyle önce hava ve denizden, sonra da kara kuvvetleri ile güney Lübnan'a saldırı başlattı. Askerlerin kaçırılma operasyonu için bölgede olan Hacı İmad bu düşman saldırısına karşılık vermek için gereken tedbirleri de acil bir şekilde düzene koyacaktı. Her ne kadar Siyonist ordu savaşın ilk günlerinde bazı sınırlı başarılar elde etmişse de, Hizbullah'ın Hacı İmad'ın çizdiği programın bir kısmını uygulamaya geçirmesiyle İsrail tüm haysiyetini tehlikede görüyor ve Amerika ve Fransa gibi müttefik ülkelerinin çabaları sayesinde Hizbullah ile ateşkes imzalamak zorunda kalıyor.
2008; Şam'ın Merkezi Bölgesi, Hazreti Rukeyye'nin Kabri
Hazreti Rukeyye'nin kabri ile Kefersuse bölgesi arasındaki mesafe fazla değildir. Bu gece Hacı Rıdvan'ın Filistinli komutanlarla önemli bir görüşmesi var. Komutanların çoğu kendilerine ev sahipliği yapan şahsiyetin İmad Muğniye olduğunu bilmiyorlar. Bu celse, İmad'ın 33 gün savaşının ardından Filistinli ve Iraklı komutanlarla bir araya gelerek işgalciler karşısında tek bir direniş cephesi kurma amacıyla düzenli olarak yürüttüğü bir seri toplantının devamında gerçekleşiyor. Saat on buçukta toplantı sonlanıyor. Muğniye tek başına apartmandan dışarı çıkıyor, parka ulaşmak için kısa bir mesafeyi yürümek zorunda. Arabasına ulaşıyor, direksiyonu eline aldığında arkasındaki arabadan şüpheleniyor birden, ama artık geç " Korkunç bir patlama civardaki herkesi sokaklara döküyor. İmad'ın başı ve yüzü salim kalıyor, ölümcül yarası belindedir. Kimse tanımıyor onu, zira Muğniye bir ömür boyu "gölge adam" olarak yaşamıştı.
Saat 22:30, Şam, Kefersuse Mahallesi, Hadiga Caddesi
Mahalle halkı alev alev yanan otomobille karşılaşıyorlar. Merkez noktaları hemen yakınlarda olan Suriye güvenlik güçleri de birkaç dakika içerisinde olay mahalline geliyorlar. Ambulansın yaptığı tek şey tanımadıkları bu şahsın naaşını nakletmek oluyor.
Öğleden Sonra, El Menar Televizyonu
Hizbullah'ın televizyon kanalı El Menar'da günlük yayın akışı kesilerek Kuran-ı Kerim okunmaya başlanıyor. Ardından Hizbullah'ın bildirisi yayınlanıyor ekranlarda ve önceki akşam Şam'da gerçekleştirilen terörist saldırı ilk kez ifşa ediliyor.
Hadisenin gerçekleştiği gece Beşar Esad'ın Nasrallah'ı aradığı ve kendisine "Biz bu bombalama hadisesinin hedefini açıklamayacağız, siz de İmad Muğniye'nin şehadetine işaret etmeyin ki bu macera böylece sonlansın ve Hizbullah'ın haysiyetine zarar gelmesin" dediği belirtiliyor. Nasrallah ise bu teklifi "Biz hareket mensuplarımızın şehadetlerini her kim olurlarsa olsunlar ve nerede şehit düşerlerse düşsünler iftiharla ilan ederiz!" diye cevaplamış.
EBUHADİ TV