Şehidimiz Serdarımızı Anlamak - Emin GÜNEŞ - TEVHİD HABER.COM
Din, dünya ve ahirette saadet vasıtası olarak tarif edilir. Bizler, "Rabbenâ âtina fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten” dileğinde bulunuruz.
Dünya saadeti için mal, mülk, makam ve servet gibi araçlara ihtiyaç olur. Bunları edinmek için yoğun çaba sarf ediliyor. Mesela Doktor, Hâkim, Vali, General, gibi bazı dünyevi makamlara ulaşmak için insanlar neredeyse çocuklarını bebeklikten eğitime alıyor; çocukluklarını yaşamalarına fırsat vermiyor; özel okullar, kurslar, bitip tükenmek bilmeyen sınavlarla adeta hayatlarını çekilmez hale getiriyorlar. Maalesef pek azı bu konuda istediği yere gelebiliyor çoğu da amacına ulaşamıyor.
Dünyada olduğu gibi, ahiret yurdunda da bazı mevki ve makamların olduğunu biliyoruz. Bunlar; Peygamberler, Şehitler, Salihler, Sıddıklar ve sairedir. Peygamberlik makamı ancak Allah cc tarafından yapılacak atama yoluyla gelinen bir makamdır. Ancak peygamberlikten sonraki en yüce makamın Şehadet olduğu ve insanın bu makama Allah’ın izni ve göstereceği çaba ile ulaşacağı biliniyor.
Şehadet makamının dünyevi makamlardan hiç biri ile kıyas kabul edemeyeceği, Müminlerin malumudur. Nasıl dünyevi makamlar için mekteplere ihtiyaç varsa Şehadet için de mekteplere ihtiyaç vardır. “Şehadet mektepleri” kuşkusuz cihad cepheleridir. Savaşılmadan cephelere koşmadan bu devirde ateş ve barut kokusu olmadan mezun olmak imkânsızdır.
İşte Şehit Kasım Süleymani hem birçok cephedeki şehadet mekteplerimizin kurucusu, hem de birçok öğrencisini mezun etmiş, şehadet diplomalarını vermiş öğretmendir. Kendisi de uygulamalı olarak aldığı en üst düzey eğitimin sonucu bu makama ulaşmak, bu mektebin mezunları arasına girebilmek için ömrünün en az üçte ikisini cephelerde harcamıştır.
Dünyevi mevki ve makamlar ile mastır ve doktora gibi ileri düzeyde eğitim için insanlarımız genellikle Amerika’yı seçerler. Ne gariptir ki Şehadet makamının en yücesine kavuşmak için de Amerika ile savaşı seçmek gerekiyor. Amerika ile savaşmak Amelikalıların komutanı Calutla savaşmak gibidir. Kitabı Kerimimizin bize bildirdiğine göre Amelikalılar öyle büyük bir güce sahip idiler ki ordular bu güç karşısında savaş azim ve kararlılıklarını kaybediyor, savaşmadan dizlerini bağı çözülüyor, savaş meydanına gelme cesareti bile gösteremiyorlardı. İşte Şehidimiz eğitimini bu cephede tamamlamıştır elhamdülillah.
Nasıl ki çok zeki ve başarılı gençler birden fazla üniversiteden mezuniyet diploması alıyorlarsa şehidimiz de çok sayıda şehadet üniversitemizden diploma almıştır. Başta cephelerimizin en mukaddesi olan Kudüs cephesi olmak üzere Bosna, Afganistan, Suriye, Irak, Lübnan, Filistin, Yemen gibi cephelerimizde şehadet için gayret sarf etmiştir. Onun Kudüs gücü komutanı olarak verdiği gayret sonunda haklı olarak Kudüs mücahitlerinin en büyük siyasi yapısı olan Hamas tarafından “Şehid’ül Kudüs” olarak ilan edilmesine vesile olmuştur. “Kudüs şehidi” makamı kuşkusuz şehadet makamları içinde ayrı bir yere sahiptir.
Her ırk ve mezhepten müminlerle omuz omuza yine her ırk ve mezhepten İslam düşmanları ile savaşmıştır. Bosna ve Afganistan’da süper ülke olarak bilinen Ruslarla savaşırken diğer cephelerde dünyayı çiftliği gibi yönetmeyi hakkı olarak gören zamanın Firavunu Amerika ile savaşmıştır. Öyle ki vakti zamanında kendisine düşmanlık eden Peştunundan Kürdüne Arabından Azerisine kadar dara düşen herkesin yardımına koşmuştur.
Saydığım cephelerdeki fotoğraflarını görmeseydim, cephe arkadaşlarını dinlememiş olsaydım ve bir İranlı O’nu bana anlatsaydı asla inanmazdım. “Böyle bir insan ancak kahramanlık masallarında olur, ne kadar abartmayı seviyorsunuz, bana masal anlatmayın” derdim. Şehadet şerbetini içmek nasip olmasaydı belki de 2006 Temmuz harbinde sadece Seyyid Hasan Nasrallah ve Şehit İmad Muğniye’yi bilecek onu hiç bilmeyecektik.
Biz ‘şehadeti’ makamların en yücesi olarak gördüğümüz gibi kanlarının bereketinin davamıza kazandırdıklarının hadsiz hesapsız olduğuna inananlardanız. Bazen sayısız silahın ya da milyarlarca doların getirisi bir şehidin davamız için kazandırdıklarına ulaşamaz.
İzinden gittiği Aziz Şehitlerimiz Hz. Ali (ra), Hz. Hüseyin (ra) nasıl Hak batıl savaşından hak tarafını bize işaret etmiş ve nasıl Hz. Ali (kv)’den nefret bize Münafıklıkları tanıtmış ise bu aziz şehidimiz; hem batılı, hem de mebzul miktarda münafığı yakından tanımamıza vesile olmuştur.
Serdarımız Kasım Süleymani’nin şehadetini coğrafyamızdaki işgalcilerin defolmasına vesile kılan Rabbimize hamdolsun. İsrail’siz bir dünyada Özgür Mescid-i Aksa’da Kudüs’ün kılıcı zaferinin kahraman mücahitleri ile birlikte onun şehadetini anmayı nasip etmesini yüce Rabbimden diliyorum.
Emin GÜNEŞ- Tevhidhaber