Dün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Endonezya dönüşü neler söylediğini aktardık...
Dedikleri özetle şöyleydi:
“Terörist saldırılara karşı daha fazla sabredemezdik... Türkiye, 90’lı yıllara dönmez ama terör saldırılarına da seyirci kalamayız... Rusya Devlet Başkanı Putin, Esed’den vazgeçebilir... Partilerin kapatılmasına öteden beri karşıyım... Bir suç varsa, onun cezasını partiler değil, suçu işleyenler çekmeli... Paralel Yapı konusunda TSK da son derece hassas... Kobani’nin 2 güne kalmaz düşeceğini söyleyen ABD Başkanı Obama’ydı, ben kendisine düşmemesi gerektiğini söyledim...”
Evet, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söyledikleri özetle bunlardı...
MEDYADAKİ PKK LOBİSİ!
Erdoğan’ın söyledikleri;
“Gerçeğin ta kendisi”ydi...
Ne var ki;
“Türkiye’de Paralel’in sözcülüğünü” yapan ya da “PKK lobisi”ne teslim olan gazete ve televizyonlar, bir “algı operasyonu” yürütüp, halka,“gerçeğin tam tersini” anlatıyorlar!..
Neymiş;
“DAEŞ ve PKK’ya yönelik operasyonlar, Türkiye’yi bölgesel bir savaşın içine sokabilir”miş!..
Dahası; “AK Parti Hükümeti, Türkiye’yi yeniden 90’lı yıllara döndürmek istiyor”muş!..
Bunu söyleyenler kim?..
Hem “Aydın Doğan medyası içine çöreklenen PKK lobisi”, hem de“Fetullah Gülen Locaefendi’nin gazeteleri!”
İçlerinden bazıları; “Öldürülen 2 polis için, hiç Kandil bombalanır mı?”diyecek kadar kafayı yemişse, anlayın artık, “kimleri koruduklarını!”
Bunu söyleyenler;
Resmen ve alenen “PKK ile iş tutanlar”dır, teröristlere “kol-kanat germek”isteyen “yardım ve yatakçılar”dır!..
Lâmı-cimi yok;
Bunlar, “medyadaki PKK lobisi”nin militanlarıdır!.. Bunlar, “PKK’ya yardım ve yataklık edenler”dir!.. Bunlar; “terörün ekmeğine yağ sürenler”dir!.. Bunlar, Kandil’deki “eli kanlı teröristler”le röportajlar yapıp, onları “cici çocuklar” olarak göstermeye çalışanlardır!..
Bunlar “gazeteci” filan değil, “PKK’nın uşakları”dır!..
Tabiî;
“PKK da, Üst Akıl’ın uşağı!”
Söyleyin Allah aşkına;
l PKK’lı teröristler, Ağrı Doğubeyazıt’taki Karabulak Karakolu’na 2 ton patlayıcı yüklü traktörle intihar saldırısı düzenleyip, 2 askeri şehit ederken!..
l PKK’lı teröristler, Şanlıurfa Ceylanpınar’da, hem de “yataklarında uyuyan” 2 polisi enselerinden kurşunlayıp, katlederken!..
l PKK’lı teröristler, “Kürt köylüsüne traktör taşıyan TIR’ları” durdurup, yakarken!
Uzatmayalım;
lÇözüm sürecini baltalayan terör örgütü PKK tarafından son 9 gündegerçekleştirilen kanlı eylemler sonucunda 11 şehit verilip, 42 kişi de hayatını kaybederken, hâlâ “PKK’dan Taraf’a” olmak, ancak ve ancak“vatan hainliği” ile izah edilir!..
GEÇ BİLE KALINDI!
“Paralel medya” ve onlarla aynı paralelde yayınlar yapan Aydın Doğan medyası; tüm bu “katliam”ları hâlâ görmüyor ve diyor ki;
“Kandil niye bombalanıyor?”
“Türkiye 90’lara dönüyor!”
“Türkiye, bölgesel savaşa sürükleniyor!”
Eee, ne olacaktı peki?..
Devlet, “eli-kolu bağlı beklesin” ve “katliam”lara göz mü yumsun?..
Bence, fazla bile sabretti!..
“Geç bile kalındı!”
Hatta, bu operasyonlarla yetinilmemeli, “daha da sert” olunmalıdır!..
Şu hâle bakın;
Adam, “kaleşnikof”u almış eline, “yürüyüş” yapıyor!..
Hem de, “caddenin ortası”nda!..
Onu gördüğün anda;
“İndireceksin aşağı!”
Elinde “molotof”, yüzünde “maske” mi var, “gözaltına almaya” filân çalışmayacak, sıkacaksın topuğuna, yatıracaksın yere!..
Çok mu acımasızım?..
Evet, acımasızım!..
Sen, “uykudaki 2 polisi” katledersen, bir karakola “2 ton bomba” ile saldırır, “köprü”leri uçurur, “yol”larda mayın patlatır, TIR’ları yakarsan, bu demektir ki; senin “barış” diye bir derdin yok!..
Sen, “çatışma” istiyorsun!..
Sen, “çözüm” filan değil,
“Kaos” istiyorsun!..
Sen ki, elinde “silah” taşıyorsun, o halde “barış düşmanı” bir“terörist”sin!..
O halde; “Devlet”in de, sana “anladığın dilden cevap vermeye” hakkı vardır!..
Hatta, buna mecburdur!..
Öyle ya;
Devletin görevi, “Türkiye’nin huzuru ve güvenini sağlamak” değil midir?.. 78 milyon insan, “devlet nerede” diye soruyorsa, işte orada devlete düşen,“huzur ve güven ortamını korumak”tır!..
Kimse laga-luga yapmasın!..
Hiç kimse de; “Çözüm Süreci’ne sahip çıkıyor” görünüp de, “demokrasi ve barış havariliği”ne filan soyunmasın!..
Bir yerde “terör” varsa,
Orada “barış” yoktur!..
“Barış ortamını dinamitleyen” de, kesinlikle AK Parti iktidarı değil, “PKK ve onun talimatlarıyla hareket eden HDP’dir!”
Evet, sırtını; “YPG’ye, YPJ’ye ve PYD’ye yaslayan HDP!”
Evet; “PKK terör örgütü değil, bir halk hareketidir” diyen HDP!..
Evet; “PKK’nın Türkiye’yi tükürükle boğacağını” söyleyen HDP!..
HDP’liler, bütün bunları söylerken, siz hangi “barış”tan, hangi “süreç”ten bahsediyorsunuz Allah aşkına?!?..
Ortada “barış” mı kaldı?..
Ortada “süreç” mi kaldı?..
SÜRECİ KCK DİNAMİTLEDİ!
İşte, Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki gün açıkladı... Dedi ki; “15 Temmuz’da ben Selahattin Demirtaş ile görüşürken; aynı saatlerde KCK, sözde halk savaşını başlatma talimatı verdi...
19 Temmuz’da, yani Suruç’taki patlamadan bir gün önce, KCK adına konuşan Cemil Bayık; silahlanma ve halk savaşına hazır olma talimatı verdi!..”
Ve sordu Davutoğlu;
“Siz kime karşı savaşıyorsunuz?.. Kiminle savaşıyorsunuz?.. Kim adına, hangi savaşı başlatıyorsunuz?”
Bu “soru”lardan da anlaşılıyor ki; PKK’nın, KCK’nın ya da HDP’nin “barış”diye bir derdi yoktur!..
Onların derdi, “savaş”tır!..
“Türkiye’ye karşı savaş!”
O halde, “devlet” ne yapacaktı?.. Herhalde, “eli armut toplayacak”değildi!..
Madem öldürüyorsun,
Sen de öleceksin!..
Madem yakıyorsun,
Sen de yanacaksın!..
Madem bombalıyorsun,
Sen de bombalanacaksın!..
Olan budur!.. Yapılan budur!..
Bunu “devlet” istemedi!..
Bu tercihi PKK yaptı!..
Hem de “Öcalan’a rağmen” yaptı, “Çözüm Süreci’ne rağmen” yaptı!..
DEMİRTAŞ BİR PROJE!
O Öcalan ki;
“Ben yerliyim!.. Ben bu toprakların çocuğuyum... Selahattin Demirtaş ise uluslararası bir projedir” diyerek, “olan-bitenler”in de, aslında“uluslararası bir proje” olduğunu gözler önüne sermiştir!..
Öcalan’ın bu sözleri elbette tartışılır!.. Öyle ya; “PKK da bir proje”ydi veAbdullah Öcalan da, “30 yıl boyunca bu projenin taşeronluğunu” yaptı!..
Evet, Apo da tartışılır!..
Ne var ki; Selahattin Demirtaş hakkında söylediklerini de yabana atmamak ve “kayıtlara geçirmek” lâzım!..
Evet, “Demirtaş bir proje”dir!..
ÖNÜNÜ PARALEL AÇTI!
Paralel Yapı tarafından yürütülen “KCK operasyonları” esnasında, “BDP ya da HDP liderliği” yapabilecek binlerce Kürt kurmay tutuklandı ve içeri atıldı!..
Paralel Yapı, o “operasyon”ları özellikle yaptı ki; “Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ gibilerin önü açılsın!”
Lütfen dikkat;
“KCK operasyonları” esnasında Paralel Yapı’ya ateş püskürüp, demediğini komayan ve Paralelcileri “özür dilemeye” çağıran Selahattin Demirtaş; bu operasyonların “kendi önünü açmak için yapıldığını” anlamış olmalı ki, bugün aynı Paralel Yapı için; “Biz, cemaatlerin varlığına karşı değiliz”demektedir!..
Ne demektir bu?..
Paralel Yapı’nın kendisi, bir “Uluslararası Proje” olduğuna göre, Selahattin Demirtaş da “projenin projesi”dir!..
Hele söyleyin; “KCK operasyonları” olmasaydı, bugün HDP’nin başındaSelahattin Demirtaş veya Figen Yüksekdağ gibi “figür”ler olabilir miydi?..
Uzun lâfın kısası;
Paralel Yapı, sadece HDP’yi değil, aynı zamanda “PKK ve KCK’yı da dizayn” etmiş ve böylece “bugünkü terör ortamı”na zemin hazırlamıştır!..
BU ADAM MI BARIŞÇI?
Sizin anlayacağınız;
Bir yandan PKK ve HDP, bir yandan Paralel Yapı, bir yandan da “PKK lobisi”nin çöreklendiği Aydın Doğan medyası; hem “PKK ve HDP’yi aklamaya”, hem de “Çözüm Süreci’ni bitiren iktidar!” algısı oluşturmaya çalışıyor!..
Tabiî, “Tayyip Erdoğan düşmanlığı ve nefreti” de, gözlerini kör etmiş vaziyette!.. O kadar “kör”ler ve o kadar “düşman”lar ki;
“Demirtaş’ın kardeşinin Kandil’de terörist yetiştirdiğini!.. Yaptığı sokak çağrısı ile 6-8 Ekim’de 53 Kürt vatandaşın öldüğünü!.. Kandil’e bağlılığını ve oradan aldığı talimatla hareket ettiğini!.. Öldürülen PKK’lı teröristler için taziyeden taziyeye koşarken, şehit asker-polisler için bir taziye bile yayınlamadığını” hiç gündeme getirmiyorlar!..
Tam aksine, onu hâlâ “barış güvercini” diye yutturmaya çalışıyorlar!..
Tayyip Erdoğan’a yönelik “kin ve nefret” duyguları gözlerini o kadar kör etmiş ki; ellerinden gelse “Türkiye’nin cayır cayır yanması”na bile ses çıkarmazlar!..
Anlayacağınız; böyle bir “ihanet örgütü” ile karşı karşıyayız!..
Bunlar “Türkiye düşmanı” bütün örgütler, devletler ve ajanlarla iş tutarlar, diğer terör örgütlerine destek verip, “Güçlü Türkiye”nin önüne “takoz”koyarlar!.. Bunlar, “Şeytan”la bile iş tutarlar!..
Özetleyecek olursak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi;“Türkiye’nin 90’lı yıllara döneceğini” söyleyen bunlardır ama farkında değiller ki, “bunların zihinsel yapısı, 90’ların da gerisinde”dir!..
Yani, hem “geri zekâlı”, hem de “gezi zekâlı”dırlar!..
Erdoğan’ın, sorularımıza verdiği cevapları, ben böyle okudum...
Peki, siz nasıl okudunuz?..
**************************************************************************************
Demirtaş öyle bir sanatçı ki; zorda kalıp kıvrandığında, hemen kıvırıyor!
Hani; “Ne marifetli adam... On parmağında on marifet var” deriz ya; böyle birini Küba’ya gittiğimizde görmüştüm... Adamın biri, önünde bulunan “8-10 müzik aleti”ni aynı anda çalabiliyordu... Ağzında “mızıka” vardı, bir eliyle “davul”a vururken, diğer eliyle “zil” çalıyordu... Ayaklarının biriyle bir enstrümanı, diğeriyle başka bir enstrümanı kullanıyordu!..
Hani, bir de ortaya çıkıp “dans” etseydi, tam olacaktı!.. Gerçekten çok marifetliydi...
Ama, şimdi görüyorum ki; Selahattin Demirtaş, o “Kübalı”dan çok daha maharetli!.. Baksanıza; CNN Türk ekranlarına çıkıp, bir eliyle “saz” çalıyor, diğer eliyle “Kandil’e selâm” çakıyor!.. Ağzıyla “barış türküleri” söylüyor, eliyle; “Teröristler, ilk hedefiniz sokaklardır” diye “kaos ve çatışma”yı işaret ediyor!..
Üstelik; “iyi de kıvırıyor!”
Hele okuyun, 1. sayfamızdaki “Demirtaş’ın 5 yalanı”nı!.. 19 Aralık 2014’te farklı, 26 Aralık’ta farklı!.. 1 Mart’ta farklı, 13 Temmuz’da farklı!.. 25 Temmuz’da farklı, 1 Ağustos’ta farklı!..
Sürekli kıvırıyor!..
“Dün, dündür” diyen Demirel bile bu kadar “oynak”, bu kadar “kıvrak”değildi!.. Demirtaş ise; hem “gerdan” kıvırıyor, hem “bel”, hem de “kalça”kıvırıyor!.. Bu kabiliyet, “rakkase”lerde bile yok!.. Küba’da o adamı görünce, “Bizde, niye böyle sanatçılar yok?” diyerek hayıflanmıştım amaSelahattin Demirtaş’ı görünce, dedim ki; “O Kübalı, Demirtaş’ın eline su bile dökemez!”
O kadar “sanatçı” yani!..
Üstelik, iyi de kıvırıyor!..
yeniakit