Sivas ve Başbağlar, “derin el” işi değil mi?

"... Niçin Sivas her gün tartışılıyor da, Başbağlar’ı hatırlayanımız yok” sorusu da, üzerinden 16 yıl geçen bu olayların “derin eller” tarafından işletildiğini, bugün daha net olarak ortaya koymuyor mu?

Ali İhsan KARAHASANOĞLU - Vakit

Sivas ve Başbağlar, "derin el" işi değil mi?


Yakın tarihte olan olayları, belki deliller tam belirlenemediğinden çözmek zor.

DursunÇiçek yargılanmalı mı, yargılanmamalı mı? Bu açıdan zor bir soru..
Ama, hep aynı yapılanmaların eseri olan olayların, eskilerinden başlayarak, daha sıhhatli yargılamalar yapılamaz mı?
Örneğin Sivas olaylarından başlasak bu işe..
Hemen arkasından,Başbağlar katliamının işleniş şeklini, faillerini sorgulasak.
Evet, 16 yıllık bir geçmişi olan bu olayları sorgulamak, bugün daha kolay olsa gerek.
Olayların üzerinden uzun yıllar geçmiş olması sebebi ile, adeta kuşbakışı bir inceleme imkanı var bugün.
Olayın sıcak anlarında değerlendirilemeyen bir çok ayrıntı, şimdi bizi direkt faillere götürebilir.
O zaman sıralayalım sorularımızı..
Sivas olaylarının ve Başbağlar katliamının aydınlanması için..
Sivas olayları öncesinde, Aziz Nesin'in, Şeytan Ayetleri isimli kitabı tercüme etme ısrarı, bir derin elin organizasyonu muydu?
Şeytan Ayetleri kitabı, Şubat 1993'te, o tarihlerde günlük olarak yayınlanmakta olan Aydınlık dergisinde dizi yazı halinde verilmeye başlandı..
Şişli Sulh Ceza Mahkemesi, "Yayın TCK'ya aykırıdır. Halkı tahrik edici niteliktedir. Gazetenin toplanmasına" kararı verdi..
Ama Aziz Nesin, ertesi gün yine aynı diziye, kaldığı yerden devam etti.
Yani İslam dinine hakaret içeren ifadeleri, mahkeme kararına rağmen sürdürdü.
Aziz Nesin'e, bu cesareti kim verdi?
Derinlerden birileri mi?
Mahkemenin toplatma kararına rağmen, "Onlar toplatsınlar, ben yine yayınlamaya devam edeceğim" diye meydan okuma, Aziz Nesin'in kafasından mı çıkmıştı; toplumu germek için, derinlerin bir operasyonu muydu?
O yayınlardan sonra, Türkiye'nin birçok ilinde, Aziz Nesin aleyhtarı gösteriler düzenlenmişti. Buna rağmen, hemen 4 ay sonra Sivas'ta düzenlenen bir etkinliğe, Aziz Nesin'i davet etme fikri, kimden çıkmıştı?
O da, derinlerden birisinin fikri miydi?
Kişilere hakaret ettiniz mi, haliyle bir tepki verirler..
Bu; insanın tabiatının gereğidir.
Toplumlara, toplumun inançlarına hakaret ettiğinizde de, halk tepki verir.. Bundan daha doğal bir şey olamaz.
Acaba derinlerden birileri, Aziz Nesin'e yönelik tepkilerin yoğun bir şekilde gösterilebilmesi için, Sivas'ı mı seçmişti?.. Halk tepki gösterecek, bu arada derin ellerden operasyonla görevli elemanlar, otel önünde yangın çıkartarak, tepkileri bambaşka bir boyuta taşıyacaklar..
Olayın üzerinden 16 yıl geçtikten sonra, şöyle bir geriye dönüp bakın şu olanlara.. Bence hiç de zor bir organizasyon değil bu..
Çok vahşice.. Halk üzerinden oynanmış, sinsice bir oyun. Ama bugün değerlendirdiğimizde, bana göre çok kolay bir tertip..
Ya Sivas'ta yaşananların hemen üç gün sonrasında, Başbağlar'da yaşananlar?
Bugün o katliamı çözmek, bence çok daha kolay.
Teröristlerin gelme noktaları, eylem sırasında sarfettikleri sözler, kaçış yolları.. Hepsi bugün çok daha net bir fotoğraf veriyor bize..
Üç-beş çapulcu teröristin işine hiç de benzemiyor..
Türkiye'de, farklı mezhepteki insanları birbirine kırdırma oyunu, tüm çıplaklığı ile görülüyor.
Bir köydeki 33 insanı birden öldürebilen, sonrasında da devletin güvenlik mensupları gelmeden kaçabilenler, gerçekten kendi halinde teröristler midir?
Yoksa, devlet içinde yapılanmış, "derin el"lerin kuklası, ihale usulü iş yapan "maşa"lar mıdır?
Tüm bu gerçekleri, öğrenmek istiyoruz.
"Sivas'ta ölen 37 aydın" diye söze başlayan istismarcılara, "Orada ölenlerin büyük çoğunluğu zaten 20 yaşlarındaki gençlerdi. 'Aydın' sıfatı da nereden çıktı" sorusunu yöneltip, "Yoksa ölenleri 'aydın' olarak niteleyerek, tepkileri artırmak da, derin ellerin bir operasyonu muydu?" sorgulamasını da yapmalıyız!
"Sivas'ta 37, Başbağlar'da ise 33 insan öldü.. Niçin Sivas her gün tartışılıyor da, Başbağlar'ı hatırlayanımız yok" sorusu da, üzerinden 16 yıl geçen bu olayların "derin eller" tarafından işletildiğini, bugün daha net olarak ortaya koymuyor mu?
Objektif olalım.. Dünkü olayları sorgulayalım..
Ki, bugünkü olayları, daha iyi değerlendirebilelim..

Medya-Makale Haberleri

Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı