Derin Gerçekler
Tüm dünyadaki para sistemleri çökertilecek, performans pass. la DSÖ’nün karbon ayak izi ile, bizim yerli ve milli HES sistemide entegre edilip, global tek para sistemine geçilecek geçilmeyecek derken, Almanya’da mRNA’cı Türkler sanık sandalyesine oturtuldu!
RNA’nın (m) mesenger değil “Manipülatör”, “Modifikatör” olduğu anlaşıldı. Şimdi insanlık çok ciddi bir tehdit altında aslında, insanlara aşı diye zerkedilen sıvı meğer bir Gen Manipülatörü imiş. Ve artık insancılıkların tek TIK’lık canı kaldı.. Doğu'da bir ilçeden arıyorlar, gençlerde rahim kanseri ve akciğer kanseri patlamış. Bu saatten sonra tek olağan şüpheli var o da DSÖ. Ama bizim media şimdilik “daha ciddi” işlerle uğraşıyor!?
Bu iş mRNA ile filan uzun sürüyor, Eroin ve kokain pahalı, navlun, gümrük uzun iş, Metamfetamin en kolayı, “yerli ve milli”.
Üstelik kısa sürede bitiriyor işi, kriminal risk katsayısı yüksek, başladın mı geri dönüşü de, tedavisi de çok zor.
Daha hızlı bir şekilde nüfus kırımı gerçekleştirecek bir aparat. İlaçla filan uğraşmaya gerek yok toplumun belli bir kesimi için bu yeter de artar bile. Amerikalı dostlarımız da (!?) bizim LGBT gibi konularla oyalanmamız için vesileler üretiyorlar. Bu arada birileri sınırdan düşman askerlerinin hara, kara, deniz yoluyla saldırmasını beklerken, herifçioğulları siber ordularının nano askerleri ile damarlarımızdan kafamıza ve kalbimize sızmış. İnsansız araçlar hoşunuza gidiyordu değil mi, “İnsansız dünya daha güzel olacak”!?
Döviz, altın, gümüş, bir günde çıldırdı. Nereye gidiyoruz? Paramızın değerini kim çalıyor?. “Hırsız vaaar” diye bağıracağım da, “mRNA öldürür” dedik, kim duydu. Öldüler, öldürüldüler, öldürdüler, kimsenin GIK’ı çıkmıyor. Bundan sonra zaten 5G, StarLinkler üzerinden WiFi’ler, akıllı telefonlar üzerinden TEK TIK’lık bir canınız var. Ne güzel mRNA şehidi (!?) olursunuz. Birileri VUR diyor, bizimkiler aşıları vuruyor, ÖL diyorlar, ölüyoruz! “Vur de vuralım, öl de ölelim” “Müjdeler olsun yurdumun toprağına taşına”, şimdiden milyonlarca PCR çubuğu hazır. Ankara çalışıyor!
Daha dün göreve başlayan Mehmet Şimşek’in kötü yönetiminin sonucunda mı oldu bu!. Tek kişinin karı değil bu işler, yetiş Hafize bacı! Sizin ocağınıza düştük. Gaye bilir bu işin Erkanını dediler. İnşallah Şimşek AK Parti’nin Atilla Karaosmanoğlu, Kemal Derviş’ine dönmez.
Atilla Karaosmanoğlu’da 1971’de Nihat Erim tarafından başbakan yardımcılığı görevi için çağrıldı. 1972 yılında bu görevden istifa etti. 1972’de Dünya Bankasına döndü. Sonuçta Dünya Bankası’nda 5+22 toplam 27 yıl çalıştı. Dünya Bankasında başkan yardımcılığına kadar yükseldi. Ardından Kemal Derviş 2001 Türkiye ekonomik krizi sonrası dönemin Başbakanı Bülent Ecevit tarafından ekonomiden sorumlu devlet bakanı ve hazine müsteşarı olarak görevlendirildi. 2002-2005 yılları arasında CHP İstanbul milletvekili olarak TBMM'nde yer aldı.
Sahi zam yapan üretici ya da zincir marketler “hain”di, şimdi “hainlik nöbeti” kimde?
Bankalar ve döviz bürolarında mı?
Paramızın değerini onlar mı çalıyor?
Ne olacak şimdi.?
Bu reel piyasa rasyosu ise, peki dün olanlar neydi? Bu durumda Şimşek günah keçisi olarak mı seçildi? Sahi, Amerika’dan ithal ettiğimiz “yerli ve milli” Türk kızı bankacı Merkez bankasındaki dengeleri o mu sağlayacak? Nasıl sağlayacak. Göreceğiz, sırada faiz artışı var. Şimdilik “Nas” rafa mı kaldırılacak!?. Reel piyasa, reel ekonomi, reel kur, reel faiz!
Sahi Riba haram da enflasyon helal mi? Birinde tefeci finans baronlarıysa, ötekinde de kim? Hırsızın kim olduğu suçun niteliğini değiştirir mi? Biri bana şunu söylesin Hırsız kim? Polis nerede?
Sahi Millet ittifakı gelse durum daha mı iyi olurdu. Yani Babacan gelse farklı bir şey mi yapacaktı! Siz çareyi başka yerde aramayın. Bu şekilde aslında kaçtığımızı sandığımız şeye doğru koşuyoruz. O malum derin yapı, her iki tarafı da fonluyor. Hatta 3.sünü de el altında hazır tutuyor.
Sağcımızı da, solcumuzu da, milliyetçimizi de, liberalimizi de fonluyorlar. Dindar-Laik farketmiyor. Şeytan bizi ''Allah’la da aldatmasın'', servet, fuhuşla da. Onun kadrosunda Şeyh de var Fahişe de. Bunu unutmayın.
Bakın bu şekilde sağa-sola seğirterek çıkış yoluna ulaşamazsınız. Çıkış kapısını gösteren bilgi notu en son cebinizde. Onu çok iyi bir yere sakladınız ve bulamıyorsunuz. Son aklınıza gelen yer neresi? Aklınızı, kalbinizi, sezgilerinizi ve vicdanınızı kuşanın. Hani umut bağladığınız kişiler, kurumlar nerede?
Şimdi Ticaret Bakanı ne yapacak, Tarım bakanı ne yapacak? İthalatçı ne yapacak, İhracatçı ne yapacak? Bu denge nasıl sağlanacak. Asgari ücretle kirayı nasıl ödeyecek insanlar, kaç kilo havuç alacağız bu parayla? Hani hep “havuç mu, sopa mı” dediler ya, biz Havuç’u seçmiştik. Havuç da sopa gibi olmuş. Kurbanlıklar kaç lira olacak bu gidişle. Sahi, aşılanmış, geni ile oynanmış, klonlanmış, hormonlu inek ve koyundan kurban olur mu? Klonlanmış ineğin yaşı nasıl hesaplanacak? Domuz geni, taşıyan sığırdan kurban olur mu? Geni ile oynanmış, Gen implantı yapan, Klonoid canlılar üreten İngiliz firmasının Türkiye’deki temsilcileri bazı koyun ırkları ile ilgili çalışmalarının sonuçlarının Türkiye’de de pazarlandığını biliyorum da! Texel ırkı mahluklara dikkat.
19 Haziranda Zihicce başlıyor. Zilkade, Zihicce ve Muharrem, tek başına gelen Recep “Haram aylar”dan. Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep.
3 ay arkası arkasına geliyor, Recep tek. Aslında “Haram aylar”dan. Zilkade 21 Mayıs Pazar günü başladı. Sahi, bu günlerin Bizim İçişleri, MSB, TSK, Jandarma, Emniyet, MİT gibi İstihbarat örgütleri için pratik bir anlamı var mı? Daha doğrusu şöyle sorayım, bu günlerin bu insanlar için bugünkü anlamı nedir ve karar verirken bunun farkında olarak mı karar veriyorlar? Nasıl Riba Nas ile ilgili bir konu ise, bu da Nas!
Bakalım Şimşek şimdi ne yapacak? Merkez Bankası ne yapacak, yeni Aile bakanı ne yapacak?
Bir yanda Türkiye gerçekleri, bir yanda Dünya gerçekleri, bir yandan toplum gerçekleri, öte yandan Hakikat, insanların uğruna herşeyleri feda edecekleri İmanları ile ilgili, Hakikat ve Adaletle ilgili kayıtsız ve şartsız temel, devredilemez değerleri var.
Hadi şimdi aldığınız vekaletin gereğini yapın.
Unutmayın yaptıklarınızın ve yapmanız gerekirken yapmadıklarınızın hesabını vereceğiniz bir gün var.
Selam ve dua ile.