Erdoğan, "Bu süreci tamamına erdireceğiz" diyerek açılımın durmayacağını bir kez daha duyurdu. Başbakan günlerdir süren sokak eylemlerine tepkisini ise şöyle dile getirdi: Serap yavrumuzu otobüste molotof kokteyliyle yakanlar kim? O çocukları mazlum mu göstereceksin?
Başbakan Erdoğan İstanbul'daki törende demokratik açılım sürecine devam edileceğini tekrarladı. Milli birlik ve kardeşlik sürecini sabote etmek isteyenler olduğunu belirten Erdoğan şunları söyledi:
* ÖZGÜVENİMİZ TAM: Türkiye'yi milli birlik ve beraberlik sürecini güçlendirerek yarınlara taşıyacağız. Bizim özgüvenimiz tam. Bizler ülkemizi korkuların esir almasına tahammül edemeyiz. 7 yıldır buna müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Yıllarca bu milleti korkuttular, sindirdiler, tehdit ettiler. Ne kazandılar, koca bir hiç.
* ÇÖZMEDEN DURABİLİRDİK: Biz çözümsüzlüğü, çözüm olarak görmedik. Bizden önceki siyasi iktidarların yaptığını biz de bunu çözmeden yapabilirdik. Ülkenin hiçbir kronik meselesine el atmadan, hiçbir son sözle lafla güzel nutukla propagandayla popülizme Türkiyenin yıllarını heba edebilirdik. Bir el yağda bir el balda olanlardan olabilirdik. O zaman milletimizin huzununa alnımız ak başımız dik çıkamazdık.
* SABOTAJCILAR VAR: Milletimiz adına her ne pahasına olursa olsun bu süreci tamamına erdiredeceğiz. Sinsice bu süreci sabote etmeye çalışanlar var. Sorumsuzca düşüncesizce, pervasızca tahrik etmeye çalışanlar var. Ülkemizdeki kardeşliği, birliği, bütünlüğü bozup bundan kendisine siyasi çıkar sağlamının peşinde olanlar var.
* KÜRTLER CEVAP VERSİN: Şu anda ülkemizin bazı yerlerinde terörist gruplar bir şeyler yapıyor. Bahaneleri ne? İşte terörist başı şöyle oluyor, böyle oluyor. Adalet Bakanlığı durumu gösterdi. Hepsi yalan AB standartlarının üstünde bir F tipi cezaevi yapılmış, resimleri yayınlandı. Bütün bunlara rağmen provakatif eylemler yapmak suretiyle kendisini buralardan siyasi olarak nemalandırmak isteyen bazı siyasi parti grupları da bu süreci kendine göre değerlendirmek istiyor. Benim milletim bunlara karşı uyanık olacak. Özellikle Kürt kökenli vatandaşlarım bunlara gereken cevabı vermeli, bu oyuna gelmemeli.
* ÇOCUKLARI KİM KULLANIYOR: Milli birlik ve kardeşlik, demokratik açılım süreci çok önemli. Hep birlikte çalışacağız. Bizi ayırmak, bölmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Sokakları illegal eylem alanı haline getirenlere, çocuklara şöyle öyle diyenlere sesleniyorum: O çocuklara molotof kokteyli attıran, o çocukları terörist eylem için kullanan kim?
* ADİL OLUN, ADİL: 18 yaşındaki Serap yavrumuzu otobüste molotof kokteyliyle yakanlar kim? O, çocuk değil mi? O çocukları mazlum göstereceksin, o molotof koteyliyle yanan yavruyu ne göstereceksin? Adil olun, adil. Milletimizin huzurunu kaçırmak isteyenler, kendi karanlık yüzlerini işte böyle ortaya koyuyor. Milletimiz bu tahriklere alet olmayacak. Sorumsuz davranışlar karşısında hislerimize hakim olalım.
* HUKUK GEREĞİNİ YAPAR: Bu ülkenin güvenlik güçleri, hakimleri, savcıları gerekene gereken yerde yapacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmaz. Bu süreç ak ile karanın apaçık ortaya çıkacağı bir süreçtir. Kimin gerçekten çözümü arzuladığı, kimin Türkiye'yi karanlıklara mahkum etmek istediği, apaçık ortaya çıkmıştır. Kimin gözyaşlarını dindirmek istediği, kimin o gözyaşlarından beslendiği ortaya çıkmıştır.
AB KÜLTÜRÜ hoŞgörüdüR
Başbakan Erdoğan, Ortaköy'deki AB Merkezi Ofisi'ni de açtı. Erdoğan "Minareleri sorgulayan, kılık kıyafetinden, inançlarından, geleneklerinden dolayı insanları dışlayan, farklılıklara karşı hoşgörüsüz anlayışları engelleyemeyen bir Avrupa kültüründen de Avrupalılık idealinden de uzaklaşır" dedi.
'Basına kızdığım zamanlar oluyor'
ErdoĞan konuşmasında yine basına yüklendi: "Basına kızdığım zamanlar oluyor. Nefsimden değil, canım yandığından, milletimin canı yanmasın diye... Televizyonu açıyorsunuz. Burada bu vuruldu, şu vuruldu. Şu kadar general şuraya çağırıldı, şu kadar albay şuraya çıkarıldı. Bununla teröre bir şeyler taşıyorsunuz. Bunu yapmak kime ne kazandırıyor. Bu tezgahı kuranlara kazandırıyor. Zaten iş yargıda, yolunda gidiyor. Yargı gerekli kararı verecektir. Her gün yazıp çizmede, televizyonda seslendirmede ne var. Bu millete anlatacağız, yol gösterecek güzel şeyler yok mu? Bunlar mı güzel şeyler, bunlar mı bize bir şey kazandırıyor? Hayır, hayır, hayır. Milletimize ufuk verecek şeyleri anlatma dertleri yok. Hep vuruşturma, kızıştırma, dert bu. Burada dayanışma lazım, bunu sağlamamız lazım. Açık ve net söylüyorum milli birlik ve kardeşliğimiz tesis ettiğimiz sürece Türkiye'yi tutana aşk olsun. Bu gücümüz var. Elbette eleştireceksin Tayyip Erdoğan yanlış yapıyorsa eleştir. Ama sor, soruştur. Acaba bu haber doğru mu? Bana sor, inan ben sana cevabını vererim. Eleştir, bana yol göster, teşekkür ederim. Ama hakaret etme, yalan haber yapma. Bizim eleştirye tahammülsüzlüğümüz yok ama milletin birliği bütünlüğünü hedef alan, milleti galeyana getiren haberlere karşı, yalan habere karşı hassasiyetim var. Orada kızarım, kızmak da benim hakkım. Kimsenin siyasetçiye tepeden bakma hakkı yok. Biz millet adına buradayız. El pençe divan durup, emir buyurdunuz mu diyeceğim yoksa söylenmesi gerekeni mi söyleyeceğim. Milletin temsicilsini kimse aşağılayamaz.
Bu süreci insafsızca eleştirenler var. 7 yıl önce aynı köşe yazarları bu konuları köşelerine bile taşımaya korkardı, konuşamazdı. Şimdi bu konuları rahatça konuşuyor, yazıyorlar, tartışıyorlar. Demokratik açılım nerede diye soruyorsan demokratik açılım senin köşende. AK Parti iktidarı öncesinde düşüncesinden dolayı mahkum olanların sayısına bak, şimdi bundan mahkum olan var mı buna bak. Nereden nereye geldik. Özgürlük bu ama biz bunu yeterli görmüyoruz. Temel hak ve özgürlükler doğuştan kazanılan haklardır. Bunlar üzerinde kimsenin kalem oynatmaması gerekir. Tıpkı İsviçre'de olan olay gibi. İnanç, yaşam, düşünce özgürlüğü, referanduma gider mi yahu? Bunlar doğuştan kazanılmış haklardır. Şimdi dünya bunu tartışıyor. Er veya geç aslına dönecek."