Mehmet Altan-Star
Şemdinli'yi Unutmak ve Unutturmak
‘Yargıtay 9. Ceza Dairesi, dün Şemdinli davasıyla ilgili sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz hakkındaki 39 yıl 5 ay 10’ar gün hapis cezası kararını ‘eksik soruşturma’ gerekçesiyle bozdu...
Davanın temyiz incelemesini sonuçlandıran Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin Kaya ve İldeniz’i ‘adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs’ suçlarından 39 yıl 5 ay 10’ar gün hapse mahkum eden kararını neden bozdu?
Usul yönünden... Yani... Daire, davaya bakmakla görevli yerel mahkemenin ‘askeri mahkeme’ olması gerektiğine hükmetti.
***
Gerekçe...
Daire’nin kararı bozma gerekçesinde, sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz’e yüklenen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 302 ve 316’ıncı maddelerindeki suçların maddi ve manevi unsurları itibariyle oluşmadığı belirtildi.
Nasıl? Gerekçede ‘Asker olan sanıkların terör örgütünün işlediği suçlarla aynı suçu işlediklerine ilişkin nitelendirme hayal gücünün de ötesinde tamamen varsayımlara dayalı, hukuki değerden yoksun düşünceye dayanmaktadır’ denildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Susurluk Komisyon raporu da demek ki ‘hayal gücünün ötesinde...’ Çünkü orada da böyle şeyler var.
Üniforma var ise ‘terör’ yoktur... Bu hangi ceza maddesinde yazıyor, insan merak ediyor.
Gerekçede ayrıca, başka bir davada yargılanan itirafçı sanık Veysel Ateş’in dosyasının da Kaya ve İldeniz’in dosyası ile birleştirildikten sonra yerel mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiği ifade edildi.
***
Ben, gördüğümüz o görüntülerin bizlere unutturulacağını çok öncelerden söylemiştim.
Marmara depreminde ölen binlerce insanın suçlusu bulundu mu ki Şemdinli yol alabilsin.
Gördüklerimizin unutulduğundan habercilerinde kuşkusu var ki haber sitelerinde olayın ne olduğunu yeniden hatırlatmışlar.
Şunlar yazılı: ‘Şemdinli’de 9 Kasım 2005’te eski PKK’lı Seferi Yılmaz’a ait bir kitabevi bombalanmış, patlamada Mehmet Zahir Korkmaz adlı bir kişi hayatını kaybetmiş, beş kişi yaralanmıştı. Kitabevine bombayı attığı öne sürülen bir kişinin sığındığı otomobil halk tarafından durdurulmuş ve içindeki üç kişi (PKK itirafçısı Veysel Ateş ile astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz) tartaklanarak polise teslim edilmişti. Aynı gün otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan’ın üzerine de ateş açılmış, bir kişi de burada ölmüştü. Ateş açan kişinin uzman çavuş Tanju Çavuş, olayda ölen kişinin de Ali Yılmaz olduğu belirlenmişti.
Keşif sırasında, astsubaylara ait olduğu belirtilen sivil arabanın bagajında üç Kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkari ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitabevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği belirlenmişti. Olaydan bir gün sonra PKK itirafçısı Veysel Ateş, kitabevine bomba attığı gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine konurken, astsubaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.’
***
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinde, yerel mahkeme kararının eksik soruşturma ve esastan bozulmasını talep etmişti. Yargıtay’da ilgili daire de oy birliğiyle bu talebe uydu. Bakalım, şimdi Van Ceza Mahkemesi ne yapacak. Yargıtay bu davaya askeri mahkemenin bakmasını istemekte.
Çift başlı yargı gibi bir ucube sistem anlaşılan sivil yargıyı huzursuz etmiyor.
Siyaseti de etmemişti...
***
Van Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın kararına uyarsa dosya askeri mahkemeye gidecek. Sonrası muhtemelen çok sürpriz değil.
‘Yargıyı hizaya getirmek için bir iki bomba patlattığını açıklayan’ Altay Tokat’a bir şey oldu mu? Olmadı. Başka ‘iyi coçuklara’ neden olsun ki?’ Yukarda özetleyerek aldığım ‘Güle Güle Şemdinli’ başlıklı yazıyı 17 Mayıs da yazmıştım..
***
Önceki gün... Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyasını Askeri Mahkeme’ye gönderdi. Daha vahimi...
Haberi star ve Yenişafak dışında hiçbir gazetenin birinci sayfasında görmedim... Zaten gazetelerin çoğunluğunda da bu haber yoktu. Şemdinli usuldan usuldan gitmekte.
***
Hukuk bir bütündür. Ya vardır, ya yoktur.
‘Bazen vardır, bazen yoktur’ diye hukuk sistemi olmaz. Hukuk skandallarına aldırmayan bir toplum... Hukuksuzluğu kabul etmiş demektir. Bu, ‘güvenli bir hayat’ sürdürme imkanından da vazgeçmek anlamına gelir.
Şemdinli’de olanlara ses çıkarmayanlar...
Neyi kabullendiklerini iyi bilsinler.
Hukuksuz bir toplumda zorbalık uğursuz bir piyango gibidir.
Size de çıkabilir.