Paniğe gerek yok. Allah Şeytan’a kıyamete kadar mühlet verdi. Her yıl, sadece bir ay süre ile, insin ve cin’nin Şeytanları hariç geçici olarak dizginleniyor.. Yine de onun dostları onu ziyaret edip birlikteliklerini sürdürebiliyorlardı.
Arizi olan, geçici olan Şeytan’ın zincirlenmesi idi. Tabii olan Şeytan’ın serbest kalmasıdır. Bizim ondan uzaklaşmamız, onu bizden uzaklaştırmamız gerekiyor..
Yine hemen hatırlatalım, Şeytan, Allah’ın mutteki kullarına hiçbir zarar veremez, biz ona açık bir kapı bırakmadığımız takdirde. Eğer Ramazan’da donandı iseniz, Şeytan’ın ve dostlarının hilelerine karşı daha fazla donanıma sahipsiniz, daha güçlüsünüz demektir..
Gündem oldukça sıcak.. Terör yeniden fırsat kolluyor.. Henüz siyasi belirsizlik sürüyor. İsrail boş durmuyor. Esed de Sisi de.. Dünyanın dört bir yanında bir şeyler oluyor.. İmtihan şartları ağırlaşabilir ama, sonuçta bizi göre, duyan, bilen, hüküm sahibi, kadere rızga ve ecele hükmeden bir Allahımız var. Ne gam!
Paralel yapı boş durmuyor bu arada. Onu örgütleyen derin güçler ve onların yerli güçleri de. AYM’nin dershane kararı umutlarını artırdı, ama Medialarındaki durum felaket.. Bir zamanlar 1.4 milyon diye açıkladıkları tirajları şimdilerde 700 bin dolaylarında. Tirajlarının yarısını kaybettiler, kendi açıklamalarına göre. Tirajlarındaki erime devam ediyor. Gerçek ise çok daha vahim onlar açısından.. Haftalık tiraj raporlarında da bu erimenin devam ettiği görülüyor zaten.
Bu arada AYM’nin dershane kararının gerekçelerini ve muhalefet şerhlerini bilmiyoruz. Sonuç ne olursa olsun dershanelerin yeniden canlandırılması artık mümkün değil. Birileri her fırsatta ortalığı karıştırmak için elinden geleni arkasına koymayacak.. Bunu da görelim ve bilelim.. İçeriden ve dışarıdan saldıracaklar, sabırlı ve uzun soluklu bir mücadeleye hazır olalım..
İran ile batı arasındaki nükleer görüşmeler ihtiyatlı bir anlaşmayla sonuçlandı. Şimdi İran yaptırımlardan kurtulacak. Bunun iç ve dış politikasına nasıl yansıyacağını göreceğiz.. Tabii daha süreç tamamlanmadı. Ama şimdilik bir uzlaşma sağlanmış gözüküyor.
Birileri Türkiye’yi, Suriye, Irak, Ukrayna, Mısır’a benzetmeye çalışıyor.. O birileri siyasi ve ekonomik kriz için uzun zamandır var gücü ile çalışıyor.. O güç bugüne kadar anayasayı engelledi, barış sürecini sabote etmeye çalıştı, ekonomiyi krizi sokmaya çalıştı. Birileri Erdoğan’a, AK Parti’ye karşı kin duyuyor. Malesef bizden birileri de bu plana destek veriyor. Kiminin ihtirası, kiminin öfkesi gözlerini kör etmiş durumda..
Bakın, Şeytana kıyamete kadar mühlet verildi.. Her nefste Şeytana açık bir kapı olsa da biz onun aklımızı ele geçirmesine imanla engel olabiliriz. Mutlak bir gücü yok. Hannas’ın vesveseleri de öyle. Biz yalnız değiliz. Koruyan melekler var bizi. İns ve cin taifesinden bize dost olan, bizi ötekilerin şerrinden koruyan rahmani dostlarımız var bizim..
Şeytan bugünlerde fazla mesai yapacak.. onun izni tatili yok.. Bütün zaman ve mekanlarda o bizim karşımızda.. Ama unutmayalım ki, Şeytan’ın varlığı günah işlememizin bahanesi değildir..
Şeytan’ın meyhanede fazla işi yok. Zaten masiyet çukurunda nefsini ona satmış insanlar onun gönüllü kölesi.. Onlar; Şeytan bağlı iken de onun dizinin dibinde ondan gelecek görevleri bekliyorlardı. Onlar o lanet olası Şeytan’ı hiç yalnız bırakmadılar ki! Onlar; onu İlah ve Rab edinmişler. Onlar; İns’in Şeytanı olmuştur. Artık ona tapınanlar ya da onu takdis topluluklar var aramızda. Onların kapleri mühürlenmiştir.. Gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, kalpleri var hissetmezler. Onlara söylesen de söylemesen de sonuç itibarı ile bir değişiklik göremezsin.. Şeytan şimdilerde cami çevresinde, cami cemaatinin etrafında mekik dokuyor, fazla mesai yapıyor.
Masonlar, komünistler, siyonistler diye sayıp dökmeye gerek yok. Hani onlar olmasaydı dünya huzura kavuşacak da değildi.. Sonuçta karanlık aydınlığın yokluğudur. “Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın, gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın” dememiz gerek. Her şey zıddı ile kaimdir. Şeytan’ın yaratılışı ve ona mühlet verilmesinde de bir hikmet vardır. Eğer nefs verilmeseydi biz de melek olurduk ki zaten melekler vardı. İnsan olmak için, imtihan vesilesi olmak üzere Şeytan gerekli idi. Şeytan’a karşı akıl, vahiy ve hikmetle donatıldık. İnsanın insan olması için Şeytan’a gerek vardı. Yani Şeytan Şeytanlığı ile insanın insanlığına hizmet ediyor aslında, tabii ona uyup “ekmeli mahlukat” olmak varken, “esfeli safilin”e sürüklenip, “belhum adal” olanlara diyecek bir şey yok..
O Şeytan’ın askerine “yeryüzünde bozgunculuk yapmayın” derseniz, onlar “biz ancak ıslah edicileriz” derler.. İyi bilin ki, onlar bozguncuların tâ kendileridir de farkında değillerdir.. Şeytan onların gözlerini bağlamıştır. Biz onların gözünde “gerici”yiz, onlarsa “asri” yani “çağdaş”.. Bizim kitabımız sağ elimize verilecek, onların kitabı sol ellerine.. O gün iman edenlerle etmeyenler ayrıldıklarında son pişmanlık fayda vermeyecek.. Peşine düştükleri Şeytanlarının da onlara hiçbir faydası olmayacak. Bu dünyada peşinden koştukları Şeytanlarının peşinden cehenneme koşacaklar..
Hemen daha bayramın ilk gününden yazdıklarım hoş şeyler değil. Ama Şeytan pusuda bekliyor.. Zor bir döneme giriyoruz.. Şimdi tevbe etme zamanıdır, dua ve yardımlaşma, birr ve takva zamanıdır. Vahdet zamanıdır, istişare ve şûra zamanıdır.. merhamet, sabır ve affetme zamanıdır. Ramazan’ın manavi havasını bütün zamanlara ve mekanlara yayma zamanıdır. Fitne zamanı değil.
Euzü billahimineşşeytanirraciym. Bismillahirrahmanirrahiym. Elhamdülillahi Rabbil alemiyn. Selâm ve dua ile.
yeniakit