Şimdi sırada ne var?

Abdurrahman Dilipak

Cumhurbaşkanlığı seçimini tamamladık..

Ağustos sonunda AK Parti’de kongre var.. Erdoğan yemin edip göreve başlamadan, daha başbakanı görevlendirmeden  AK Parti genel başkanını seçecek.

Yani, bu durumda, AK Parti kongresinde delegeler, aynı zamanda ilk başbakanı da seçmiş olacaklar, tabii eğer, bir milletvekilini seçerlerse. O milletvekili aynı zamanda grub başkanı olacak..

Kongreden bir gün sonra Abdullah Gül, görevini Erdoğan’a devredecek ve öyle anlaşılıyor ki, bir gün sonra da gidip kurucusu olduğu AK Parti’ye gidip üye olacak.

Bu Gül’ün siyasete devam etmek istediğinin bir işareti olarak yorumlanıyor..

Kongre tek maddelik olacak. Yani kongrede, 3 dönem konusu gündem dışı..

Yeni başbakan atandıktan sonra hükümeti kuracak, hükümet programını okuyacak ve güvenoylamasına gidecek.. Bu süreç eylül ayı içinde tamamlanır sanıyorum..

Yeni parti yönetimi ve hükümet, Türkiye’yi seçime götürecek bir hükümet olacak..

Yeni hükümetin ilk yapması gereken işlerden biri de bütçeyi hazırlamak olacak..

Ve tabii eşzamanlı olarak yatırımlar, yargı, anayasa değişikliği ve açılım politikası hükümetin öncelikli meselesi olacak..

HSYK seçimleri içinde zorlu bir süreç yaşanacak ve tabii paralel yapılanmaya ilişkin yargı süreci de iktidarın öncelikli gündemi içinde yer alacak..

Paralel yapının bu süreç içinde Erdoğan’a yönelik komplo yapacağına ilişkin iddiaların da bir türlü arkası kesilmiyor..

Rutin gündeme göre, 30 Ağustos, 12 Eylül, 29 Ekim, 10 Kasım gibi önemli tarihler var.. 4 Ekim Kurban Bayramı, onu da bir köşeye not etmek gerek..

Öyle sanıyorum ki, Erdoğan’ın Meclis’te yemin töreni sırasında CHP’liler olay çıkarmaya çalışacaklar.. Göreceğiz..

Bu arada CHP ve MHP’de kongre sancısı yaşanıyor.. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye karşı parti içinden seslerin yükselmesi sürpriz olmayacak..

Erdoğan göreve başladıktan hemen sonra, ilk bakanlar kurulu toplantısına başkanlık ettiğinde birileri bunu tartışmaya açacak.. Bu da Erdoğan’ın işine yarar gibi geliyor bana. Bir şekilde başkanlık ve yarı başkanlık, fiili bir uygulama ile birlikte konuşulmaya başlayacak. Bu Yeni Türkiye ve yeni anayasa konusunu tartışmaya açacak..

Türkiye bu tartışmaların gölgesinde milletvekili seçimine gidecek.. AK Partililer bu tartışmadan kazançlı çıkar bana göre.. Gündemi AK Parti belirleyecek, CHP ve MHPOlmaaaz” diyecek!

Bugünki sonuçlar, gelecek seçimlere aynen yansıyacak olursa, MHP barajı geçemeyebilir.. Böyle bir durum sözkonusu.. BDP barajı aşarsa, CHP’nin oyu daha da azalacak demektir.. “Türkiye partisi” olmak adına BDP, daha demokratik bir profil ve mesajla seçmen karşısına çıkabilir..

Ne olacağını bize zaman gösterecek. Tabii CHP, MHP ve Cemaat troykası boş durmayacak.. 3 koldan AK Parti’ye saldıracaklar.. 3 dönemi bahane ederek, aday olamayacaklar arasından, aday olmak isteyenleri yeni oluşumlara davet edecekler. Birtakım kişiler üzerinde tehdit ve şantajla baskı kurmayı da deneyebilirler.. 3. bir grub ise, paralellere yakınlığı sebebi ile, ya da başka sebeblerle aday gösterilmeyecek olanları AK Parti’den kopmasını sağlayarak, AK Parti’de büyük bir çözülme-dağılma olduğu havası uyandırarak, “Erdoğan sonrası AK Parti dağılıyor” propagandası yapmak!

Öyle anlaşılıyor ki, yeni oluşum merkez parti havasında olacak.. Yani ANAP örneğinde olduğu gibi 6 eğilimi birleştirmeye çalışacak. Alevi, sağ, sol, milliyetçi, dindar ve liberallerden oluşan bir hareket..

Bu oluşuma Cemaat ve Doğan Mediası da destek verecektir. Ama böyle bir macera yeni Çatı olayı gibi fiyasko ile sonuçlanabilir.. Böyle bir olay, kesinlikle MHP’nin baraj altına savrulmasına yol açarken, CHP’de ciddi oy kaybına sebeb olabilir. Yani, AK Parti’nin anayasal çoğunluğa ulaşmasına sebeb olan yeni bir Genç Parti olayına dönüşebilir..

Paralelciler ve derin yapı açısından zor bir ikilem. Yeni bir oluşum AK Parti’nin daha da güçlenmesine sebeb olabilir. Yeni bir oluşuma gidilmezse CHP ve MHP’deki erime devam eder ve AK Parti’deki yükseliş devam eder.

CHP, MHP ve Cemaat için bu durum, ölümlerden ölüm beğenmek gibi bir şey.

Hal böyle olunca Türkiye’nin geleceği açısından siyasetin yönü belli. Mecburi istikamet AK Parti’nin önlenemeyen yükselişi olarak görülüyor..

AK Parti’ye yönelik komplolar, içeriden hançerleme girişimleri ise, toplum nezdinde affedilmeyecek. Daha önceki kopanların başına gelen, ötekilerin de başına gelecek.. 

Selâm ve dua ile..

yeniakit