Eskiden “Sakarya” şiirini okurduk “Heyecan ve umut”la ama şimdi ezgilerin yerini hüzün dolu şarkılar almaya başladı. O şiirleri eskisi kadar rahat ve coşkulu okuyamıyoruz. “Sükut-u hayal”in yorgunluğu çöktü üstümüze. Sabahtan akşama sosyal medyada yolsuzluk, rüşvet, torpil, CoVID konuşuyor insanlar. En acısı da “çaresizlik” duygusu. “Tuz kokmuşsa” ne yapacaksınız ki. “Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an / Kehkeşanlara kaçmış, eski güneşleri an” “Sakarya saf çocuğu masum Anadolu”nun genç insanları “yokuşlarda susadı” bugün.
Bugün 1 Ağustos. 70.00 AİF (Alçak İrtifa Uydusu) aktif hale getirildi. Dünya 70.000 siber göz tarafından izleniyor. Starlinklerin devreye girmesi ile insanlık tarihinde yeni bir dönem başlıyor.
Biz CoVID’le oyalanırken dünyada başka şeyler oluyordu. 5G projesinin tamamlanması ile GlobalReset ve NeuraLink’le bir adım daha yaklaşmış olacağız.
“İnsan” artık bir “nesne” Bundan sonra o kısaca “Gender” olarak tanımlanacak. Biyolojik insan dönemi sona eriyor. Artık cinsiyeti bile belli olmayan, din, ahlak ve gelenekten bağımsız bir BİREY’e dönüşecek kişi! Biliyorum; bu “ıslah edici” rolü üstlenen “bozguncular” insanlara “yeryüzünde bir cennet ve sağlıklı, mutlu ve ölümsüz bir hayat” vadediyorlar. Akıllı şehirler, akıllı evler, akıllı otomobiller, otonom her türlü araç, uçan otomobiller, insansız robotlar, insansız hava, kara, deniz araçları insanlığın emrinde olacak.
İnsansız, insana ihtiyaç duyulmayan bir dünyada, her şey insansız hale getirilirken, makinalar ve hayvanlar birlikte entegre olarak düşündüğü bir dünyada bu kadar insana da gerek olmayacak tabi.
Sahi bu insanları ne yapacağız? Uyutalım mı, öldürelim mi ne yapalım bunları!?
“Şeytanın yeryüzünde bir cennet ve ölümsüz bir hayat” yalanına inanan birçok insan var anlaşılan.
Şimdi olacakları bekleyin. Mesela, benim dedem 1. Dünya Savaşını yaşadı, Babam 2. Dünya Savaşını yaşadı. Ben, adı konulmadık bir dünya savaşı olan soğuk savaşı yaşadım. Böyle giderse, benim çocuklarım yeni bir dünya savaşının şahidi olacaklar.
Kimi Mesih gelecek diye bekliyor, kimi Mehdi’yi bekliyor, kimi Deccal ya da antKrist gelecek diye bekliyor. Dabbetül Arz var, Yecüc - Mecüc (Hristiyan dünyasındaki karşılığı: Gog-Magog) var. Kıyamet aynı zamanda fitne zamanıdır. Bundan sonra daha çok deprem olacak, daha çok tabii afetler, fırtına, hortum, çökme, şimşek, havada, karada ve denizde afetler yaşanacak. Yeni hastalıklar, toplu ölümler, intihar, cinayet olaylarının, terör olaylarının yaşanması ya da savaşlar sürpriz olmayacak.
İnsanlarda kısırlık yanında daha çok kız çocuk dünyaya gelmesi, düşük ve sakat doğumlar olması beklenecektir. Gelecek günlerde, aylarda daha fazla kanser, alzaymır, kalp, genetik hastalıklar, alerji, akciğer ve solunum yolları hastalıkları, göz hastalıkları gibi hastalıklarda artış beklenebilir.
Kedilerin doğum düzenlerinde bir dengesizlik görülüyormuş. Kedi doğumlarında artış söz konusu.
Büyükbaşlarda buzağılarda ölüm vakasında artış var. Köpeklerde doğurganlıkta düşüş var. Keçi ve koyunda tek ve erkek doğuyor.. Kelebek ve kuş ölümlerinde artış var.
Evet, Yusuf Ozan Demir (@yusdemoz) 27 Ocak 2020’de yazmış: YOD: “Yeni Dünya Düzeni için bir kaosa ihtiyaç var. Bu kaos, istenilen zamanda gelecek! Geldiğinde insanlar, Yeni Dünya Düzeni’ne katılmaya zorlayacaklar! Deprem, yangın, kuraklık, sel, fırtına, salgın hastalıklar özellikle uçak kazaları zirve noktaya çıkacak!” Bunlar bilinmiyor değildi. Evet “Türkiye, Rusya, İspanya, İtalya, Siberya, Lübnan, Yunanistan ve ABD’de onlarca yerde orman yangını var.. Yeni terminolojiyle ‘yangın pandemisi’..” 2021 The Economist’inin kapağında “yeşil yangın” kumar makinasında var. Bırakın PKK ve FETÖ’yü, CoVID’i kim çıkarttı ise yangını çıkartan onlar olamaz mı? Daha doğrusu CoVID’i kim çıkarttı ise PKK ve FETÖ’yü de onlar çıkarttı desem!. Yerde aramayın düşmanınızı, “gökten başınıza siber pislik yağıyor” görmüyor musunuz? Bunlara alışacaksınız.. Bunlar daha çok artacak, biz bu akılsızlıkla onların peşinden koştukça.
Dünyanın istedikleri noktasında yangın da çıkartabilirler, patlama da meydana getirebilirler, hastalık da çıkartabilirler, trafoları da kilitleyebilirler, kitlesel ölümler de meydana getirebilirler. Kitleleri de harekete geçirebilirler. Bu GENDER’lerden oluşan BİREY’leri “sürüleştirme”den sonra artık her şey mümkün.. Zaten bir 5G, bir de chip taktınız mı, Neuralink üzerinden insanlar ve hayvanlar birer NESNE’ye daha sonra da NESNAS’a dönüşecek. TransHumanizm, şeytanın insanoğluna en büyük komplosu! Başımıza gelen felaketin adı bu.
O Wifi’ler, o cep telefonları TV’ler sizi cennete mi bağlıyor, cehenneme mi, siz mi onları yönetiyorsunuz, onlar mı sizi yönetiyor? Bakın uyku düzeniniz bozulacak. Bu tehdit bütün canlılara yönelik. Baş dönmesi, sürekli uyuklama hali ya da belli zamanlarda ani uyanmalar. Stres, strese dayalı reaksiyonlar, alerjik reaksiyonların giderek sıklaşması ve çeşitlenmesi ile hayatı yaşanmaz yapacaklar, tüm canlılar için.
Tuncay Uludağ yazmış, yangınların mekaniğini: “Enerji aktaran uydular reflektör, mikrodalga veya lazer güç vericisi ile uzaya fırlatılır. Reflektörler veya aynalar, güneş radyasyonunu güneş panellerine yönlendirir. Paneller güneş enerjisini bir mikrodalga veya lazere dönüştürür ve kesintisiz enerji dünyaya yönlendirilir. Güneşten toplanan enerjinin dünya üzerinde bir noktaya direkt, mikrodalga ve lazer ile gönderebilen birçok sistem yapıldı. PRAM Uydular ile enerji aktarma 2020’de X37N dronelar ile bile denendi. SBSP (Güneş ışınlarını toplama ve yönlendirme) LLNL lab. tarafından sergilendi. Birçok araştırma ve deney uzaydan dünyaya en iyi odaklama mesafesinin 400 ile 600 km arası olduğunu gösterdi. Bu mesafe şu an Elon Musk uyduları ve daha önce yazdığım 4 uydu internet firması tarafından kullanılıyor. Bu uydular ise düşük gecikme süresi arkasına sığınıyor. Bazı ülkeler, uzaydan yapılabilecek orman yangınları ve saldırıları komplo sanmakla yetinirken; Fransa, Japonya ve birkaç AB ülkesi bu uyduları pasif hale getirecek ve takip edecek sistemler üzerine yıllardan beri çalışmakta. Birçok yangın, bu uydular ile yapılmış olabilir.”
İyi uykular. Maske, mesafe, musluk, aynen devam. Aşınızı oldunuz mu? Sahi her konuda kavgalı iktidar ve muhalefet çevreleri, işin içinde uluslararası sistem olunca nasıl “Kurşun asker”e dönüşüyorlar. Herkes birbirine meydan okuyup tehdit ederken “uysal koyun”a dönüşüyorlar.
Sahi bu nasıl oluyor!?.
Bakın bu yangınları “Şeytanın çocukları” çıkartıyor, tamam. Dün onlar PKK’yı, FETÖ’yü ve daha birçok örgütü kullanıyordu, şimdi daha kısa sürede, daha birçok noktada, ekonomik, zahmetsiz, bunlara bile ihtiyaç duymadan bu işi yapabiliyorlar artık. Yine onları da kullanıyor olmaları sürpriz olmaz. Nostalji olsun, antrenman yapsınlar diye, ot yoldurma operasyonu da olabilir. Yoksa Starlinkler artık her türlü göreve hazır. Yine o “bizim iyi çocukları”(!?) kullanıyorlar. O “İyi çocuklar her yerde”. Bill’in adamları sahi, onlar kimin çocukları sanıyorsunuz. Neyse bugünlük de bu kadar. Selam ve dua ile.