Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti"nin ilk partisi, Atatürk"ün kurduğu parti olmakla her daim övünen "Tek" partimiz CHP, halkı ile bütünleşmeye karar vermiş. İyi de vermiş ama biraz geç vermiş. Umarım geç olsun güç olmasındaki teselli geçerli olur CHP"nin bu yeni açılımında. Çünkü geç olduğu kadar güç olacağından da korkarım. Açılım tarihi hezeyanlarla yüklü zira. Açılım yapacağız derken ellerine yüzlerine bulaştırmaları işten bile değil çünkü. Hatırlayınız çarşaf açılımı nasıl sonlandı. Deniz Baykal yönetimindeki parti gitti çarşafa sarıldı. Hayır, insan biraz makul düşünür. Siz bir taraftan değil çarşafı, başörtüsünün bir milimini bile görmeye tahammül edemeyeceksiniz, diğer taraftan çarşafa dolanacaksınız. Bilmem, aradan bunca yıl geçtikten sonra insan düşünüyor, belki de içte bir hesaplaşmanın araçlarından biriydi bu sözde açılım. Bilemeyiz tabii. Ama dışarıdan bakınca, CHP"ye faydadan çok zarar getirdiğini açıkça söyleyebiliriz. Partinin tabanı karıştı, özellikle laik kadınlar çarşafları yırtıp ayaklarının altına alıp çiğnediler. Onların anneleri ve anneanneleri de otuzlu kırklı yıllarda, tek parti döneminde şehir şehir dolaşıp, yeter ki kadınlar çarşaflarından vazgeçsin diyerek kadınlara başörtüsü eşliğinde pardesü dağıtanlardı. O gün çarşaf çoğunlukta olduğu için ancak onu bir şekilde azaltma yoluna gidiyorlardı. Sonraki yıllarda ise tek partinin bütün uzantıları, adları ne olursa olsun, ister Ecevit"in DSP"si olsun, ister Erdal İnönü"nün SHP"si veya Deniz Baykal"ın ve Kılıçdaroğlu"nun CHP"si; ki bütün bu partiler aynı yerden gelir aynı yere giderler, aralarındaki tek fark kimin lider olacağı konusunda içte yaşadıkları anlaşmazlıktır ki bundan bölük pörçük olmuşlardı, işte bütün bu partiler ne zaman başörtüsü serbestisi için bir adım atılsın hemen hiç beklemeksizin yola taş koyarlar. Bununla da gurur duyarlar. Vel hasıl 2008 yılındaki çarşaf açılımı ile CHP yol katedemedi, rozet taktığı çarşaflı kadınla kalakaldı.
Şimdi ise hazırlayıp teşkilatlarına dağıttığı kitapçıkla halka yakınlaşmanın yollarını arıyor besbelli CHP. İzmir bölgesinde dağıtılan kitapçıkta CHP"lilerden bir yere girince selamün aleyküm demeleri, çıkarken Allah"a ısmarladık veya Allah"a emanet olun diyerek ayrılmaları isteniyor. Dilleri ne denli dönecek CHP"lilerin bu sözlere ama umarım başarırlar. Zira insanlar için bir nebze ölçüdür kullandıkları kelimeler, kelime seçimleri. Ama tabii bir selamla bitmiyor iş. Selamın arkasından ne anlatacağınıza bağlı asıl arkada bırakacağınız intiba. Selamün aleyküm dedikten sonra insanların başlarını örtmelerine, sakallarına karışır, onları dini inançlarından dolayı küçük görürseniz olur mu"kimse samimiyetinize inanır mı"
Kitapçıkta evlere ayakkabı ile girilmemesi uyarısı yapılıyor" Eve ayakkabı ile girmek, girebilmek". Hatırlarım, 28 Şubat"ın medyası, ama sonradan Ak Parti döneminde de bükemediği eli öpen ve bu sefer kenarından köşesinden Ak Parti"ye yanaşan medyadan bir gazete, içindeki kötülüğü saklayamadığı bir anda, Başbakan Erdoğan"ın evinde ayağındaki terliğe kilitlenmiş, konuyu nasıl bir başbakan evde ayakkabı giymeze getirmiş, kendince küçük görmüştü" CHP ayakkabı giymeme uyarısını yapmadan önce belki de ön bir araştırma yaptırmalıydı, Türkiye"de kaç evde namaz kılınıyor, insanlar namaz kıldıkları yere sokaktaki pisliği sokar mı diye" Böylesine temizlik obsesyonu olan bir milletin evine ayakkabı ile girmek oy kazandırır mı kaybettirir mi o da ayrı bir mesele"
yeniakit