Geçen gün Halkbank’ın eski bir çalışanından bir mesaj aldım. Sarraf davası ve Halk Bankası ile ilgili önemli bilgiler ihtiva ediyordu.
Göreceksiniz bu konu, hem ABD’nin, hem CHP’nin, hem de FETÖ’nün elinde patlayacak.
Bana güvenilir bir kaynaktan gelen mesajda şu tesbitler yer alıyor:
1. Halkbank hiçbir zaman İran’a para transferi yapmamıştır.
2. Halkbank hiçbir zaman İran’dan para transferi almamıştır.
3. Halkbank tamamen Birleşmiş Milletler kararlarına uygun olarak petrol karşılığı yasaklı olmayan gıda, ilaç ve benzeri malların (yasaklanmamış) ticaretine aracılık etmiştir.
4. Botaş ve Tüpraş’ın İran’dan aldığı petrol ve doğalgaz karşılığında Halkbank’daki İran’a ait TL hesaba para yatırmışlardır. Türkiye’den İran’a gıda ve benzeri mal ihraç edenler, malın İran’a ihraç edildiğini gösteren gümrük beyannamesine istinaden İran›nın Türkiye›deki hesabından bu kişiye para ödeme talimatı ile TL ve Euro olarak ödemeye aracılık etmiştir.
5. Bu işlemlerde hiçbir zaman dolar kullanılmamıştır.
6. Suç olması için Amerikan Doları’nın kullanılması ve OFAC yasaklı listesinde olan firmalara ödeme yapılması gerekir. Böyle bir işlem hiçbir zaman olmamıştır. Rıza Zarrab’ın firması dahil hiçbir firma OFAC listesinde değildir.
7. Halkbank kurumsal kimliğine asla ceza kesilmez kesilirse, “uluslararası hukuk varsa” iptal edilir.
8. Amerika’da şu an Hakan Atilla FETO’cülerin saçma sapan iddiaları ile yargılanmaktadır. FETÖ Türkiye’de terör örgütü kabul edilmektedir. Amerikan yargısı bu işten Hakan Atilla’ya ceza verirse FETÖ’nün tetikçiliğini yapmış olacaktır. FETÖ’cülerin yarım bıraktığı işi ABD’deki işbirlikçileri tamamlamış olacaktır.
9. Rıza Sarraf bir şekilde ikna edilerek Amerika’ya götürülmüştür, hem de 15 Temmuz’dan önce götürülmüştür ve 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı bugün o koltukta Recep Tayyip Erdoğan yargılanıyor olurdu.
10. Televizyonlara çıkan yorum yapan insanların önemli bir kısmı, malum media ekranlarında sanki Halkbank suçluymuş gibi bilmeden konuşuyorlar. Bu durum karşı tarafın algı operasyonuna hizmet etmektedir. Bu dava tamamen düzmece, kurgu ve komplodur. Fabrikasyon belgeler ve yalancı şahidler, şantaj yolu ile ifade alınarak hukuk adına cinayet işlenmektedir. Bu dava bu şekli ile Türkiye’yi değil, ABD’yi vurur. FETÖ’yü vurur.
11. Muhalefet ve malum media Türkiye, Erdoğan ve AK Parti düşmanlarının ve FETÖ terör örgütünün değirmenine su taşıyor.
12. Son bir ilave, Amerikan hazinesi ceza keserken mahkeme kararına ihtiyaç duymaz hiçbir zaman. İran ve Yemen işlemleri nedeniyle İngiliz ve Alman bankalarına milyarlarca dolar ceza kesildi mahkeme kararı olmadan. Peki Halkbank’a bugüne kadar neden ceza kesemediler? Mevzu şu: Türkiye politik kararlarla sıkıştırılıyor, daha doğrusu o koltukta R. Tayyip Erdoğan yargılatılmak istendi, olmayınca bununla yetiniyorlar. Herkesin bu ülkenin milli değeri olan Halkbank’a sahip çıkması gerekiyor.
Evet mesaj böyle. Aslında Türkiye’de kim kimdir görmek, bilmek istiyorsanız bu olay karşısında kim ne yönde tepki veriyor ona bakın. Siyaset dünyasına bakın, iş dünyasına bakın, Mediaya bakın. Herkesin durduğu yer belli.
Aslında ABD bir yandan ABD’den, öte yandan Suriye ve Irak üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor.. Aslında Suudilerle birlik olup, Türkiye’yi yalnızlaştırmaya çalışan bir Amerika var. Bize paramızla vermedikleri silahı terör örgütlerine bedava veren bir Amerika var. Biz kendilerinin vermediği silahı başkasından almaya kalkınca, öfkelenen bir Amerika var. Kendi savunma sanayimizi güçlendirmek için yapabileceğimiz çalışmaları engellemek adına, ihtiyaç duyduğumuz bazı teknik bilgi ve compotenenlerin satışını engelleyerek bize örtülü, dolaylı bir ambargo uygulayan bir Amerika var.
Bize karşı tavırları ortada, düşmanlarımıza karşı tavırları da.
Bizim inancımız, tarihimiz, geleneğimizle sorunları var. Ama bize düşman olan herkesle dost oluyorlar. PKK, PYD, DHKP-C, FETÖ..
Ben hepsini anlıyorum da, bu arada biz finans dünyasındaki birtakım kriptoları niye hâlâ yerlerinde tutuyoruz. Onları suyun başında tutan kim ya da! Dün onların bankasında hesap açtırdı diye işten adam atıyordunuz, ama bu sistemin kimi tepe isimleri ve / veya onlarla aynı çizgideki isimler hâlâ bu sistem içinde duruyorlar. Yukarıdaki mesajı gönderen isim bu işten çok şikayetçi.
Paranın izini sürerseniz gerçeğin kaynağına ulaşırsınız. Peki ama ya suyun başını onlar tutmuşsa.
Ekonomi ve politika! Bunlar ikisi birbirinden etkilenir ve birbirini tamamlar. Bir yerde bu ikisi “U borusu” gibidir. Ekonominin de siyasetin de bir an önce ıslah edilmesi gerekir.
Halk Bankası’na saldıranlar, nereye saldırdıklarını biliyorlar.. Musul’un intikamını alıyorlar bir bakıma.. Irak’ta TIR şoförlerimizi kim, niçin kaçırmıştı? Ya da Musul’daki konsolosluk baskınını ve rehine olayını hatırlayın.. “Türkiye gelmesin” diye DAEŞ’i oraya kim yerleştirdi. Şimdi onları Fergana’ya, Sina’ya kim yönlendiriyor?
Hedef ne Sarraf, ne Halk Bankası! Hedef Türkiye, Erdoğan ve AK Parti!
Bu süreçte kim neyle meşgul ona bakın. Allah kimi neyle meşgul ediyorsa onların akıbeti o yönde demektir. Selâm ve dua ile..
yeniakit